BÜTÜN GENEL BİLGİLER (KARIŞIK)


TAVŞANLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER


Tavşanlar gece aktif hayvanlardır. Yani alacakaranlıkta yada gece daha fazla faaliyet gösterirler. Arka bacakları ön bacaklardan daha uzundur. Üst dudakları ise derin olarak yarıktır. Tavşanların dişleri sürekli olarak uzar. Sürekli uzayan bu dişlerini törpüleyerek kısaltma zorunluğunda oldukları için tavşanlar kemirme ihtiyacı duyarlar. İkinci kesici dişleri küçük kalarak birinci kesici dişlerin arkasına itilir. Köpek dişleri ise tavşanlarda yoktur. Testisler genellikle 3. aydan sonra karın boşluğundan scrotum içine iner. Ayrıca testisler tavşanlar tarafından karın boşluğuna çekilebilir. Bu sebeple küçük tavşan yavrularında cinsiyetlerini ayırmak daha zordur.
Tavşanların burunlarında dokunma hücreleri vardır ve iyi koku alırlar. Üst dudakta aşağı yukarı haraket eden 20-25 adet duyum iplikçikleri vardır. Bu duyum hücrelerini kullanarak çevre hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalıştıkları için tavşanların burunları ve üst dudakları sürekli olarak hareket halindedir.
Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli sınıfının tavşanlar takımında yer almaktadırlar. Kemirgenler ayrı bir takımdır ve o takıma tavşanlar girmezler.
Beslenmelerine gelince otçul (herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler. Tavşanların gebelik süresi 29-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 6-10 yavru vermeleri bir tavşan çiftini bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.
Tavşanlar için en uygun çevre ısısı 15-18 derecedir. Yüksek rutubetle seyreden 30 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda ısı stresi gelişir. Bu durumda tavşanların üreme fonksiyonunda bozukluklar ve ölüm oluşabilir. Aynı şekilde tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir. Yetişkin tavşanlar tüyleri sayesinde bu sıcaklıklardan yavrular kadar etkilenmesede, özellikle yeni doğmuş olan yavrular tüysüz doğacağı için çevre sıcaklığının daha yüksek tutulmasında fayda vardır.
Tavşanlar doğada av konumunda oldukları için ürkek canlılardır. Özellikle yeni almış olduğunuz bir tavşanınız varsa yeni ortamına alışıncaya kadar daha dikkatli davranmalısınız. Tavşanınızın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması tavşanınızı strese sokabilir.
UYGUN ÇEVRE SICAKLIĞI
10-25 C' (En uygunu 15-18 C')
BESLENME TARZI
OTÇUL
YAŞAM SÜRESİ
ORTALAMA 7-8 YIL
VÜCUT ISISI
39,5 C'
SOLUNUM SAYISI
32-60 / DAKİKA
NABIZ SAYISI
300 / DAKİKA
İLK ÇİFTLEŞME YAŞI
HAFİF IRKLAR: 4-5 AYLIK
ORTA AĞIRLIKTAKİ IRKLAR: 5-6 AYLIK
İRİ IRKLAR: 8-10 AYLIK
GEBELİK SÜRESİ
29-33 GÜN
DOĞUMDAKİ YAVRU SAYISI
1-15 (ORTALAMA: (6-10)
SÜT EMZİRMESÜRESİ
TAVŞANLAR DOĞUMDAN SONRA 6-8 HAFTA SÜT VEREBİLİRLER
YAVRULAR EN AZINDAN 3-4 HAFTA SÜT EMMELİDİRLER
 



TAVŞANIN ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİ


TAVŞANIN ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİTavşanlar kemirgenler takımında değil, tavşan biçimliler takımında yer alır. Kemirgenlik her iki takımın ortak noktası olsada, diğer anatomik özellikleri ve yaşam biçimleri açısından çok fazla farklılık olması sebebiyle ayrı takımlarda sınıflandırılmışlardır.
Tüm evcilleştirilmiş tavşanlar Laporidae (Tavşangiller) ailesinin Oryctolagus cuniculus (Ada tavşanı) türünden köken almışlardır. Evcil tavşanlar ile yabani tavşanlar aynı aileden geldikleri için birbirlerine büyük ölçüde benzerler. Her iki türde ülkemizde oldukça yaygındır.
Ochotonidae (Islıkçalan Tavşanlar) ailesine mensup olan tavşanlar ise tavşangillerin farklı bir ailesine dahil olduklarından bildiğimiz tavşanlardan oldukça farklıdır. (Bir yerde görsek tavşan demeyiz !) Bu aileye mensup tavşanların kulakları evcil tavşanlarımıza oranla oldukça kısa, ön bacakları ise arka bacaklarına oranla çok kısa değildir. Geceleri ıslık şeklinde kesik kesik 5 defa tekrarlayan bir ses çıkardıkları için bu tavşanlara "Islıkçalan Tavşanlar" denmiştir. Kuzey Amerika, Kuzey Asya ve Avrupa'da yaygındırlar.

TAVŞANIN ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİ

Kingdom (Alem )...............  : Animalia (Hayvanlar )
Orbis (Şube ) ..................... : Chordata (Sırt ipliler )
Suborbis (Altşube ) ..........  : Vertabrata (Omurgalılar )
Classis (Sınıf ) ..................  : Mammalia (Memeliler )
Subclassis(Altsınıf) ........... : Placentalia (Plasentalı Memeliler)
Ordo (Takım ) ....................  : Lagomorpha (Tavşan biçimliler )
Subordo (Alttakım ) ..........  : Duplicidentata (iki sıralı dişliler )
1-Familia (Aile ) ....................  : Laporidae (Tavşangiller )
Genus (Cins ) ......... : Oryctolagus
Species (Tür ) .. : Oryctolagus cuniculus (Ada tavşanı)
Genus ....................... : Lepus
  Species ........... : Lepus europaeus (Yabani tavşan)
2-Familia (Aile ) ..................  : Ochotonidae (Islıkçalan Tavşanlar )
a-Genus (Cins ) ......... : Ochotona
Species (Tür ) .. : Ochotona pusilla
Species (Tür ) .. : Ochotona roylei



TAVŞAN DAVRANIŞLARI


TAVŞAN DAVRANIŞLARITavşanlar doğada av konumunda oldukları için ürkek canlılardır. Bu sebeple yeni bir ortama uyum sağlaması biraz zaman alabilir. Özellikle yeni almış olduğunuz bir tavşanınız varsa yeni ortamına alışıncaya kadar daha dikkatli davranmalısınız. Tavşanınızın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması tavşanınızı strese sokabilir. Ancak ortamına alışıp kendini güvende hissettikten sonra, tavşanların ne kadar sevimli canlılar olduğunu sizde göreceksiniz.

İdrar Püskürtme :

Tavşanların alanlarını belirlemek amacıyla çevresindeki bölgelere idrarlarını püskürterek yaptıkları cinsel bir davranıştır. Bu davranış sıradan bir idrarını yapma olayından farklıdır. Amaç idrarlarını yapmak değil, bölgeye kokularını bırakmaktır. Eğer tavşanınızın bu sorununu kısa süre içerisinde çözemezseniz, bu cinsel davranış zamanla alışkanlık haline dönecek ve tavşanınız bunu her zaman yapabileceğini düşünmeye başlayacaktır. O zaman da bu davranışı engellemeniz çok zor olacaktır.

Boyunlarını Eşyalara Sürtme :

Tavşanlar, çenelerinin altında bulunan kıl folliküllerindeki salgı bezlerinden salgıladıkları feromonları çevrelerindeki cisimlere sürmek suretiyle kokularını çevreye bırakırlar. Bu kokuları alan diğer tavşanlar o bölgede yaşayan tavşanların varlığından haberdar olurlar. Bu davranış şekli tavşanlar için doğal ortamda aynı zamanda bir nevi iletişim aracıdır. ("Ben buralardayım, haberiniz olsun!" gibi) Böylelikle tavşanlar yaşadıkları bölgeyi ve diğer tavşanları tanıyabilirler.

Tünel Kazma :

Tavşanlar kendilerini güvende tutmak ve doğum yapmak için tüneller kazarlar. Tavşanlar gece aktif hayvanlar oldukları için, kazdıkları tünelleri gündüzleri dinlenme yeri ve sığınak olarak kullanırlar. Tavşanlar ev ortamında tünel kazamadıkları için; içgüdüsel olarak benzer ortamı sağlayan, kuytu ve üstü kapalı yerlere girmeyi çok severler.

Arka Ayaklarını Yere Vurma Davranışı :

Korku ve stres yaratan ani değişiklikler (gürültü, koku vb.), gruptaki diğer tavşanları tehlikeye karşı uyarmak amacıyla, tavşanların arka ayaklarını yere vurma şeklindeki bir davranışı ortaya koymalarına neden olur.

Agresiflik ve Saldırganlık :

Tavşanlar ergenlik döneminde genellikle hırçınlaşırlar. Zaman zaman hırlama ve pençeleme şeklinde davranışlar bu dönemde görülebilir. Bunun sebebi tamamen kendini koruma içgüdüsü ile ilgilidir. Çünkü doğal ortamda, ya da sayıca fazla tavşanların bir arada tutulduğu tavşan gruplarında; genç erkekler cinsel olgunluğa ulaştığı zaman, yetişkin erkekler onları kısırlaştırmaya çalışırlar. Tavşanların testislerini istedikleri zaman karınları içine çekebiliyor olmaları, bu kısırlaştırma faaliyetlerinden en az kayıpla kurtulmalarına yardımcı olur. Tavşanınız ergenlik dönemini atlatıp kendini koruyabilecek boyutlara ulaştığında, hırlama ve agresiflikler kaybolur.

Yuva Hazırlama Davranışı :

Anne tavşanlar yavrulamadan önce kendi tüylerini yolarak ve farklı maddelerle (kuru ot, saman, v.s.) birleştirerek bir yavru yuvası hazırlar. Doğal ortamdaki tavşanlar yuvayı doğum için kazdıkları özel tünellerin sonuna yaparlar. Bu sebeple tavşanınızı üretmeyi düşünüyorsanız benzer ortamı sağlayan ayrı bir doğum bölmesi oluşturmalısınız.

Yalancı Gebelik :

Tavşanınızın hiç çiftleşmemiş olmasına yada çiftleştiği halde gebe kalmamasına rağmen gebelik belirtilerini göstermesi durumudur. Basit bir ifadeyle kendini hamile sanır.Yalancı gebeliğin görünümü gerçek gebelikte olduğu gibidir. Karın ve memeler büyür, haraketliliği azalır, sakinleşir. Bu sürenin sonunda tavşan tüylerini yolar, yavru yapmaya hazırlanır ve yuva yapma davranışlarına girişir. Bundan bir süre sonra da normal günlük yaşamına döner

Diş Gıcırdatma :

Diş gıcırdatması tavşanlarda ağrı belirtisidir.



YETİŞKİN TAVŞANLARIN BESLENMESİ




YETİŞKİN TAVŞANLARDA BESLENMEBeslenmede kaba yemin (kuru ot ve saman) önemi çok fazladır. Bunun birkaç nedeni vardır. Bunlardan biri; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir. Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir. Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir. Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler. Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır. Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir. Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır. Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı büyük bir iştahla tüketirler. Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur. Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir. Asla unutulmaması gereken olgu, bu otların yaş olarak verilmemesidir.
Tavşanların sindirim sistemi fizyolojisinin doğası bize, diyette yüksek oranda sindirilemeyen lif bulunmasının hayati önemi olduğunu gösterir. Bu lifler ise kurutulmuş otlar ve samandan kolayca sağlanır. Saman günü 24 saatinde sağlanmalıdır. Bu şekilde tavşanınız her zaman lif kaynağına sahip olacaktır.
MEYVE VE SEBZE YİYEN TAVŞANLARDiyetin sonraki önemli parçası taze yapraklı yeşilliklerdir.  Koyu yapraklı yeşillikler iyi miktarda lif ve su sağlar ki, bunlar bağırsak hareketliliğinin KURU OT YİYEN TAVŞANsağlanmasına yardımcı olur. Ayrıca günde en az 3 farklı tipte besin çeşitliliğinin sağlanması iyi olur. Örneğin; hindiba yeşillikleri, lahana, hardal bitkisi yeşilliği, marul, havuçların üst kısmındaki yeşillik, maydanoz v.b. Eğer tavşanınızı hiç meyve ve sebzelerle beslemediyseniz, en iyisi önce 2 hafta boyunca saman ve kuru ot verip ondan sonra birkaç hafta boyunca meyve ve sebzeleri çok az miktarda vererek başlayıp, daha sonra miktarını giderek arttırmanızdır. Bu davranış şekli tavşanınızın ishal gibi herhangi bir sindirim sistemi problemi yaşamasını engeller. Eğer tavşanınızın verdiğiniz gıda sonrasında dışkısının kıvamının yumuşadığını görürseniz bu gıdayı diyetinden çıkarmanız yeterli olur. Aynı zamanda elma, armut, şeftali, böğütlen, bezelye kabuğu, brokoli, mango, kivi, domates, kavun, portakal gibi diğer meyvelerde verilebilir. Bu tür taze gıdaları vermeden önce mutlaka onları yıkamalısınız. Yüksek miktarda nişasta içeren bezelye ve fasulye gibi baklagiller ile tahıllardan uzak durun. Tavşanınız her zaman temiz içme suyuna ulaşabilsin. Eğer tavşanınızın diyetinde yüksek oranda yeşillik varsa pelet yem ağırlıklı beslenmeye oranla daha az su içeceğini unutmayın.
PELET YEM VE TAVŞANEv tavşanlarının diğer yem ihtiyacı ise aslında diyetinin en az önemli parçası olan pelet yemlerdir. Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır. Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir. Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir. Bu durum sadece tavşanlara özel değil, bütün evcil hayvanlarda gözlenen bir durumdur. Bu konsantre gıda kaynakları aslında üretim amaçlı çiftlik tavşanları için tasarlanmıştır. Bu yemler yüksek oranda vitamin, mineral ve kalori içerir. Ev tavşanlarının bu fazladan kalorilere ihtiyaçları yoktur. Taze meyve ve sebzelerin yanında kuru ot ve saman yönünden zengin bir diyetle beslendikleri takdirde ihtiyaç duydukları vitaminlerin çoğunu kendileri üretebilirler.











TAVŞANLARDA BESLENME




TAVŞANLARDA BESLENMETavşanımızı doğru bir şekilde besleyebilmek için öncelikle tavşanların sindirim fizyolojisini iyi bilmemiz gerekir. Bir kaç basit bilgiyle aslında tavşanlarda beslenme kaynaklı ishaller ile yine sindirim sisteminde sayıları yanlış beslenme sonucunda hızlı bir şekilde artarak ani ölümlere sebep olan Clostridium türleri gibi bazı zehirleyici mikroorganizmalardan kaynaklanan ölümleri, bağısak tıkanmaları, diş problemleri v.b. bir çok sindirim sistemi kaynaklı hastalığın ortaya çıkışını önleyebiliriz. Bu konulara tavşan hastalıkları bölümünde ayrıntılı olarak değinilecektir.
TAVŞANLARDA BESLENMETavşanların sindirim sistemi insanlardan ve kedi köpek gibi diğer evcil hayvanlarımızdan oldukça farklıdır. Tavşanların körbağırsağında (sekum) bulunan fermentatif karakterli yararlı mikroorganizmalar özellikle selüloz gibi sindirimi güç besinlerin parçalanması sağlamakta, böylelikle hem kendi ihtiyaçları olan besinleri elde edip hemde tavşana parçalanmış sindirimi kolay besinler sunmaktadırlar. Tavşanların körbağırsağında yaşayan bu fermantatif mikroorganizmalar, tavşanların sindirim fizyolojilerinde çok önemli bir yer tutarlar. Özellikle bilinçsiz bir şekilde ağız yoluyla kullanılan antibiyotikler sekumdaki yararlı mikroorganizmaları öldürebileceği ve tavşanın besinleri sindiriminde sorunlara yol açabileceği için; bu tür ilaçlar mutlaka veteriner hekim kontrolünde ve önerisiyle kullanılmalıdırlar.
TAVŞANLARDA BESLENMETavşanlar otobur hayvanlardır ve bu sebeple beslenmeleri bitkisel yemlere dayanır. Sözlü olarak söylendiğinde herkesin tabikii biliyorum dediği ve hatta komik bulduğu ama pratikte hep unuttukları bir anahtar cümle vardır. "Tavşanlar tavşandır, insan değildirler." Bu sebeple tavşanlara insanlara özel olan abur cubur şeyleri vermemeliyiz. Biz nasıl onların yediği herşeyi yemiyorsak (örneğin kuru yonca gibi) onlarıda kendi sindirim sistemi fizyolojilerine uygun olan besinlerle beslemeli, yemeyi seviyor olsalar bile doğal ortamda bulamayacakları abur cubur gıdalardan uzak tutmalıyız. Sindirim sistemlerini diğer hayvanlarla kıyaslayacak olursak, atlarınkine daha çok benzerlik gösterdiğini söyleyebiliriz.
TAVŞANLARDA YUMUŞAK VE SERT DIŞKITavşanlar az miktarda fakat sık sık yerler. Tavşanlar yumuşak dışkı ve zeytin tanesi şeklinde olan sert dışkı olmak üzere iki çeşit dışkı üretirler. Yumuşak dışkı belli aralıklarla çıkarılır ve bu dışkıyı tavşan direkt olarak anüsten emerek alır ve çiğnemeden yutar, bazen yerden de alabilir. Etrafı sümüksü bir tabaka ile çevrilmiş halde bulunan yumuşak  dışkı yaklaşık % 70 su içerir ve üzüm salkımına benzer. (Soldaki resim) Protein, özellikle B grubu vitaminleri ve mineral bakımından zengindir. Yumuşak dışkı aynen yem gibi sindirim olaylarına maruz kalır. Bu durum tavşan yavruları ana sütüne ilaveten katı yem yemeye başladıklarından sonra (yaklaşık 3 haftalık yaştan itibaren) görülen fizyolojik, yani tavşanlar için doğal bir durumdur.


















TAVŞAN YAVRULARININ BESLENMESİ




Tavşan yavruları için besleme anne sütünü yeteri kadar alması ile başlar. Yavru bir tavşan annesinden 30 ila 45 gün (en azından 3-4 hafta) süt emmesi gerekmektedir. Burada onların yeteri kadar süt emmeleri çok önemlidir. Çünkü anne sütü ile gerekli bağışıklık elemanlarını almaktadırlar. Yavrular bu bağışıklık elemanlarını anne sütü haricinde başka SÜT EMEN TAVŞAN YAVRULARI hiçbir besinden alamazlar.
ENJEKTÖRLE BESLENEN YAVRU TAVŞANBurada süt sadece tavşan sütü olmalıdır.Yani yeni aldığınız yavrunuz erken sütten kesildi ise yavrunun süt ihtiyacı var diye inek sütü verilmemelidir. Çünkü inek sütü ile tavşan sütü, kompozisyon açısından büyük farklılıklar içerir ve bu farklılıklar yavru tavşanlara zarar verir.
Tavşan ve inek sütünün bileşimi

Tavşan Sütü
İnek Sütü
Kuru Madde
26,1-26,4
13
Ham Protein
13,2-13,7
3,5
Yağ
9,2-9,7
4
Kül
2,4-2,5
0,7
Laktoz
0,86-0,87
5
TAVŞAN YAVRULARI SAMANSütten kesilen tavşan yavrularına verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır. Bunun nedeni yine körbağırsaklarında bulunan mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir. Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir. Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir. Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında, yavruların kurtulma şansı çok düşüktür. Bu sebeple sütten kesimden sonra bol miktarda nem oranı çok düşük kuru ot (kuru yonca-kuru saman) ve daha az oranda pelet yem verilmesi gerekmektedir.
TAVŞAN YAVRULARININ BESLENMESİTavşan yavruları 3 haftalık olduktan sonra anne sütü ile beraber kuru yonca-kuru saman ve pelet yem tüketmeye başlarlar. Bu yüzden aldığınız yavru çok küçük ise ona bu tip gıdalar verilebilir. Eğer bu yemler olmadığında tavşan dışkısında yumuşamalar başlar.

Yavru bir tavşan 1 aylıkken sütten kesildiği zaman ortalama 400 - 600 gr canlı ağırlığa sahip olur. Onu aldığımızda ağırlığını kontrol ederek erken sütten kesilip kesilmediğini anlarız. Erken sütten kesilen bir yavruya daha itinalı yaklaşmamız gerekecektir.

TAVŞAN YAVRULARI VE  SEBZELERTavşanların beslenmesinde diğer bir noktada onlara sebze ve meyve vermenin zamanıdır. Tavşanınız en azından 3 aylık olmadığı sürece ona sebze vermemelisiniz. 3 aylık olduğunda çok çok düşük miktardaki sebzelerle tavşanınızı alıştırmaya başlayabilirsiniz. Ancak tavşanınıza sebze verdikten sonra onu gözlemlemeli ve ishal başlamışsa sebzeyi kesip kuru ot ve samanla desteklemelisiniz. Tavşanınıza meyve vermek için 6-7 aylık olmasını beklemenizi öneririz. Çünkü tavşanınızın sindirim sisteminin gelişimi tam olarak gerçekleşmemiştir.





TAVŞANLARDA BAKIM





Eğer evinizde bir tavşan beslemeye karar vermişseniz ilk düşünmeniz gereken şey tavşanınızı nerede barındıracağınızdır. Bunun için iki seçeneğiniz var. Birincisi tavşanınıza kendisine ait bir oda ayırmak, ikincisi ise tavşanınız için yeterli büyüklükte bir kafes kullanmak. Eğer eşyalarınızın kemirilmesi sizi pek endişelendirmiyorsa; tavşanınızın sizinle beraber tamamen özgür olarak evinizin içinde yaşamasını da düşünebilirsiniz.TAVŞAN ODASI
Ancak böyle bir durum; (özelliklede kabloların kemirilmesi) tavşanınızın sağlığını ve evinizin güvenliğini risk altına alacağından pek iyi bir fikir değildir. Yaşanmış bir hikayeden örnek vermek gerekirse; evde kimse yokken çalışan çamaşır makinasının su hortumunun kemirilmesi sonucu evi su bastığı ve halılar başta olmak üzere pek çok ev eşyasının zarar gördüğü görülmüştür.
TAVŞANIMIZ EV GEZİSİNDETAVŞAN KAFESİBu tür olaylarla karşılaşmak istemiyorsanız ve tavşanınızı ev içerisinde dolaştırmaya karar vermişseniz; ya onu mutlaka gözetim altında tutmalı ve kemirmemesi gereken yerleri kemirerek yaramazlık yapmasını engellemesiniz yada kemirebileceği alanları TAVŞAN ODASIkoruma altına almalısınız. Bizim önerimiz eğer uygulama imkanınız varsa tavşanınız için ayrı bir oda ayırmanızdır. Bu mümkün değilse yeterli genişlikteki kafesleri kullanabilirsiniz.
TAVŞAN KAFESİTavşanınızın yaşadığı yerde bol samanın bulunması hem onların zeminden soğuk almalarını engelleyecek, hem dağıtıp karıştırabilecekleri mükemmel bir oyun aracı olacaktır. Aynı zamanda bu samanları kemirerek, tavşanınızın sürekli uzayan kesici dişlerinin normal uzunlukta kalmasına yardımcı olacaktır.
TAVŞAN SEPETİBu samanlar veya kuru otlar, tavşanların sindirim sistemlerinin sağlıklı olarak çalışabilmesi için vazgeçilmez unsurlardır. Kullanılmamaları durumunda sık sık enfeksiyon kaynaklı olmayan ishallerin ve trikobezoar gibi diğer sindirim sistemi problemlerinin oluşması olağandır.

TAVŞANLARDA TIRNAK KESİMİTavşanların tırnaklarırının uzaması durumunda kesilmeleri gerekir. Fazla uzamış tırnaklar; tavşanın vücut ağırlığının daha fazla oranda tırnaklar üzerine yüklenmesi sebebiyle yere basma sırasında ağrıya sebep olabileceği gibi, tırnaklarda kırılma ve çatlamalara neden olabilir.TAVŞAN TIRNAK KESİM YERİ
Tavşanların tırnaklarının hangi sıklıkla kesilmeleri gerektiği; tırnağın uzama hızı ve aşınma oranına bağlı olarak değişir. Tavşanınızın yaşadığı alanın zemini sertse, tırnaklardaki aşınma daha fazla olacağından kesilmeleri için gerekli olan süre daha fazla olabilir. Tavşanınızın tırnağının kesilme zamanının gelip gelmediğine veteriner hekiminizin karar vermesi gerekir. Fazla uzamadan sizin tarafınızdan yapılacak kesimler sonrasında tırnakta kanamalar oluşabilir.
TAVŞANIN TARANMASITavşanların tüylerinde günlük belli bir oranda dökülme olması normaldir. Ancak özellikle kış aylarına ve yaz aylarına girerken tavşanların tüylerinde daha fazla dökülme gözlenir. Tavşanınızın tüylerini belli aralıklarla taramanız, dökülen bu tüyleri toplayacağı için, evde etrafta görülen tüy miktarını azaltır.
TAVŞANLARDA TARAMAAyrıca tavşanların temizlenmek için kendilerini yalamaları sonrasında yuttukları tüyler, mide ve bağırsaklarında birikerek trichobezoar denilen kıl yumaklarını oluşturabilir. ( Bu duruma tavşan hastalıkları bölümünde ayrıntılı olarak değindik. ) Tavşanların düzenli aralıklarla taranması, yutulacak olan tüy miktarınıda azaltacağı için bu hastalıktan korunmamızda yardımcı olacak etkenlerden birisidir.



TAVŞANLARDA KEMİRME




TAVŞANLARDA KEMİRMETavşanlar zoolojik sistemdeki yerleri açısından kemirgenler sınıfından olmasalarda, kemirmek onlar için zorunluluktur. Çünkü tavşanların dişleri durmaksızın uzamaktadır. Bir şeyleri kemirmek tavşanların dişlerinin törpülenmesini ve her zaman ihtiyacı olan boyutta kalmalarını sağlamaktadır. Tavşanlar kemirebilecekleri bir şeyler bulamadıkları taktirde gereğinden fazla uzayan dişler gıdalarının alınmasına ve çiğnenmesine engel olmakta ve bir süre sonra ölümle sonuçlanmaktadır. Tavşanlar bu durumun oluşmasını engellemek için sürekli bir şeyleri kemirme ihtiyacı duyarlar ve bu sebeple çok meşkul canlılardır.
TERLİK KEMİREN TAVŞANTavşanlar dişlerini sürekli törpülemek ihtiyacında olduklarından, onlar için kemirecekleri cisimlerin nitelikleri çok fazla önemli değildir. Gıdaları dışındada ağız yapılarına müsait olan her şeyi kemirmeye çalışabilirler. Halılar ve mobilya örtülerinin püskülleri (örnek yukarıdaki resim), mobilyalar, kablolar v.s. Hatta bizim evdeki televizyon kumandasının tuşlarından bir tanesi de tabanından kemirilmiş durumdadır. Bir süre daha geç kalmış olsaydık tuşları olmayan bir televizyon kumandamız olacaktı.
TAVŞANLARDA KEMİRMETavşanlar için kemirmek bir alışkanlık değil, bir yaşam biçimidir. Onlar bize zarar vermek için değil, sağlıklarını korumak için kemirirler. Eğer bir tavşan almaya karar verdiyseniz; onları bu şekilde kabul etmeniz ve ihtiyaçlarını karşılamanız gerekir. Tavşanımızın kemirmek için seçtiği cisimler bizim için uygun değilse; ona mutlaka kemirebileceği bir şeyler vermeliyiz.
TAHTA KASA VE VE KURU OTLAR TAVŞANLARIN KEMİRMESİ İÇİN UYGUNDURLARBu konuda önerebileceğimiz en iyi kemirme araçları saman, kuru otlar, tahta parçaları ve mürekkep içermeyen kağıt veya karton parçalarıdır. Özellikle saman ve kuru otlar hem mükemmel birer oyuncak, hemde kesici dişleri için zararsız birer aşındırıcıdırlar. Ayrıca sindirim sistemlerinin düzenli olarak çalışabilmesi için gerekli olan selülozu içerirler. Tavşanların günlük diyetlerinin mutlaka belli oranda selüloz içermesi gerekir.
Eğer tavşanınızın günlük besinleri arasında saman ile kuru otlar yoksa ve selüloz yönünden fakir bir diyet uyguluyorsanız; ona kemirmesi için verdiğiniz gazete kağıtları, peçeteler veya karton kutuların bir kısmını yeme eğilimi gösterebilirler. Çünkü bu kağıt türevi ürünlerde selüloz içerir. Ancak bu kağıt ürünleri işlenmeleri sırasında kimyasal süreçlerden geçtikleri ve katkı maddeleri ile özelliklede boya içerdikleri için yenildiği taktirde tavşanınızın sağlığı açısından zararlıdırlar.



TAVŞANLAR NASIL TUTULUR ?


TAVŞAN NASIL TUTULUR ?Tavşanların nasıl tutulacağı konusunda söylenmesi gereken ilk söz "Tavşanlar Kesinlikle Kulaklarından Tutularak Kaldırılmaz" olmalıdır. Böyle bir tutuş şekli tavşanınızın canını yakacağı gibi kulaklarada fazla ağırlık yüklenmesi sebebiyle zarar verecektir. Daha tehlikeli olan nokta ise; canı yanmış ve korkmuş olan bir tavşan kulaklarından tutulurken kaçmaya çalışır ve takla atarsa, bütün vücut ağırlığı boyun üzerine yükleneceği için boyun kırılması sonucu ölüm oluşabilir.
TAVŞANLARDA TUTUŞ ŞEKLİTavşanınızı belinden veya göğüs altından tutarak kaldırabilirsiniz. Ancak tavşanınızın kaçmasını istemiyorsanız; tavşanınızı daha fazla sabitleyici bir yönteme ihtiyacınız vardır. Bunun için; bir elinizle tavşanınızın omuz bölgesinin derisini tuttuktan sonra diğer elinizle tavşanınızın kalça bölgesinin altından kavrayabilirsiniz. Bu sırada tavşanınızın ayaklarınında resimdeki gibi kolunuzun üzerinde olmalarına ve boşta kalmamalarına dikkat etmelisiniz.  Tabiki tüm bunları yaparken mümkün olduğunca sakin olup tavşanınızı korkutmamakta fayda var. Muhtemelen bir süre sonra tavşanınız sıkılmaya başlayacaktır. Bu durumda fazla ısrarcı olmadan yavaş bir şekilde tavşanınızı yere bırakmakta fayda var.





ANGORA TAVŞANI


Kökeni Türkiye-Ankara olmasına karşın Türkiye’de nesli tükenmiştir. Son yıllarda ANGORA TAVŞANIyurt dışından ithal olarak getirilen hayvanlarla üretimine tekrar başlanmıştır. Buna karşın dünyada Ankara tavşanı yetiştiriciliği uzun yıllardır yaygın olarak yapılmaktadır.
Ankara tavşanı İngiliz denizcileri tarafından 1723 yılında Anadolu’da Fransa ve İngiltere’ye götürülmüştür. Almanya’da ise ilk olarak 1777 yılında Ankara Tavşanı yetiştirilmeye başlanmıştır.

Ankara Tavşanı Çeşitleri:

Verim özelliklerine göre uzun tüylü tavşanlar sınıfında bulunan Ankara Tavşanı, yetiştirildiği ülkenin iklim koşulları ve verim özelliklerine göre seleksiyon yapılarak değişik tipleri elde edilmiştir.
Bunlardan en tanınmışları

a- Fransız Angorası :

* 3,5 – 4,5 Kg. ağırlığında , beyaz ve farklı  renklerde  olabilir.  .
* Ayak , baş ve kulaklardaki yünler vücut yünlerine oranla daha az uzadıkları için fazla taranması gerekmemektedir. Bu nedenle  bu tipin yetiştirilmesi daha kolaydır.

b- Alman Angorası  :

* Ortalama 4 Kg. ağırlığında ve beyaz renklidir. 
* Yünü daha yumuşak ve yün verimi yüksektir.

c- İngiliz Angorası  :

* Vücudu kısa ve 2,5-3,5 Kg. ağırlındadır.
* Beyaz ve renkli olabilir.                                     
* Baş ve ayaklarındaki yünlerin fazlalığı nedeniyle daha fazla taranmaya gereksinimi vardır.

d- Giant Angorası  :

* 3,5-4,5 Kg. ağırlığındadır.
* Alman Angorasına benzer.          
       

e-  Satin Angorası  :

* 2,9-4,3 Kg arasında, beyaz ve farklı renklerde olabilir. Yünleri daha parlak ve ince yapılıdır. Oldukça hassas ve ürkek olduklarından bakımı zordur.


 
      Fransız Angorası                             Alman Angorası







                 
            İngiliz Angorası                                Giant Angorası                                 


  
           Satin Angorası                    


          

TAVŞAN HASTALIKLARI




TAVŞANIMIZ VETERİNER KLİNİĞİNDETavşanlarda ortaya çıkabilecek çok fazla sayıda hastalık olmasına karşın, biz öncelikle daha çok tavşanlara özel olan ve tavşanlarda sık gözlenen hastalıkları ele aldık. Öncelikle bilinmesi gereken bir nokta varki; buradaki bilgiler yüzeysel olarak genel bilgilendirme amaçlı verilmiştir. Tavşanınızda anlattığımız hastalık belirtilerini veya bunların dışında kalan herhangi bir rahatsızlık gözlemlemeniz durumunda, en kısa zamanda tavşanınızı veteriner hekiminize götürmeniz gerekmektedir. Veteriner hekiminiz size daha detaylı bilgiyi verecek ve tavşanınız için gerekli olan uygun tedaviye başlayacaktır. Veteriner hekiminizin önerisi olmaksızın tavşanınızda ilaç kullanmaktan kesinlikle kaçınmalısınız.
TAVŞAN ÜZERİNDE KENEStres, tavşanlarda hastalıkların ortaya çıkmasında en önemli hazırlayıcı faktörlerden birisidir. Bu sebeple tavşanınızı hastalıklardan korumanın ilk şartı; tavşanınız için gerekli olan uygun olan yaşam ortamını sağlamaktır. Hijyenik bir yaşam alanı, uygun beslenme ve uygun çevre sıcaklığının sağlanması ile birlikte kemirme ihtiyacının mutlaka karşılanması gerekmektedir. Ayrıca tavşanınızı çevredeki hasta tavşanlarla bir araya getirmekten kesinlikle kaçınmalısınız. Veteriner hekiminizin önereceği aralıklarla yapılan düzenli kontroller, gerekli iç ve dış paraziter tedaviler ile tavşanınızın ihtiyaç duyduğu diğer bakımlarının yapılması, tavşanınızı hastalıklardan büyük ölçüde uzak tutacaktır.
TAVŞAN HASTALIKLARITavşanların sosyal canlılar olduğunu unutmamalısınız. Eğer bir tavşana sahipseniz, onunla ilgilenmeli, ona zaman ayırmalı ve rahatça haraket edebileceği, oynayabileceği yeterli genişlikteki bir ortamı ona hazırlamalısınız. Tabiki bu arada tavşanlar için kemirmenin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu göz önüne alarak, eğer tavşanınızı evinizin içinde serbest bıraktıysanız tavşanınızın ve evinizdeki eşyaların sağlığı için onu mutlaka gözlem altında tutmalısınız. Özellikle elektrik kablolarını kemirmek tavşanlar için hayati tehlike yaratabilir.
ÜZGÜN TAVŞANBir kafese kapatıp sadece yemini ve suyunu vererek asla tavşan beslememelisiniz. Bu şekilde hapis hayatı yaşayan bir tavşan mutlu bir tavşan değildir, stres altındadır ve hastalıkların ortaya çıkması çok daha kolaydır.
TAVŞAN ENJEKSİYONAyrıca zoonoz hastalıklar denilen ve hem tavşanlarda hemde insanlarda görülebilen bazı hastalıklar vardır. Zoonoz hastalıkların başlıcaları; tüberküloz, tularemi, toxoplazmozis, listeriyozis, tripanozomiyazis, pseudotüberküloz hastalıklarıdır. Bu hastalıkların bulaşmasında, özellikle fare ve sıçanlar ile sağlıklı tavşanların bu hastalıkları taşıyan tavşanlarla bir araya getirilmesi önemli rol oynar. Genel hijyenik tedbirleri aldığınız ve evinizde fare yada sıçan bulunmadığı taktirde çok fazla endişelenmenize gerek yoktur. Kuduz hastalığı da zoonoz bir hastalık olmakla birlikte, tavşanınızın kuduza yakalanması için kuduz hastalığına yakalanmış bir hayvan tarafından ısırılması gerekmektedir. Yabani tavşanlar kuduz hastalığı için risk taşıyabilse de, evimizde beslediğimiz tavşanlar için bu risk son derece azdır.

                               HASTALIKLAR VE TEDAVİLER
1-Tavşanlar güçlü hayvanlardır ve nadiren hasta olurlar. Çoğu hastalık tavşanın doğru besin alması, bol su bulundurmamak, temiz bir kafes ve yeterli eğzersiz ile elgenlenebilir. Tavşanınızı 6 haftalıkken ve sonra yılda 1 kere viral kanamalı hastalık ve miksomatozis hastalıkları için aşılatabilirsiz.
2-Hayvanın Kendisini Kötü Hissettiğini Gösteren İşaretler:
 Bitkin olması, bir köşeye çekilmesi, kürkünün donuklaşması, yemeği redetmek, zor nefes alıp-vermesi, sulu burun, sulu gözler ve kabızlıktır. Bazı durumlar için pet shop` larda satılan ilaçlar kullanılabilir. Yoksa veterinere götürmek gerekir.
3- Solunum Yolu İşaretleri:
Aksırma, öksürme, burun akıntısı ve ıslak burun ile ıslak gözler. Bu durum genellikle kirli bir kafesten yada aşırı kalabalıktan kaynaklanır. Ayrıca havadaki iriten maddeler (deodorant, oda spreyi, toz vb.), kötü havalandırma, nem, aşırı sıcak ve diş hastalıkları bu duruma sebep olurlar. Kafesi iyice temizleyin, kuru ve tozsuz-pisliksiz olduğuna emin olun. Düzelmezse veterinere götürün.
4- Aralıklı Yumuşak Dışkılama (AYD):
Gerçek ishal çok sulu ve şekilsizdir ve bu durum tavşanlarda çok nadir görülür. Sık görüleni AYD`dir. Kaka puding kıvamı ile sıvı bir damla arasındadır, kötü kokuludur ve yapışkandır. Bunun nedeni aşırı karbonhidratlı diyet ( çoğunlukla ödül yiyeceklerinden kaynaklanır.) ve / veya düşük miktarda sindirilemeyen lif (saman) içeren diyettir. Çözümü; kuruot diyeti ve bol miktarda yeşilliktir. Geçmezse veterinere götürün.
5- İdrar Yolu Hastalıkları:
Tavşanın idrarından kan geliyorsa, idrar yapamıyorsa yada zor yapıyorsa idrar yolu hastalıkları akla gelmelidir. Veterinere götürün. En iyi önleme yolu yeterli miktarda taze yeşillik yedirerek ve hergün taze su vererek tavşanın gereken suyu almasını sağlamaktır.
6- Diş Hastalıkları:
Tavşanlarda yaygındır. Önlemi ve tedavi etmenin en iyi yolu doğru beslemektir. 2 temel nedeni vardır. 1`ncisi genetik kökendir. Tavşanlar üretilirken yüz yapıları değişebilir ve diş hastalığı yatkınlaşabilir. 2`nci neden diş sağlığına zarar verecek yiyeceklerle hayvanı beslemektir. Tavşanların dişleri devamlı büyür. Kötü sıralanmış dişler veya aşınmış dişler hastalığa yatkınlık oluşturur. Yılda 1 kez dişlerini veterinere gösterin.
7- Tüy Topu ve Mide Tıkanması:
Tüy topu sindirim sistemini tıkayarak, midede birikim oluşması olarak bilinen durumu anlatmak için kullanılır. Tavşan yavaş yavaş yeme-içmeyi keser, dışkıları ufalmaya başlar ve midede genellikle tüyden oluşan top meydana gelir. En önemli sebebi yanlış beslemektir. Çok yüksek karbonhidrat ve az lif içeren örneğin; hazır tavşan mamaları, peletler, hububat ve baklagiller gibi besinler buna neden olur. Mide tıkantısını düşündürcek belirtiler görürseniz tavşanınızı acilen veterinere götürün ölümcül bir durumdur. Kuru ot ve taze yeşillik ile beslenen bir tavşanın tüy topu sorunu olmaz. Tavşanlar 3 ayda bir az yada çok tüy dökerler. Kendilerini temizlerken bu tüylerin bazılarını yutabilirler ama sindirim sistemleri yuttukları tüyleri yok edebilecek şekilde düzenlenmiştir. Bu duruma istisna angoralar ve Jersey Wooly`s türü tavşanlardır. Bu tavşanlar uzun tüylüdür çok miktarda tüy yutabilirler. Bu yüzden bu tür tavşanlar sık sık taranırsa tüy yutmaları azalabilir.
8- Sıcak Çarpması:
Tavşanlar sıcağa çok duyarlıdırlar. Uzun süre sıcakta bırakırsanız yere yığıldığını ve ağır nefes aldığını görürsünüz. Tavşan kendini soğutmaya çalışmaktadır. Yapabileceğiniz en iyi şey bol su vermek, kapalı serin bir yere götürmek ve ıslak bir havluya sarmaktır. Sakın soğuk suya koymayın veya tavşana buz vermeyin, şoka girmesine neden olursunuz.
Tavşan ölümlerinde etkin hastalıklardan biri koksidiyozdur. Bu tehlikeli hastalık hakkında yeterli bigli sahibi olmamız tavşan ölümlerini azaltacaktır. Çünkü koksidiyoz erken tespit edildiğinde tedavi edilebilen bir hastalıktır.

11.1.1. Koksidiyoz
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]

Koksidialar hayvanlar aleminin en ilkel yaratıkları protozoadırlar; ve hayvanlar aleminin en ilkel yaratıkları olup seksüel ve aseksüel üreyebilirler. Bulundukları organlara göre etki mekanizmaları farklılık göstermekte olduğu gibi, diğer hayvanları etkileyen türler tavşanları etkilemez. Tavşanları etkileyen yaklaşık 9 koksidıa türü bulunmaktadır. Bir tanesi karaciğeri, diğerleri bağırsakları istila ederler Karaciğer koksidiyozu olan Eımeria stiedai ekonomik kayıplara neden olmayıp birkaç haftalık bir sağlık koruma ve önleyicı ilaç kullanarak önlenebilir. Daha ılıman olan bölgelerde karaciğer koksidiyozuna karşı doğru ilacı seçmek oldukça zordur ve hastalık ciddi problemler doğurabilir. Karaciğer sürekli denge halinde çalışması gereken bır organdir ve uygun olmayan çalışma sistemi veya kronik karaciğer yetmezliği hayvanın rezistansının azalmasına neden olacaktır. Bağırsak koksıdiyozu 4 grupta sınıflandırılabilir ve bunlardan bazıları patojen değildir.

Bağırsak koksidiyozlarında ortaya çıkan başlıca semptomlar; İshal, dehidrasyon ve derideki yapı değişiklikleri, ağırlık kaybı, yem ve su tüketiminin azalması ve ölümler şeklindedir İshal parazitın alınmasından 4-6 gün sonra ortaya çıkar ve en fazla 8-10. günlerde etkilidir. Ölüm olayları ishalle birlikte 3-4 gün içinde artaya çıkar ve bulaşmadan 9 gün sonra hızla artar.

Koksıdiyoz çevre faktörlerinin elverişsiz olduğu düzeyde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Ayrıca diğer hastalıklara duyarlılık ve hayvanlara yapılan uygulamalar da enfeksiyonun artmasında etkili olmaktadır. Koksidiyozun teşhisi laboratuvarda dışkı sayımı ve iç organların muayenesi ile yapılır. Ancak karaciğer koksidiyozunun tanımı daha kolaydır. Bu tür karaciğerde sarı çizgiler ve küçük nodüllere neden olmaktadır.

Koksidiyozun kontrol altına alınmasında hayvanların dışkı ile temasının kesilmesi, barınak içi neminin azaltılması ve ortam sıcaklığının yükseltilmesı, dezenfeksiyon uygulanması etkili olabilir. Ancak koksidiyostatlann yem ve su içerisinde verilmesi ıle sürekli denetim altında tutulabilir. Antibiyotikler koksidiyoza karşı etkili olmamalda birlikte ishali önlemek ve ikinci derecede bakteriyel bulaşmaları önlemek amacıyla kullamlabilirler.

KAYNAK: http://volkanderinbay.net/tarimnet/tavsan.asp?konuno=11
Bu kaynakta diğer tavşan hastalıkları hakkında da bilgi edinebilirsiniz.







    İSHAL: Tavşanda ateş, iştahsızlık, su içememe, halsizlik ve dehidrasyona sebep olur. Yanlış beslenme veya enfeksiyon kaynaklı olabilir.
ENFEKSİYONA BAĞLI İSHAL—virüsler, bakteriler ve parazitler başlıca etkenlerdir. Parazit olarak tenyalar (cysticercosis-kedi köpek dışkısı ve yemlerle tavşana geçer.Karaciğere yerleşir.), nematodlar ( 14-16 mm.s olucanlardır. Yeşilliklerin üstündeki larvalarla tavşana geçer) en başlıcalarıdır. Yine parazitlerle geçen en yaygın hastalıklardan bir diğeri de bağırsak koksidiyozudur. Tavşan paraziti aldıktan 4-6 gün sonra ishal başlar. Yukarıdaki belirtiler görüldüğünde hiç vakit kaybetmeden tavşanınızı veterinere götürmelisiniz.
YANLIŞ BESLENMEDEN KAYNAKLANAN İSHAL—Tavşanınızı çok fazla yeşillik ve sebze ile beslemek en önemli etkendir. Yavrularda sindirim sistemleri gelişmeden bu gıdalara başlamak, inek sütü vermek de ishale sebep olur.
KULAK UYUZU—Etkeni psoruptes cunucili’dir. Kulaklarda kahverengi kabuklanmalar oluşur. Tavşan bu bölgeleri kaşımaya çalışır. Veterinerinizden uygun parazit ilaçlaması yapmasını isteyin.

SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI—Burun akıntısı, hapşırık, öksürük, kuryza, zatürre, burunda cerahat, sinüzit,ishal, ateş, boyun tutulması, zor solunum hastalığın belirtileridir. Kafesin soğukta kalması,hava değişimleri,toz-amonyak solunumu, bakteriler(pasteuruella, bordetella, klebsiella, staphyloccocci, ecoli, salmonella, listeria), virüsler ve parazitler hastalığın etkenleridir.
RİNGWORM—Dermotamycosis veyotnchophytosis olarak bilinen deri ve kıl hastalığıdır. Deride kuruma,pullanma ve tüylerde matlaşma görülür.
APSE &MASTİTİS—Özellikle tel kafeslerde yaşayan tavşanlarda daha sık görülür. Apseye sebep olan en yaygın etken staphylococcus’dur. Antibiyoik tedavisi önerilir.
GENİTAL ENFEKSİYONLAR—Kalabalık popülasyonlar halinde yaşayan tavşanlarda daha sık görülür. Bazı zührevi hastalıklar tavşanın vulva,penis ve testislerine yerleşebilir. Antibiyotik tedavisi önerilir.
PSEÜDOTÜBERKÜLOZ—Üretim çiftliklerinde rastlanır. Üretim yöntemlerinin modernleş mesi sonucu günümüzde çok azalmış bir hastalıktır. Hastalık,Pseüdotüberkülozdan kaynaklanan beyazımsı çok sayıdaki nodüllerle iç organlarda (özellikle dalakta) yoğunlaşması ile oluşur.
TRWHOPHAGY—Kürk yeme hastalığı olarak da bilinir. Davranış problemleri, çevre faktörleri,kafesin yetersiz gün ışığı alması, fazla kalabalık ve dar kafesler bu hastalığa sebep olabilir.
ISI ÇARPMALARI—Tavşanlar çok yüksek ısılarla baş edemezler. Baygınlık geçiren, düzgün solunum yapamayan tavşanınızı derhal serin bir yere alın. Suyla ıslattığınız bir havluya sarın ve vakit geçirmeden veterinere götürün. Buzla vücut ısısını düşürmeye çalışmayın...





















TAVŞANLARDA CİNSİYET AYRIMI


DİŞİ TAVŞAN
ERKEK TAVŞAN
TAVŞANLARDA CİNSİYET AYRIMI ( DİŞİ TAVŞAN )
TAVŞANLARDA CİNSİYET AYRIMI ( ERKEK TAVŞAN )
Erkek tavşan yavrularında testislerin yaklaşık ilk 2-3 ay boyunca karın içerisinde kalmaları sebebiyle 2 aydan küçük tavşan yavrularında cinsiyet ayrımı yapmak, yetişkin tavşanlara göre biraz daha zordur. Bu dönemdeki tavşan yavrularında cinsiyeti ayırabilmek için; baş ve işaret parmağı ile üreme organı iki yana doğru gerdirilir. Üreme organının dişilerde yarık, erkeklerde yuvarlak biçimde olduğu ve üzerine bastırıldığında erkek üreme organının bir çıkıntı şeklinde ortaya çıktığı.görülür.
DİŞİ TAVŞAN
ERKEK TAVŞAN

TAVŞANLARDA CİNSİYET AYRIMITavşanlarda cinsiyet ayrımında bize yardımcı olacak diğer bir noktada; üreme organları ile anüs arasındaki mesafedir. Bu mesafe dişi tavşanlarda kısa olmasına karşın erkek tavşanlarda arada testisler bulunacağı için daha uzundur. Ancak 2 aylıktan küçük erkek tavşan yavrularında testisler karın boşluğunda bulunacağı için bu mesafe erkek ve dişi tavşan yavrularında birbirine çok yakındır.
3 ayını doldurmuş erkek tavşan yavrularında genellikle testisler karın boşluğundan scrotum içine inmiş olduğu ve elle hissedilebileceği için, yukarıda vermiş olduğumuz bilgilerinde yardımıyla tavşanlarda cinsiyet ayrımı çok daha kolay yapılabilir. Ayrıca testislerin karın boşluğundan scrotum içine inmesiyle birlikte erkek tavşan yavrularında cinsel davranışların ilk belirtileri (bir birlerinin üzerlerine atlama) görülmeye başlar.



TAVŞANLARDA GEBELİK




TAVŞANLARDA GEBELİKGebelik için tek çiftleşme yeterlidir. Gebelik döneminde tavşanınıza mümkün olduğu kadar sakin bir ortam sağlamalısınız. Gebe tavşanların davranışları değişir. Öncesine kıyasla daha sakin olurlar. İştah artar, özellikle gebeliğin onbeşinci gününden sonra ağırlık artışı ve karın büyümesi gibi belirtiler görülür. Bu dönemde yanında mutlaka bol ve temiz kuru ot bulunmalıdır. Doğumdan 2 – 3 gün önce göğüs ve karın altı tüylerini yolarak otlarla birlikte doğacak yavruları için yuva hazırlamaya başlarlar.
YENİ DOĞMUŞ TAVŞAN YAVRULARITavşanlarda hamilelik süresi ortalama 31-32 gün olmakla beraber 29-33 günler arasındada doğum gerçekleşebilir. Gebelik 34. günü geçerse yavrular ölür. Gebeliğin 33. gününde hala doğum oluşmamışsa tavşanınızı mutlaka bir veteriner hekime götürmeniz gerekir. Gebelik süresini etkileyen pek çok faktör vardır. Tavşanlarda ırk ve kalıtsal özellikler başta olmak üzere beslenme, hormonel bozukluklar ve yavru sayısı gibi bir çok faktör gebelik süresini değiştirebilir. Genel bir ifadeyle anne karnındaki yavru sayısı az ise gebelik süresi uzar, yavru sayısı çoksa  tavşanlarda hamilelik süresi daha kısadır. Geç doğum, tavşanların fazla yağlanmalarından ileri geldiği gibi hormonal  dengesizlikten de kaynaklanabilir. Gebelik süresinin 33 günü geçmesi halinde tavşanınızı mutlaka veteriner hekiminize götürmeniz gerekir.





TAVŞANLARDA YALANCI GEBELİK




TAVŞANLARDA YALANCI GEBELİKTavşanınızın hiç çiftleşmemiş olmasına yada çiftleştiği halde gebe kalmamasına rağmen gebelik belirtilerini göstermesi durumudur. Basit bir ifadeyle kendini hamile sanır.
Dişi tavşanlarda yumurtlama; kızgınlık döneminde iken cinsel uyarı alması durumunda oluşur. Yumurta döllendiği taktirde gebelik, döllenmediği taktirde de yalancı gebelik oluşur. Dişi tavşan dışarıdan yumurtlamayı oluşturacak cinsel uyarıyı almadığı taktirde gebelik yada yalancı gebelik oluşmaz.
Cinsel aktivitesini kazanmamış erkekle çiftleşme, tarama vb durumlarda vaginanın mekanik olarak uyarılması sonucu döllenmeden serbest kalan yumurtalar 15-20 gün (ortalama 16 gün) süren yalancı gebeliğe neden olur. Yalancı gebeliğin görünümü gerçek gebelikte olduğu gibidir. Karın ve memeler büyür, haraketliliği azalır, sakinleşir. Bu sürenin sonunda tavşan tüylerini yolar, yavru yapmaya hazırlanır ve yuva yapma davranışlarına girişir . Bundan bir süre sonra da normal günlük yaşamına döner.














TAVŞANLARDA DOĞUM




TAVŞANLARDA DOĞUMDişi tavşan, doğumdan 2–3 gün önce göğüs ve karın altı tüylerini yolarak otlarla birlikte doğacak yavruları için yuva hazırlamaya başlarlar ve burada doğumunu gerçekleştirir. Doğum genellikle gece olur. Tavşanlarda bir batında doğan yavru sayısı 1–15 arasında değişmekle beraber, ortalama olarak 6-10 arasındadır. Doğum çoğunlukla kolay gerçekleşir ve 30 dakikada tamamlanır. Bazı hallerde 5-10 saat ara ile iki partide tamamlanır. Tavşan yavruları, tüysüz ve gözleri kapalı olarak doğarlar. Doğumdan sonra birkaç gün içinde tüylenmeye başlarlar ve 10-12 gün içerisinde gözleri açılır.
Doğumdan sonra dikkat edilmesi gereken önemli bir noktada; yavru ve anne tavşanları mümkün olduğunca rahatsız etmemektir. Özellikle tavşan yavrularını çok küçükken kucağınıza almanız yada sevmeniz durumunda, anne tavşan yavrularına sinmiş olan yabancı kokuyu hissederek yavruları reddedebilir. Tavşan yavruları en azından sütten kesilip annelerine muhtaç olmayacak duruma gelene kadar yavrulara mümkün olduğunca el sürmemelisiniz.




TAVŞANLARDA DOĞUM











TAVŞANLARDA KANİBALİZM


TAVŞANLARDA KANİBALİZMTavşanların yavrularını veya diğer tavşanları yeme durumudur. Tavşanlara uygun bakım ve besleme şartları sağlanmışsa ve genetik olarak annenin kanibalizme yatkınlığı yoksa görülmez. Ancak, dişi tavşanların gebelik sırasında veya doğumdan sonra vitamin ve minerallerde dahil olmak üzere ihtiyacı olan tüm besinleri yeterince alamaması, açlık, susuzluk, stres, korku, insanların yavrular üzerine kokularını sindirmeleri vb. durumlar ile kalıtsal nedenlerden dolayı bazı tavşanlar yavrularını yiyebilirler.TAVŞANLARDA KANİBALİZM
Çevresel değişiklikler veya beslenmenin (özelliklede su) kısıtlanması gibi tavşanın yaşam şartlarındaki değişiklikler de tavşanlarda kanibalizme neden olabilir.
TAVŞANLARDA KANİBALİZM
Tavşanlar yavrularını doğurduktan sonra böcekler, diğer ev hayvanları, kemirgenler veya bazı alışılmamış ziyaretçiler tavşanların arasına girerse, sıklıkla tavşanlarda yavrularını yeme olayı oluşur.





















TAVŞANLARDA MİKZOMATOZİS HASTALIĞI


TAVŞANLARDA MİKZOMATOZİSMikzomatozis; tavşanlarda %25-90 oranında ölümle seyreden viral bir hastalıktır. Hastalık tavşanlara sivrisinek, pire ve direk temasla bulaşır. Hastalığın ilk belirtisi gözden sütümsü bir sıvının akmasıdır. Tavşanlarda durgunluk ve iştahsızlık gözlenir. Ateş yükselir. Vücut direnci zayıf olan tavşanlar 2 gün içinde ölürler.

TAVŞANLARDA MİKZOMATOZİSİlk 2 günü atlatan tavşanlarda; burun akıntısı, baş, göz kapakları, burun, dudak, kulak ve genital bölgede ödem oluşur. Baş şişmiştir. Burun akıntısı zamanla iltihaplaşır ve solunum zayıflar. Ödemleşmiş kulak düşebilir. 1-2 hafta içinde ölüm oluşur.

TAVŞANLARDA MİKZOMATOZİSBir kaç hafta yaşayan tavşanların burun, kulak ve patilerinde nodüller oluşur. Zamanla kabuklanmalar görülür. Bu formda hastalık 40 gün kadar sürebilir.
Korunma : Hastalığın taşıyıcısı parazitler olduğu için tavşanlarda paraziter mücadele mutlaka yapılmalıdır. Aşılama ile de hastalıktan korunmak mümkün olsada henüz ülkemizde aşısı yoktur. Ayrıca tavşanınızı hastalık belirtilerini gösteren diğer tavşanlarla bir araya getirmemeniz gerekir.
Mikzomatozis hastalığı tavşanlardan insanlara bulaşmadığı için; tavşan sahiplerinin kendileri için endişelenmesine gerek yoktur.



TAVŞANLARDA VİRAL HEMORAJİK SENDROM

( VHS - Nekrotik Hepatitis )


TAVŞANLARDA VİRAL HEMORAJİK SENDROM HASTALIĞI - VHS - Tavşanlarda %80-90 oranında ölümle seyreden, bulaşıcı ve viral bir hastalıktır. Bulaşma hava yoluyla, hasta tavşanların kullandıkları malzemeler, parazitler vb. bir çok yolla olmaktadır.
2 aylıktan küçük tavşanlar genellikle hastalığa dirençli olmakla beraber, özellikle 2 yaşın üzerindeki tavşanlarda VHS hastalığı hızlı seyreder. Hastalığın hızlı seyrettiği tavşanlarda genellikle herhangi bir belirti olmaksızın ani ölüm oluşur. Burundan kanlı ve köpüklü bir akıntı gelir.
TAVŞANLARDA VİRAL HEMORAJİK SENDROM HASTALIĞI - VHS - Hastalığın daha yavaş seyrettiği tavşanlarda; durgunluk, ateş, göz kapağında kızarıklık, solunum güçlüğü, kalp atışında artış görülür. Tavşanlar; ölüm öncesi çılgınca dönme hareketi yaparlar. Bazen kanlı burun akıntısıda görülebilir.
Korunma: Aşılama ile de hastalıktan korunmak mümkün olsada henüz ülkemizde aşısı yoktur. Ayrıca tavşanınızı hastalık belirtilerini gösteren diğer tavşanlarla bir araya getirmemeniz gerekir.











TAVŞANLARDA TREPONEMATOZİS HASTALIĞI


TAVŞANLARDA TREPONEMATOZİS HASTALIĞI 
Tavşandan tavşana hastalığın bulaşması çiftleşme ve yavrunun hastalığı taşıyan annesine teması ile olur. Hastalık deride, cinsel bölgelerde, gözlerde, göz kapaklarında, burunda ve dudaklarda ülserlerin ve kabuklanmaların görülmesine neden olur. Tavşanlarda kısırlığa ve yeni doğan tavşan yavrularının ölmesine sebep olur.


TAVŞANLARDA TYZZER'S HASTALIĞI
Tyzzer's hastalığı; tavşanlarda bol ishal, buna bağlı olarak gelişen hızlı sıvı kaybı ve yüksek ölüm oranıyla seyreden, bulaşıcı ve bakteriyel bir hastalıktır. Tavşanlar hastalık etkenini almış olsalar bile başlangıçta herhangi bir belirti göstermeyebilir. Özellikle süt emme dönemindeki yavru tavşanlar bu hastalığa çok duyarlıdır. Bu dönemdeki tavşanlarda aşırı sıcak hava ve stresin etkisiyle hastalık etkeni çoğalarak şiddetli derecede ishale sebep olur. Tedavi edilmeyen tavşanlar genellikle 1-2 gün içerisinde ölürler.
Korunma: Özellikle tavşanınızı sütten kesilme döneminde stresten uzak tutmanız, çevre sıcaklığını ayarlamanız ve hijyene önem vermeniz önerilir. Ayrıca tavşanınızı hastalık belirtilerini gösteren diğer tavşanlarla bir araya getirmemeniz gerekir.








TAVŞANLARDA PASTÖRELLOZİS HASTALIĞI


TAVŞANDA PASTÖRELOZİSTavşanlarda Pasteurella türü bakterilerin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Tavşandan tavşana bulaşma direk temas, solunum yolu veya hasta tavşanların kullandığı malzemelerin sağlıklı tavşanlar tarafından kullanılmasıyla olur. Genç tavşanlar hastalığa çok duyarlıdırlar. Hastalığı taşıyan anne tavşanlar doğumdan hemen sonra hastalığı yavrularına bulaştırdığı için; doğum sonrasında yavrularda bu hastalığa sık rastlanmaktadır. Sağlıklı görülen tavşanların %30-90' ı bu hastalığın taşıyıcısı olmakla birlikte, stres hastalığın ortaya çıkışında önemli bir etkendir.
Hastalık genellikle solunum yolundan tavşanların vücuduna girdikten sonra kan veya lenf yoluyla bütün vücuduna yayılması sebebiyle, başta solunum sistemi olmak üzere tavşanların bir çok organında belirtilere sebep olur.
TAVŞANLARDA EĞRİ BOYUN HASTALIĞIHastalığın hızlı seyrettiği tavşanlarda genellikle ani ölümler görülür. Yavaş seyrettiği durumlarda; burun-gözyaşı akıntısı, rahim, testisler, eklemler, orta kulak ve iç kulak ile deri altı ve diş köklerinde iltihaplanmalar oluşabilir. Tavşanlar burun akıntılarını patileyle temizledikleri için, patilerinin iç kısmı nemlidir yada tüyler birbirine yapışmıştır. Hastalık akciğerlere yerleştiği taktirde solunum güçlüğü, üreme organlarına yerleştiği taktirde kısırlık, orta kulağa yerleştiği durumda WRY NECK (Eğri Boyun) denilen hastalığı oluşturur.
Korunma: Tavşanınızın yaşam alanının hijyenik ve stressiz olması, ayrıca kapalı alanda yaşayan tavşanlar için (özelliklede yüksek proteinli gıdalarla besleniyorsa) yeterli havalandırmanın sağlanması gerekmektedir.





TAVŞANLARDA TÜY YUTMA

(Tavşanların Mide ve Bağırsaklarının Tüy Yumakları İle Tıkanması - Trikobezoar)




TAVŞANDA TRIKOBEZOARTavşanların temizlenmek için kendilerini yalamaları sonrasında yuttukları tüyler, mide ve bağırsaklarında birikerek trichobezoar denilen kıl yumaklarını oluşturur. Özellikle tüy değiştirme dönemlerinde tüylerin yutulması ihtimali daha fazladır. Tavşanlar kusamadıkları için bu tüyleri kusarak çıkartamazlar, ancak dışkıları ile çıkartabilirler. Tüylerin dışkı ile atılabilmesi için bağırsaklardaki besinlerin su oranı ve sindirim sisteminin haraketliliği çok önemlidir. Eğer tavşanınız yeterli miktarda su alamaz ise; bağırsaklarındaki besinler yeterince sulandırılamayıp kuruyacak, tüyler birbirine kaynaşıp sindirim sistemini tıkayarak içindeki gıdaların haraketliliğini azaltacak ve sonuçta tıkanmalara sebep olacaktır.
Mide tıkanmasının en önemli sebebi uygun olmayan beslenmedir. Tavşanınızın diyeti, yüksek oranda selüloz, çok fazla olmayan karbonhidrat oranı ve yeterli miktarda su içeriyorsa, sindirim sistemi iyi çalışacaktır. Ancak tavşanınızın diyetindeki karbonhidrat oranı çok fazla ve selüloz oranı düşük ise sindirim sisteminin hareketliliği normalin altına düşer. Özellikle pelet halinde satılan konsantre tavşan yemleri bu gruba girer. Tavşanların sindirim sistemindeki hareketliliğin azalmasının en önemli sebeplerinden biriside, tavşanınızı sadece yüksek oranda karbonhidrat ve düşük oranda selüloz içeren bu pelet yemlerle beslemektir.
Tavşanlarda tüy topu ve yün yumağının oluşumu sıklıkla gözlenir.Tavşanlarla uğraşan veteriner hekimlerin giderek artan sayıdaki görüşüne göre; bu birincil hastalık değildir. Bunun anlamı; esas problem midede tüy birikimi olması değil, mide ve bağırsak hareketlerinin yavaşlamasıyla birlikte, mide ve körbağırsak içeriğinin su kaybederek sertleşmesidir.
Bu nasıl olur? Bu durumu anlamak için tavşanların sindirim sistemi fizyolojisine bakmaya ihtiyacımız var. Tavşanların diyetindeki sindirilemeyen lifler, sindirim kanalını hareket ettirir ve içeriğindeki gıdaların ilerleme hızını arttırır. Sindirilemeyen liflerin yeterli miktarda olmaması durumunda sindirim sistemindeki hareketlilik azalabilir.
Tavşanların sindirim sistemi içerisindeki gıdalar, sindirim sisteminin çalışma hızını değiştirecek ve mide ile körbağırsağın hangi hızda boşalacağını etkileyecektir. Eğer tavşanınızın diyetinde çok az sindirilemeyen lif bulunursa hareketlilik azalacak ve mide ile körbağırsak yavaşça boşalacaktır. Midedeki doluluk hissi sebebiyle sonunda tavşan yemeyi ve içmeyi olabildiğince azaltır. Sindirim sistemine gıda girişi olmadığında hareketlilik durma noktasına kadar yavaşlar. Su, vücut için hala bir ihtiyaçtır ve mide ile körbağırsak içeriğinden emilerek bu ihtiyaç giderilmeye çalışılır. Tavşanın daha uzun süre beslenememesi, daha fazla su kaybetmesine ve mide ile körbağırsak içeriğinin kuruyarak daha fazla sertleşmesine neden olur. Sonuçta bir kısır döngü oluşur. Buna ek olarak diyet çok fazla protein ve nişasta içeriyorsa sonuç bir felaket olabilir. Diyet protein ve/veya nişasta yönünden çok zenginse körbağırsak pH 'ının değişmesine ve buna bağlı olarak buradaki mikroorganizma türlerinin artmasıyla sonuçlanabilir. Körbağırsaktaki sindirime yardımcı olan faydalı mikroorganizmalar, toksin üreterek ölüme sebep olabilecek Clostridium spiriformes gibi mikroorganizmalarla yer değiştirebilir.
Özetle, bu durumun nedeni mide içinde tüy bulunmasından ziyade daha çok sindirim sistemi hareketliliğinin bozulmasından kaynaklanır ki bu durum mide ve körbağırsak içeriğinin sertleşmesiyle sonuçlanır. Eğer problemin altında yatan sebebi doğru anlayamazsak bu durumun yeniden oluşması kaçınılmazdır.
Sertleşmiş mide veya körbağırsak içeriğine sahip tavşanlar nasıl hareket ederler. Tavşanlar yemeyi ya aniden durdurur yada belirli bir zaman içerisinde gittikçe azaltarak durdururlar. Dışkılamaları gittikçe azalır, sonra tamamen durur. Bu tavşanlar yemeyi durdurduktan sonra sıklıkla çevredeki olaylara gösterdikleri tepkilerde artış gözlenir. Bir nevi alarm durumundadırlar. Kafes tabanındaki gazeteler, ahşap malzemeler veya tahtaları yemek isteyebilirler ama ağızlarına aldıkları bu cisimleri geri çıkartırlar. Bazı tavşanlarda belirtiler daha hafiftir. İştah azalması yanında puding benzeri dışkı görülür. Sonuçta bu tavşanlar tedavi edilmedikleri takdirde ciddi şekilde hastalanabilirler ve ölebilirler.
Azalmış sindirim sistemi hareketliliğinden kaynaklanan sertleşmiş mide içeriği nasıl tedavi edilir? İlk olarak, herhangi bir tedaviye başlamadan önce tavşanınıza veteriner hekiminiz tarafından ayrıntılı bir fiziksel muayene yapılması çok önemlidir. Veteriner hekiminiz size tavşanınızın röntgen filmini çektirmenizi veya laboratuar tahlilleri yaptırmanızı önerebilir. Durumun bir sertleşme problemi olduğunun anlaşılmasından beri amaç tavşana kaybettiği suyu yeniden kazandırmaktır. Bu, hem dolaşım sistemi yoluyla hem de ağız yoluyla birlikte yapılır. Sıvılar serum şeklinde deri altı veya damar içi olarak verilebilir. Aynı zamanda günde 2 veya 3 kere yüksek lif içeren sıvı gıdalar, şırınga veya naso-esophageal tüp yoluyla verilmelidir. Ağız yoluyla beslenme şeklinde ezilmiş tavşan yemleri veya alfalfa bitkisi tozu, mikserden geçirilmiş yeşil yapraklı bitkiler ile bir oral elektrolit solüsyonu karıştırılabilir. Aynı zamanda sindirim sistemini hareketlendirmek için ilaçlar veya ağrı kesicilerde kullanılabilir. Bu hastalıkta antibiyotik kullanmak nadiren gereklidir ki; kullanıldığı taktirde zaten risk altında olan sindirim sisteminde daha fazla karışıklığa neden olabilir. Laksatif ve enzimleri kullanmak gerekli değildir.Hiç bir çeşit enzim (ananas, papaya ve pankreas enzimleri) gerçekten tüyleri çözmez. Bu problemin çözümündeki gerçek anahtar, mide-körbağırsak içeriğinin su oranını arttırmak ve sindirim sistemi hareketliliğini tekrar sağlamaktır.
Mide- körbağırsak sertliği oluşan pek çok tavşan, yemeleri için seçilmiş yeşil yapraklı bitkiler verildiği takdirde kendi kendilerine bu problemi halledebilir. Bu hastalığa yakalanan tavşanların büyük kısmı, ağırlıklı olarak pelet yemle beslenen ve çok az ya da hiç saman yemeyen tavşanlardır. Onların yeşil yapraklı bitkiler yemeleri ve iyi kalitede saman ya da kuru otla beslenmelerinin iyileşmelerinde çok önemli bir rolü vardır. Bu hastalıkta cerrahi müdahaleye nadiren mecbur kalınır.
Tavşanlarda yiyememeye neden olan diğer sindirim sistemi hastalıkları; diş hastalıkları (diş kökü apseleri, aşırı uzamış dişler), bağırsakların yabancı cisimlerle tamamen ya da kısmen tıkanması, ameliyat sonrası oluşan yapışmalar, bağırsak parazitleri, zehirler (kurşun gibi) ve diğer sistemik hastalıklardır. Bağırsak kanalının tamamen tıkanması acil müdahale gerektiren bir durumdur ve en kısa zamanda cerrahi müdahale önerilir. Bağırsak tıkanıklığı olan tavşanlar çok durgundurlar ve karınları ağrılıdır. Tanımlanan tedavilere başlanmadan önce tavşanınızın tüm problemlerinin veteriner hekiminiz tarafından ayrıntılı bir şekilde muayene edilmesi çok önemlidir.
Bu durumu nasıl önleriz? Bunu yapmak gerçekten zor değil. Yapmanız gereken tek şey; Yetişkin Tavşanların Beslenmesi konusunda anlattığımız beslenme kurallarına dikkat etmeniz.



TAVŞANLARDA DİŞ HASTALIKLARI




TAVŞANDA DİŞ ETİNE BATMIŞ DİŞLERTavşanlarda Kemirme sayfamızda detaylı olarak anlattığımız gibi; tavşanlar zoolojik sistemdeki yerleri açısından kemirgenler sınıfından olmasalarda, kemirmek onlar için zorunluluktur. Çünkü tavşanların dişleri durmaksızın uzamaktadır ve yaklaşık olarak haftada 3 mm kadar aşınması gerekmektedir. Bir şeyleri kemirmek tavşanların dişlerinin törpülenmesini ve her zaman ihtiyacı olan boyutta kalmalarını sağlamaktadır. Tavşanlar kemirebilecekleri bir şeyler bulamadıkları taktirde gereğinden fazla uzayan dişler gıdalarının alınmasına ve çiğnenmesine engel olmakta ve bir süre sonra ölümle sonuçlanmaktadır. Tavşanlar bu durumun oluşmasını engellemek için sürekli bir şeyleri kemirme ihtiyacı duyarlar ve bu sebeple çok meşkul canlılardır.
TAVŞANDA UZAMIŞ OLAN DİŞLERTavşanların dişleri doğal olarak bir miktar kavislidir. Dişler aşınamayıp aşırı şekilde büyüdüğünde;karşı taraftaki dişlerin iç tarafına yada dilin uç kısmına batarak tavşanların ağızlarında yaralar açarlar. Açılan bu yaraların ağrıya sebep olması yüzünden beslenmeyi durdururlar.

TAVŞANLARDA DİŞ HASTALIKLARININ SEBEPLERİ :

TAVŞANLARDA DİŞ BOZUKLUKLARI1- Genetik Faktörler: Özellikle lop-eared rabbit ırkı tavşanlarda sık gözlenir. Bu tavşanlarda genetik seleksiyonla çene uzunluğu kısaltılmıştır. Çene yapısındaki bu değişiklik; tavşanlarda alt ve üst dişlerin birbirleriyle uyumlu olarak kapanamaması ile sonuçlanmıştır. Bu dişler aşınamadıkları için sonunda kesilmeleri veya çekilmeleri gerekir. Bu tip diş problemi, genellikle bir yaşın altındaki genç tavşanlarda görülür ve sıklıkla ilk olarak kesici dişlerde ortaya çıkar. Tedavi edilmediği taktirde çiğneme dişleride bu durumdan etkilenecektir. Bu tür anormal dişlerin ömür boyu bakım ve kontrolünün yapılması gerekir.
TAVŞANLARDA FAZLA UZAYAN DİŞLERİN KESİLMESİAyrıca tavşanın doğuştan alt çenesinin burun kökü hizasına oranla daha fazla öne doğru çıkık olmasıda benzer problemlere sebep olur. Alt çenesi öne doğru çıkık olan bir tavşanın resmi sağ tarafta görünmektedir. Böyle bir durumda alt ve üst çenedeki dişler birbirine uyumlu olarak sürtünemeyecek ve yeterince aşınamayacaktır. Sonuçta ağız içinde yaralanmalar, yutma güçlüğü ve buna bağlı olarak tavşanlarda yemi red etme, ağız kenarından salya akışı ile kilo kaybı ve ölüm oluşur.
2- Travma: Tavşanların yüzlerine aldıkları darbeler çene ve diş yapısındaki değişikliklerle sonuçlanabilir. Eğer çene kırılırsa, kemiklerin anormal pozisyonda kaynaması ile sonuçlanabilir. Dişler kırıldığı taktirde; (en çok kesici dişlerde görülür) dişlerin yanlış bir açıyla büyüme ihtimalleri vardır. Bu durumda ağız boşluğunun yapısı değişecek ve bir çok diş problemi ortaya çıkacaktır.
3- Sistemik Hastalıklar: Bazı sistemik hastalıklar diş sağlığında değişikliklerle sonuçlanabilir. Örneğin; vücutta kalsiyum seviyesinin değişmesine sebep olan hastalıklar, tavşanların dişlerini çevreleyen çene kemiklerinde değişikliğe neden olabilir. Bu durumda tavşanınızın dişleri normal pozisyonlarına göre yer değiştirir ve sonuçta dişlerin normal şekilde kapanması engellenir. Ayrıca tavşanlar hastalıklar yüzünden katı cisimleri kemiremiyecek kadar bitkin olduklarında dişler aşınamaz ve aşırı büyümeye başlar.
Tavşanınız ciddi bir sistemik hastalık geçirdiğinde veteriner hekiminizin tavşanınızın diş sağlığını izlemesi önemlidir. Çünkü tavşanlardaki diş hastalıkları başka problemlere sebep olabilir.
4- Diş Enfeksiyonları: Tavşanlarda diş enfeksiyonları yaygın olarak görülmez. Diş apseleri, tavşanlarda daha çok dişlerin aşırı büyümesi gibi uzun süreli diş problemlerinin sonucu olarak ortaya çıkar.
5- Beslenme: Evde beslenen tavşanlarda görülen diş hastalıklarının belkide en yaygın sebebi beslenmedir. Genel inanış; pelet yemlerin bir tavşan için en iyi besin kaynağı olduğu yönündedir. Pelet yemlerin kullanımının pratik ve temiz olmasının yanında, bir tavşanın ihtiyaç duyduğu tüm besinleri içerdiği düşüncesi tavşan sahiplerinin pelet yemleri tercih etmelerine sebep olmaktadır. Aslında bu ticari pelet yemler, çiftliklerde beslenen üretim tavşanlarının hızlı bir şekilde büyütülmeleri için geliştirilmişlerdir. Pelet yemler öğütülmüş ve karıştırılmış yem ham maddelerinin preslenmesiyle yapılırlar. Ancak tavşanların yapısı, neredeyse çiğnenmiş olan bu şekildeki hazır yemleri tüketmek için tasarlanmamıştır. Pelet yemlerin tavşanların ağızlarında kolayca kırılması sebebiyle dişler az çalışır ve tavşanların dişlerinde oluşan aşınma miktarı çok azdır. Buna ek olarak, pelet yemlerin konsantre besin kaynakları olmaları sebebiyle,tavşan tarafından tüketilen gıdanın hacmi; bir tavşanın doğal olarak yemesi gereken yem miktarının küçük bir bölümüdür. Bu sebeple bir tavşanın gün içinde çiğnemek için ayırdığı zaman dilimi zorunlu olarak azalır. Peletlenmiş yemlerin yapısı ve küçük bir hacme sahip olmaları, gerekli olan uygun diş sürtünmesini olumsuz yönde etkiler. Bu durumda hiç bir ev tavşanı için pelet yemler, tavşanın gıdasının ana kaynağı olarak önerilmez.
Uygun olamayan beslenme, tavşanlarda diş bozukluklarına sebep olabilir ve bu durum bir kaç yıl boyunca açıkça gözlenemeyebilir. Etkilenmiş tavşanlar genellikle 3 yaşında veya daha yaşlıdırlar. Dişlerdeki değişiklikler başlangıçta çok yavaş ilerleyebilir ancak durum hızlı bir şekilde düzeltilmediği taktirde gelişmiş diş bozuklukları oluşabilir.

TAVŞANLARDA DİŞ HASTALIKLARININ BELİRTİLERİ :

Neredeyse farkedilmeyen diş hastalıklarından, ciddi derecelere varan diş hastalıkları ile ilgili belirtiler aşağıda listelenmiştir. Eğer hastalık hafif derecede ise tavşanınız açık belirtiler göstermeyebilir ve durum sadece veteriner hekiminiz tarafından yapılan muayeneler sonucunda ortaya çıkabilir. Ancak pek çok diş problemi sonuçta ağrılı duruma gelir ve tavşanlarda beslenme sırasında yemlerini yemekte zorlanma ve huzursuzluk gibi bazı açık belirtiler göstermeye başlarlar.
1- İştahsızlık: Uzamış bir dişin tavşanın yanağına yada diline sürtünmesi sonucu oluşan yaranın sebep olduğu ağrı sebebiyle, tavşanın gıdasını ağzına alamaması yada çiğneyememesi yüzünden oluşan iştahsızlık yaygın olarak görülür. Bunların dışında tavşanlarda iştah azalmasına neden olan pek çok sebep vardır.
2- Gıdada Seçiciliğin Artması: Tavşanların dişlerinin kapanmasındaki uyumsuzluk yada ağrı sebebiyle tavşanlar havuç, pelet yemler ve özelliklede kuru ot gibi çeşitli maddeleri yemeyi durdurabilirler. Tavşanlar meyve ve sebzeleri yemeye devam ederler ancak daha sert gıdaları yiyemezler.
3-Gıdaların Ağızdan Dökülmesi: Tavşan besinlerini yemeye çalışır fakat tam olarak ağzına aldığı gıdaları çiğneyemez ve besinlerinin bir kısmı ağızdan dışarı dökülür.
4- Gözyaşı Üretiminin Artması: Tavşanların üst dişlerinin hastalıklarında yaygın olarak görülen bir belirtidir. Tavşanların üst dişlerin kök uçlarının gözyaşı kanalına yakın olması sebebiyle; diş köklerinin iltihaplanması ya da uzaması durumunda, gözyaşı kanalı kısmen ya da tamamen tıkanır. Ancak gözyaşı bezleri hala gözyaşını üretmeye devam eder ve bu akıntı gözlerin kenarından taşar.Tavşanların gözlerinin köşelerinde ıslaklık veya tuz ve muköz akıntıların birikimi sonucu oluşan beyaz kabuğumsu bir materyal görülür. Bu akıntı ince kıvamlı sütümsü görünüştedir. Bakterilerin gözyaşı kanalını enfekte etmesiyle birlikte iltihaplanma görülür. İltihabın rengininde beyazımsı olmasına karşın kıvamının daha koyu olması ile yoğunlaşmış gözyaşı akıntısından ayrılabilir.
5- Burun Akıntısı: Eğer üst kesici dişlerin kökleri iltihaplanmış yada uzamışsa sinüsleri tahriş edebilir ve bu durum burun akıntısı ile sonuçlanır.
6- Ağız Kenarlarından Salyanın Akması: Aşırı büyümüş dişler yüzünden tavşanın ağzını tam olarak kapatamaması sebebiyle ağızdan salyanın aktığı gözlenir. Tavşanın boyun altında çenesinde ve ağzının köşelerinde tükürük birikir. Tavşanlarda diş hastalıkları dışında; kötü lezzetli cisimlerin yenmesi, ağız içine batan yabancı maddeler ve aşırı derecedeki genel halsizlik durumlarında da ağızdan salya akışı gözlenebilir.
7- Diş Gıcırdatma: Tavşanların nadir olarak dişlerini gıcırdatması normal bir davranış olarak görülebilir. Ancak yoğun bir şekilde devam eden diş gıcırdatma durumu, tavşanınızda bir problem olduğunun belirtisidir. Özellikle ağrılı durumlarda tavşanlarda diş gıcırdatma gözlenir. Diş hastalığı bulunan tavşanlar dişlerini normale oranla daha sık gıcırdatabilirler. Karın bölgesinde rahatsızlık olan tavşanlarda ise diş gıcırdatma çok sık gözlenir.
8- Gözlerin Şişmesi: Üst çenedeki azı veya küçük azı dişlerinin üst kısmında bulunan apseler gözlerinin arkasına basınç yapabilir. Bu durumda gözler yavaşça dışarı doğru itilir. Görme siniri gerilir, hasara uğrar ve tavşanda görme kaybı oluşur. Ayrıca gözün arkasında bulunan tümörler de benzer belirtilere sebep olabilirler.

TAVŞANLARDA DİŞ HASTALIKLARININ ÖNLENMESİ :

SAMAN YİYEN TAVŞAN 1- Diyet: Diş hastalıklarının tüm tiplerinin önlenmesi tamamen mümkün değildir. Diş hastalıklarının oluşmasında ve önlenmesinde tavşanınızın beslenme tarzının çok önemli bir rolü vardır. Tavşanınız günlük olarak sınırsız kuru ot ile iyi miktar ve çeşitte taze yapraklı yeşilliklerden oluşan bir diyetle beslenmelidir. Sadece pelet yemlerden oluşan bir diyetten uzak durun. Tavşanlara kemirmesi için ek olarak taze ağaç dalları ( bu ağaçların böcek ilaçlarıyla ilaçlanmamış olması gerekmektedir.), işlenmemiş ve verniklenmemiş ham tahta parçaları ile boyanmamış hasır sepetler verilebilir. Tavşanınıza sağlıklı bir diyet temin etmek, dişlerin düzgün bir şekilde kapanmasını garantiye almak için yeterlidir. Tavşanınıza sağlıklı bir diyet sağlamak için hiçbir zaman geç değildir. Doğal bir beslenme tarzının sadece sağlıklı dişler sağlamasının dışında çok sayıda faydası vardır.
2- Tavşan Sahiplerinin Yapacağı Kontroller: Tavşanınızın dişleriyle yakından ilgilenin. En azından ayda bir tavşanınızın dişlerini kontrol etmelisiniz. Dişlerin şeklinde, yapısında ya da renginde herhangi bir değişiklik varsa tavşanınızı veteriner hekiminize götürmelisiniz.
3- Veteriner Hekim Kontrolleri: Tavşanınızın dişleri en azından yılda bir kere diş hastalıkları yönünden veteriner hekiminiz tarafından muayene edilmelidir.  En iyisi paraziter ilaçlamalar veya genel kontrol amacıyla veteriner hekiminize gittiğinizde tavşanınızın dişlerinin veteriner hekiminiz tarafından kontrol edilmesidir.
SONUÇ : Evde beslenen tavşanlarda diş hastalıkları sık olarak gözlenir. Tavşanınızın diyeti; diş hastalıklarından korunmada en önemli faktördür ve yine diş hastalıklarının tedavisi sürecinde uyulması gereken başlıca etkendir. Tavşanların dişlerinin bu şekilde uzamasını istemiyorsak; mutlaka onlara kemirebilecekleri şeyleri sağlamamız gerekir. Tavşanlarda dişlerin aşırı şekilde uzamasını önlemenin en doğal yolu; diyetlerinin %75' inin saman ve kuru otlardan oluşması, %25'inin ise diğer taze meyve ve sebzeler ile düşük oranda pelet yemlerden oluşmasıdır.





Tavşanlar Hakkında Genel Bilgiler



Vücut Dili
Tavşanlar ile iletişimin yolu onları gözlemlemek ve vücut dilini çözmektir. Tavşanlar sessiz olmalarına rağmen kendilerini mükemmel ifade edebilen varlıklardır. Duygularını, hislerini anlatmak için kullandıkları hareketleri öğrenince tavşanın aslında anlatacak ne kadar da çok şeyi olduğuna şaşıracaksınız.


"Ben mutluyum" hareketleri:
Yalamak: Bir sevgi göstergesidir. Tavşanlar kendi aralarında da hoşlanma ve sevgi göstermek için birbirlerini yalarlar, bu tavşan dilince öpücük manasına gelir. Not. Bazen tavşanınızı severken yeri yaladığını görebilirsiniz, ama aslında bu yere değil size yapılmış bir jesttir. (Resim: Topi bu oyuncak kurbağadan çok hoşlanıyor, yanından geçerken hayatta öpmeden bırakmaz)

Diş gıcırdatma: Genellikle okşanıp sevilirken dişlerini gıcırdatmaları kedilerin zevkten mırıldamaları ve gırlamalarına eş değer bir göstergedir ve çok hoşlandıklarına işarettir.

Hoplama (Binky): Koşarken veya dururken havada ani hoplamalar ve sıçramalar neşeden dans ettikleri anlamına gelir. Bazen kendi etraflarında havada 180 derece dönerler. Bu çok minik kısa ve yoğun bir “ben çok mutluyum şu an” ifadesidir. Not: Bu yazıyı yazan kişi tavşanı bunlardan yapsın diye amuda kalkmaya hazırdır.

Kafayı hızlı hızlı sallamak: Bu dansın mini versiyonudur, heyecanlandıklarında ve mutlu olduklarında kafa ve kulaklarını hızlı hareketlerle sallarlar.

Arka ayaklarını uzatarak yere yatma (bunny flop): Neredeyse bir L harfi gibi görünürler. Biz buna Cleopatra pozisyonu diyoruz. Bu yatış şekli dünyanın en mutlu ve huzurlu tavşanı olduğunun göstergesidir, keyfi kesinlikle yerindedir.

Sırtüstü uzanmak: Cleopatra pozisyonunun ikinci evresi sırtüstü olacak şekilde yuvarlanmaktır. Bu da olabilecek en huzurlu ve mutlu ifadelerden biridir. Bazen kendilerini bu şekilde transa sokabilirler.

Severken kafalarını tamamen yere yapıştırmaları: Adeta bir “teslim” ve kabul belirtisidir. “Beni seviyorsun, tamam sev peki, izin veriyorum” manasına gelir.


"Ben sinirliyim, kızgınım, endişeliyim" hareketleri:
Arka ayakları kuvvetlice yere vurma: Bu bir şeye gösterilen kızgın bir tepki olabilir (“beni neden bu odaya getirdin, ben salonda koşup eğlenmek istiyordum öf” gibi). Veya tavşanlar kendi aralarında haberleşmek be birbirlerini uyarmak için arka ayaklarını yere vururlar, bu korktuğunun ifadesi olabilir. İki şekilde de mutlu olmadığından emin olabilirsiniz.

Homurdanmak: Ses ile pek iletişim kurmasalar bile bazen homurdanma sesi çıkartırlar, bu da hoşnutsuzluk belirtisidir.

Bağırmak: Tavşanlar acı çektiklerinde veya ölürlerken bağırırlar. Homurdanmadan çok daha yüksek ve tiz bir sestir. (bu yazıyı yazan kişinin hiç duymadığı ve asla duymak istemediği bir sestir)

Isırmak: Ne demek olduğu çok belli olsa bile tavşanların flört ederlerken birbirlerini yavaşça ısırdıklarını da eklemek istiyorum. Bu ısırmaktan çok “diş atma” şeklinde olur. Kanatmaya, fazla acıtmayan minnacık ısırıklardır. Belki aslında bunu “ben mutluyum hareketlerine” yazmam gerekirdi, çünkü ısırma bazen “senden çok hoşlanıyorum” anlamında bir jesttir.turkeyarena.com Tavşanca makas almaya tekabül eden bir harekettir.
Ayrıca, tavşanlar kendi aralarındaki hiyerarşilerini göstermek için birbirlerini yavaşça ısırabilirler, bu “ben senden üstünüm, burada benim sözüm geçer” demektir ve tavşanlar bazen sahiplerine de tavşan yerine koyarak olara sınıf farkını anlatmak için durup dururken ısırırlar.
Isırıldığında yüksek sesle tepki verilmesi gerekir, “Ay” veya “Hayır” diye bağırılırsa tavşan doğru olmayan bir şey yaptığını ve birilerinin canını yaptığını anlayacaktır. Bunun dışında ısırma çok açık, malum bir tepkidir. Isırma ve diş atma arasındaki farkı diş atıldıkça ve ısırıldıkça daha iyi anlayacaksınız:

Size arkasını dönmesi: "Şu an hiç işim olmaz şimdi seninle, umurumda değilsin, gidebilirsin" demek oluyor bu maalesef. Bazen de bir şey yaparken gidip arkasını dönüp size arkasını dönüp arkadan siz ona bakıyor musunuz diye size bakıyorsa, bu da bir kızgınlık, ufak bir küsme ifadesidir, popüler ifadesi ile 'trip atma' pozisyonudur bu.


Bir iletişim aracı olarak kulaklar!
Bu kocaman kulaklar sadece duymaya yaramıyor, daha ne marifetleri var! Tavşanlar hislerinin bir kısmını bizim mimiklerimizi kullandığımız gibi kulaklarıyla anlatırlar. Kulakları izlemeyi ihmal etmeyin.

Kulaklar geriye yatırılmış: "Stres altındayım, çok da rahat değilim".

Kulaklar dimdik: Kafa havada ve kulaklar dimdik olarak durması tavşanın tehlike sezinlemiş olması ve tetikte olması anlamına gelir.

Kulaklar iki yana açılmış, kulakların içi ve yüzü size dönük: Bu çok komik bir ifade. Benim favorim. Kafa hafifçe öne inmiş, kulaklar V harfi şeklinde açılmış, dikkatli, ters bir bakış ve efe bir ifade hiç kuşkusuz şu manaya gelir: "Kızmaya başlıyorum bak ona göre". (Resimde Topi Hanım büyük bir ihtimalle fotoğrafını çekiyor oluşuma kızmış, "Yapmam gereken bu kadar çok önemli şey varken sen tutmuş fotoğrafımı çekiyorsun. Şunu kesip derhal yolumdan çekilmezsen sonuçlarına katlanırsın canım" ifadesi ile tehditkâr ve sert sert bakıyor. Çok korktum aman!


Bunun dışında:
Eşyalara çene sürme: Tavşanların çenelerinin altında kedilerdeki gibi özel ter bezeleri bulur ve bizim asla ayırt edemeyeceğimiz bir koku salgılarlar. Çenelerini sürdükleri şeylere, bu koku ile işaretleyip “Bu eşya benimdir” derler.

Burunlarıyla dokunma: “Merhaba, benimle ilgilenirsem sevinirim” demektir, hemen ilgi gösterilmelidir.

Gezdiği yerde kaka bırakma: Hansel ve Greatel hikâyesindeki gibi yabancı gittikleri yerde yollarını bulmak ve “Buraya ilk ben geldim, benimdir” demek için minik kakalar bırakırlar.

Tüy Yolma (Yalancı Hamilelik): Bu kısırlaştırılmamış dişi tavşanlarda görülen bir harekettir. Tavşan tüylerini yolup bir yere toplamaya, adeta bir “yuva” yapmaya başlar. Bu aslında hamile tavşanların doğmamış bebekleri için yaptığı yuva ve minik yataklardır çünkü tavşanlar tüysüz doğarlar. Topladığı ve bir kenara yığdığı tüyler aslında doğacak yavruları için hazırladığı minik bir yataktır. Bu proje ile birkaç gün uğraşacaktır ve bu sırada yuvasının bozulmaması gerekir. Bir iki gün içinde doğurduğunu sanıp rahatlayacak ve normale dönecektir.

Burun hareketleri: Tavşanların burunları pek durmaz aslında. Ama hareketler bir şey ilgilerini çektiklerinde, heyecanlandıklarında veya tedirgin olduklarında daha hızlı olacaktır ve o an çok sakin olmadığının bir göstergesi olabilir.

Tuvalet Alışkanlığı
Tavşanlar yaratılış itibariyle temiz hayvanlardır. Tuvalet alışkanlığı geliştirmesi çok kolaydır çünkü çişlerini hep aynı yere yapmayı tercih ederler. Bu içgüdüsel bir harekettir ve çişlerini yaptıkları yeri güvendikleri ve düşmanların onları çiş kokularından bulamayacağı bir yer olarak algılarlar.

Bulundukları odada veya kafeste bir tuvalet kutusu bulunması gerekir. Sağlam bir plastik tas bu iş için yeterlidir.

Bunun dışında biraz da tavşanların sindiriminden söz etmekte yarar var. Tavşanlar iki tür kaka yaparlar. Bunlardan bir tanesi küçük tanecikler halinde yapılan kakadır.turkeyarena.com Evet, bu meşhur “tavşan boku gibi, ne kokar ne bulaşır” sözüne konu olan meşhur kakadır. Tavşanın boyuna göre ufak misketler gibi görünürler ve hakikaten ne kokan ne bulaşırlar. Büyük bir kısmını tuvaletine yapar ama evinin etrafına da birkaç tane bırakabilir. Gün içinde sürekli üretim halindedirler ve gezdikleri yerlerde Hansel ve Graetel gibi minik kakalarını bırakabilirler. Kemirme alışkanlıkları gibi bu huyları da 1 yaşlarından sonra azalıyor.

Diğer tür kaka ise yumuşak kakadır (Cecotropes). Bunu günde bir defa yaparlar ve bunu yaptıktan sonra tekrar yemeleri gerekmektedir. Yumuşak kaka tavşan için çok önemli besinler içerir ve bu geri yememesi halinde gıdasını almamış olur. Çoğunlukla yumuşak kakalarını direkt olarak arkalarından yalayarak aldıkları için ortalıkta yumuşak kakaya hiç rast gelmezseniz merak etmeyin.

Tavşanlar çok fazla yeşillik ve sebze yediklerinde ishal olabilirler. Bu yukarıda bahsettiğim yumuşak kakadan farklıdır ve tavşanlar bunu tekrardan yemezler. Bu durumlarda sebzeyi kesip kuru ot, saman ve kuru mamaya geçmek gerekir. İshal bir iki gün içinde durmazsa hemen veterinere götürmekte yarar var.

Tuvalet kutusu hakkında tavsiyeler:
-- Kutunun yerini değiştirmeyin
-- İçine kedi tuvaletlerinde kullanılan kokulu talaşlardan veya kumlardan koymayın, koku tavşanı şaşırtacak ve çişini başka yere yapmak isteyecektir. Ayrıca ince talaş ve kumların tavşanın sindirim sistemini bloke ettiği ve ölümüne yol açabileceği söyleniyor.turkeyarena.com
-- Kutu içine gazete kâğıdı yerleştirmek yeterlidir. Gazete kâğıdı üzerine kâğıt havlu da koyabilirsiniz. Gazete kâğıdı üzerindeki boyalardan dolayı sağlık riski taşımaktadır ama emicilik olarak yeterlidir.
-- Kutunun içindeki kâğıdı her gün değiştirmek gerekir, yoksa oluşan koku sorun yaratabilir
-- Kutuyu arada yıkarken asla ağır kimyasallar kullanmayın
-- Tavşanlar temiz hayvanlardır ve tuvaletini değiştirmezseniz rahatsız olup tuvaletin etrafını kullanması muhtemeldir

                 ÖNEMLİ!!!
Tuvalet alışkanlığı olmayan bir tavşanı nasıl alıştırırız?
Tavşanlara tuvalet alışkanlığı kazandırmak çok kolaydır. Bu işin anahtarı da birkaç günlük gözlem ve deneme yanılma yöntemidir. Bu sırada dikkat edilecek bir nokta tuvalet alışkanlığı kazanana kadar tavşanın bildiği ve hep bulunduğu mekânlarda tutulması ve fazla yer değiştirilmemesidir.

Tavşan nereye tuvaletini yapmak istediğine kendi karar verecek ve size bunu gösterecektir. Kutusunu buraya yerleştirince kendiliğinden kutuyu kullanmaya başlayacaktır. Bundan sonra yukarıda bulunan tavsiyelere uyarak tuvalet işini kolay bir şekilde halledebilirsiniz.

Eğer arada ufak kazalar olursa:
Sakın kızıp bağırmayın ve çişleri hemen temizleyin. Eğer çiş yapılmış bölümü hemen silip kokuyu yok etmezseniz o noktaya tekrar çişini yapabilir.

Veterinerden tuvalet eğitimi ile ilgili tavsiyeler:
Veteriner Hekim Ilgar Bey'in yazıp gönderdiği bu yazıyı da buraya eklemek istiyorum, çünkü çok güzel noktalara deyinmiş:

"Tavşanlarda tuvalet eğitimi olur mu acaba diye birçok kişi düşünebilir. Evet, böyle bir eğitim verebilmek mümkün. Öncelikle burada tavşanımızın yaşı da önem kazanıyor. Tavşanlar 3 aylıktan önce aldıkları eğitimleri tam alamıyorlar. Yani iyi bir eğitimin verilebilmesi için tavşanımızın 3 aylık bir yaşı geçmesi gerekiyor. Bu yaştan önce tabii alıştırmalara devam etmeliyiz. Ama eğitimin sonuçlarını 3 aylık bir yaştan sonra alabiliriz.

Tavşanlara tuvalet eğitimi verirken bilmemiz gereken bazı şeyler var. Tavşanlar stres olduklarında dışkılama eğilimi göstermektedirler. Onu kafesinin dışındayken fazla strese sokmamalıyız. Bize alışması için zaman tanımalıyız. Özellikle başlangıçta bize gelmekten, kucağa alınmaktan hoşlanmayabilirler. Bu yüzden o bize gelmeden, kucağımıza çıkmayı kendi istemeden onu zorlamamalıyız.turkeyarena.com Bir süre sonra zaten kendisi bize gelmeye çalışacaktır. Aksini yaptığımız sürece tavşanımız strese girecek ve olduğu bölgeye dışkılamaya çalışacaktır.

Normalde tavşanlar kafeslerinde bir bölgeye tuvaletlerini yapma eğilimindedirler. Ona bir tuvalet kabı aldıktan sonra içine bir miktar talaş koymalısınız. Daha sonra kafesinin içindeki dışkıları bu kaba koyun. Ayrıca bir kısım talaşı da idrarı ile ıslatarak bu tuvalet kabının içine koyun. Bu uygulamayı tuvalet kabına yapıncaya kadar uygulamalısınız. Tavşanınız ilk olarak size geldiğinde tuvalet eğitimini tam almadıkça, kafesinin dışarısında fazla dolaşmasına izin vermeyin. Mesela günlük olarak kafesinin kapısını açık bırakın 1–2 saat, kafesinden dışarı çıkması içinde onu zorlamayın, bırakın o istediği zaman dışarı çıksın.

Tavşanınızın kafesinde de yemliği biraz yüksek bir yere takın. Yoksa tuvaletini bu kaba yapma eğilimine girebilir. Eğer tuvaletini buraya yapmaya başladı ise, bu kabı tuvalet kabı olarak kullanmaya devam edin. Yem koymak için başka bir kap kullanmaya başlayın."

İshal
Tavşan bakımında karşılaşacağımız büyük sıkıntılardan biri de ishal olgusudur. Özellikle yavrularda daha fazla miktarda meydana gelmektedir. Yani eve aldığımız yavruda bu durum ile karşılaşma şansımız çok yüksektir. İshalin nedenlerine bakacak olursak; ishali iki başlık altında toplayabiliriz: Bunlardan birincisi enfeksiyona bağlı gelişen ishaller, diğeri ise beslenme hatalarına karşı gelişen ishallerdir.

Enfeksiyona bağlı gelişen ishallerde ishale neden olan bakteri, virüs ve parazit gibi organizmalardır. Bu durumda tavşanda ishalle birlikte başka hastalık belirtileri de gözlemlenebilir. Tavşanın ateşi çıkar, yemek yemez, su içmez, halsizlik durumu vardır. Kafesinin bir köşesinde hareketsiz olarak durur. Tavşanınızda böyle bir durum ortaya çıktığı zaman hemen bir veteriner kliniğine götürmeniz gerekmektedir. Çünkü ishal ile birlikte sürekli bir sıvı kaybı vardır ve hastalığa bağlı gelişen iştahsızlık nedeni ile dışarıdan besin alamıyordur. Tavşanın dışarıdan hekim tarafından desteklenmesi gerekmektedir.

Beslenme hatalarına karşı oluşan ishal olgularının nedeni ise tavşanların kendilerine uygun bir biçimde beslenmemeleridir. Burada anahtar besin maddesi selülozdur. Tavşanların beslenme tipi omnivordur. Yani otçul beslenmeleri gerekmektedir. Ama evimize aldığımız yavrular bazen çok ufak olduklarında süt verilmesi gibi bazı yanlışlıklar ortaya çıkmaktadır.turkeyarena.com Bizim kullandığımız inek sütü ile tavşan sütü arasında çok farklılıklar vardır. Bu yüzden inek sütü verilen tavşan yavrularının sindirim sistemi bozulmaktadır. Tavşanlarımız çok küçük olduklarından bu durumu atlatamamaktadırlar. Bu yüzden tavşanlarımıza süt vermemeliyiz.

İkinci yapılan bir yanlış da tavşanlarımızın sindirim sistemleri gelişmeden yaş sebze-meyve verilmesidir. Bu durumla oldukça çok sık karşılaşılmaktadır. Böyle bir beslenme sonucunda da yine ishal oluşma riski çok fazladır. Bu yaş sebze-meyvelere örnek verecek olursak; marul, lahana, elma, kıvırcık, havuç, domates vb gıdalardır. Bu gıdalar tavşanlarımıza 6 aylık olmadan verilmemelidir. 6 aydan sonra sürekli değil hafta 1-2 kere olmak üzere az miktarda verilebilir. Ama selüloz oranı yeterli bir pelet yem ile beslenme yapılıyorsa bu besinleri vermeye gerek yoktur. Durduk yere tavşanınızın beslenme alışkanlığını değiştirmemelisiniz. Özellikle tavşanlar 20 günlükten itibaren kuru ot, kuru yonca gibi besinlere aşırı bir ihtiyaç duyarlar ve severek tüketirler. Bu besinleri temin etmek güç olduğundan kuru yonca unlu pelet yem kullanmak en doğrusudur.

Enfeksiyona karşı oluşan ishalleri sadece hijyen kurallarına uyarak önlem alabiliriz. Ama beslenme hatalarından oluşan ishalleri engellemek elimizdedir. Bu sebeple tavşanlarımıza uygun bir beslenme uygulamalıyız.

Kulak Uyuzu
Tavşanlarda sık görülen rahatsızlıklardan biri de kulak uyuzudur. Etkeni "psoroptes cunucıli" dir. Bu etken tavşana özel bir etkendir ve sadece tavşanların kulaklarında uyuz hastalığına sebep olmaktadır. Kulaklarda kahverengi kabuklanmalar tarzında bir belirti gösterir. Bu kabuklanmalar müdahale edilmez ise zamanla çoğalır.

Kulak uyuzunun olmaması için dış parazit mücadelesinin yapılması gerekmektedir. Koruyucu amaç ile tavşanınızı kliniklerde 3 ayda bir dış parazit mücadelesini yaptırmanız gerekmektedir.

Diş Problemleri
Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ile diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır. Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik dişlerinin sürekli uzamasıdır. Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir. Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir. Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda içgüdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar. Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma, dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar. Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur. Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise, ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir. Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz. Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder. Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur. Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.

Yukarıdaki bu durumu anlatmamın sebebi, tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir. Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir. Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.

Hijyen
Tuvalet alışkanlığını kazanmış bir tavşanın tuvaletinin her gün değiştirilmesi ve odasının toplanması gerekir. Tavşanlar kendi temizliklerine çok önem verirler. Günün önemli bir kısmını yalanarak ve kendilerini temizleyerek geçirirler. Ancak bulundukları yeri çok kısa bir zaman içinde dağıtıp kirletebilirler. Bir kaç gün bakım yapılmamış oda minik bir 'savaş alanına' dönüşür. Bu yüzden bulundukları yerin sürekli bakıma ihtiyacı vardır.
Kural 1: tuvalet her gün değişecek. Bu yapılmazsa koku problemi ile karşılaşılır.
Kural 2: oda bir iki günde bir süpürülüp toplanacak. Odası toplanmamış ve tuvaleti değiştirilmemiş bir tavşan mutsuz ve huzursuz olabilir. Tavşanın odasını temizlemek için ufak bir süpürge ve faraş her zaman hazır olmadır. Aman dikkat: süpürgeyi ortalıkta bırakmamanızı tavsiye ederim, çünkü süpürgenin uçlarını kemirmeye bayılıyorlar. Bunun dışında dikkat edilecek noktalar şunlardır:

Tüyler:
Tavşanlar kusamadıkları için yuttukları tüyler büyük problem yaratabilir. Bunu önlemek için kısa ve normal uzunlukta tüyleri olan tavşanların en az haftada bir tüylerinin taranması, fırçalanması gerekir. Uzun tüylü özel tür tavşanların daha sık fırçalanması gerekir.
Ayrıca: Tavşanlar yılın belli zamanlarında kürk değiştirir. Mevsim geçişlerinde kış kürkü/yaz kürkü değişim zamanlarında dökülen tüy sayısında artma görülür.

Yıkanma:
Hayır, tavşanlar yıkanmaz. Üşütüp hastalanması riski olabilir. Ancak hafif nemli bir bez ile silinebilir -ardından kurulamak şartı ile.

Tırnaklar:
Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazındıklarından tırnakları doğal olarak aşınmaktadır. Ancak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor. Evde yaşayan tavşanlar kazma işlemini gerçekleştiremedikleri için tırnakları doğal törpüleme işleminden maruz kalır ve tırnakları uzar. Bu yüzden evde yaşayan tavşanların tırnaklarının iki ayda bir kesilmesi gerekir. Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzayacak, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır. Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar verecektir.

Bu manikür seansını siz de yapabilirsiniz. Dikkat edilmesi nokta şudur: Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır: canlı ve ölü kısımlar. Tırnak kesimi canlı dokunun 0,5–1 mm önünden makasla yapılmalıdır. Burada giyotin tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur. Canlı kısım içerisinde damarlar vardır, bu yüzden tırnakların sadece beyaz olan ölü uçlarından dikkatlice alınmazsa kanatıp çok canını acıtabilir ve bulaşma riski yaratılabilir.

Küçük tavşanlar kucakta sağlamca sabitlenebilirken büyük tavşanlar için çok daha zor olmaktadır. Tırnak kesme işleminin mutlaka iki kişi tarafından yapılmasında yarar vardır, çünkü tavşanlar tırnakları kesilirken pek rahat durmazlar: bir kişi tavşanı sıkıca yere bastırıp sabitler ve gözlerini kapar, diğeri de tırnaklarını keser. Veya iki ayda bir ufak bir veteriner gezisine çıkıp hem check-up'tan geçirip hem de tırnaklarını kestirebilirsiniz.

Dişler:
Tavşanların dişleri tırnakları gibi sürekli uzar. Ancak günlük olarak 50–100 öğün beslenme alışkanlıkları sırasında dişleri birbirine sürtüldüğü için doğal bir törpülenme olmaktadır. Dişlerinin birbirlerine sürtünmesini engelleyen çene kayması, çarpık diş yapısı gibi patalojik bozukluklarda törpülenme olmadığı için tavşanın dişi uzamaktadır. Dişleri sert şeyler kemirerek bilerler, ancak doğal ortamlarında olmadıkları zaman bu yetersiz gelebilir. Diş uzamasına karşı tavşan için kemirilebilecek tahta oyuncaklar bulundurmak gerekir. Yine de dişler çok fazla uzamışsa veteriner tarafından kesilmesi gerekebilir.

Beslenme
Tavşanlar ne yerler?
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Bunu ilk olarak Topi’nin havuca alenen burun kıvırması ile fark ettik. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.

Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı.

Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su

Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.

Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of b_o.dy weight)

Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için birçok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.

Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.

Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.

Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuşyemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altın başak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1–2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.

Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.

Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!


Kemirgen Bakımı Nasıl yapılmalıdır?


TAVŞAN BAKIMI
Tavşanlarda bakım hayati bir önem taşımaktadır.Beslenmeyi birkaç faktör etkilemektedir.Bu yüzden aşağıda belirtilen her başlığa uyulması ile dengeli bir beslenme gerçekleştirilebilir.
ORTAM
Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir.Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır.Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması,bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir.Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.

Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir.tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır.(doğada ne yapıyorlar diye sormayın.çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı).Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır.Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor.Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor.Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.
SU
Tavşan beslenmesinde ülkemiz insanları için önemli olan diğer bir konuda tavşanların su içme problemidir.Hala bazı çevreler tavşana su verilmesine gerek yok gibi söylemlerde bulunmaktadır.Bu söylemlerin tam aksine tavşanlara ,günlük olarak temiz ve soğuk olmayan su verilmelidir.Tavşanların suyuna herhangi bir şey katılmamalıdır.Tavşanların koku alma kabiliyetleri çok gelişkin olduğu için sularına herhangi bir şeyin katılması,su tüketimlerini azaltacaktır.
HİJYEN
Tavşanların tutulduğu kafes veya herhangi bir bölme belirli periyotlarda temizlenmelidir.Genelde kafeste bakıldığı için kafes ile birlikte yemlik-suluk ve diğer ekipmanların temizliği de aynı periyotta gerçekleştirilmelidir.Tavşanlar bakıldıkları kafeste genelde bir yere dışkı ve idrar bırakırlar,bu özellikleri nedeni ile tuvalet alışkanlığı verilebilmektedir. Tek yere dışkılama ve idrar yaptıklarından, bu bölgeye daha fazla kuru saman koyulması gerekmektedir.Her temizlik periyodunda bu kuru saman atılıp yerine yenisi koyulur.Kafes ve ekipman temizliği yapılırken belirli oranda sulandırılmış ve tavşana zararı olmayan dezenfektanlar kullanılmalıdır.Bu uygulamadan 15 dakika sonra bol su ile kafes ve ekipmanlar durulanmalıdır.
Tavşanlara banyo yaptırılmamalıdır. Tavşanlar günlük olarak kendi temizliklerini çok iyi yaparlar.  Tavşanların iki ayda bir tırnaklarının kesilmesi gerekir. Dişler de bir çene probleminde normalden fazla uzayabilir.  Tüm bunlar, hem de genel check-up için düzenli veteriner ziyaretleri yapmakta yarar vardır.

YEŞİLLİKLER

Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.

Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.

Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.

Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman ve ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.

HAZIR VE KURU MAMALAR

Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.


Tavşanlar hakkında kısa bilgiler

-  Tavşanlar crepuscular hayvanlardır, yani en aktif oldukları süre günbatımı ve gündoğumu arasındaki ışıksız zamandır.

-  Kesinlikle otoburdurlar, yeşillik ve ot ile beslenirler. (bkz. Beslenme)

-  Tavşanlar "kemirgen" ailesine değil, "tavşangiller" (Leporidae) ailesine aittirler ve genetik olarak atlarla akrabalıkları vardır.

-  Yaşam zamanları 4-9 yıl arasında değişir.

- Büyük şehirlerimizde alınan yavru tavşanların ancak %20'si hayatta kalabilmektedir :(

-  Kısırlaştırılabilirler.

-  Sürekli evde olan tavşanlara aşı yapılmasına hiç gerek yoktur. Ancak insanlar ile aynı yerde yaşayan tavşanların iç ve dış parazitlere karşı koruma ilaçlamalarının yapılması gerekmektedir.

-  Kulaklarından tutularak kaldırılmazlar!

-  Tavşanlar sosyal hayvanlardır ve yalnız kalırlarsa depresyona girebilirler.

-  İnsanların etrafında olmayı çok severler ama kucağa alınmaktan hoşlanmazlar.

-  Doğal olarak temiz hayvanlar olan tavşanlar tuvalet eğitimi alabilirler (. Tuvalet alışkanlığı)

-  Tavşanların ses telleri olsa bile çok fazla ses ile iletişim kurmazlar. Hoşnutsuzluk sonucu homurdanabilirler, korktuklarında yada canları acıdıklarında ise insan kulağını tırmalayan viyk viyk sesine benzer tiz bir ses çıkarırlar. Yetişkin dişiler çiftleşme isteği olduğu zamanlarda gurk gurk diye bir ses çıkartırlar.

-  Tavşanlar kendilerini çok fazla sesli ifade edemeseler bile ne hissettiklerini çok güzel anlatabilirler (bkz. Tavşan vücut dili)

-  Çok hassas yapıları olan hayvanlardır ve doğru tutulmazsa ve çok yüksekten bırakılırlarsa bel kemikleri kolayca kırılabilir.

-  Tavşanların su içmedikleri ve ihtiyaçları olan suyu sebzelerden aldıkları bilgisi yanlıştır. Tavşanlara her gün taze içme suyu verilmelidir. (bkz. Beslenme)

-  Yaklaşık 52 değişik farklı tavşan türü bulunmaktadır.

-  Bebek tavşanlar gözleri kapalı ve tüysüz doğarlar.

-  Yeni doğmuş bir tavşana bir yabancı dokunmuşsa elinin kokusu bebeğin üzerine siner ve anne tavşan o bebeği evlatlıktan reddeder.

-  Tavşanlar korkunç bir üreme hızına sahiptir ve bu yüzden Avustralya’da milli felaket haline gelmişlerdi (bkz. Avustralya tavşan istilası)

-  Yine Avustralya’nın Queensland bölgesinde evcil hayvan olarak tavşan beslemek kesinlikle yasaktır ve çok yüksek para cezası vardır.

-  Tavşanlar diğer hayvanlar ile beraber yaşayabilirler, ancak köpek ve kediler konusunda sahibin ikisini çok iyi gözlemlemesi ve fazla yalnız bırakmaması gerekir.

-  Tavşanların en iyi anlaştıkları diğer hayvanlar deniz domuzları (guinea pigs) olarak bilinse de en son yapılan bir araştırmaya göre beraber bakılan guinea pig ve tavşanların davranışlar gözlenmiş ve birbirlerinden rahatsız oldukları tespit edilmiştir

Beslenme

Tavşanlar ne yerler?

Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Bunu ilk olarak Topi’nin havuca alenen burun kıvırması ile fark ettik. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.

Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı:
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu, yeşil fasülye)
- Yarım havuç veya salatalık
-Su

Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. (Bkz: Tavşan Hastalıkları) Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.

Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)

Resim: Topi açık büfe keyfi yaparken: Salatalık, havuç, salata parçaları ve bezelye kabukları...
 
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.

Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.

Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.

Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.

Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.

Su:

Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.

Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!

Tavşanla Yaşam: Evde Bir tavşan Var!

Tavşanın bir günü:
Tavşanlar crepuscular, yani gece aktif olan hayvanlardır. Gündüzleri kendi köşelerine çekilip uyumayı tercih edeler. Aktif olduklarında ise yapmayı en çok sevdikleri şeyler kazmak ve kemirmektir. Tavşanların kemirgen hayvanlar olduklarını ve onları kemirmekten asla alıkoyamayacağımızı asla unutmamalıyız. Kemiremiyor olmaları dişlerinde ve sindirimlerinde de problemlere yol açacaktır.

Evde bir tavşanın tamamen serbest gezmesi için evin çok iyi izole edilmiş olması gerekir (bkz. Kemirme ve izolasyon). Eğer bu yapılmamışsa tavşan kemirmemesi gereken eşyaları kemirecek (halı, mobilya kenarları ve kablolardan kaçışınız yok), hem eşyalara zarar verecek, hem de kendi sağlığını riske atacaktır. Bu yüzden tavşanın evde yüzde yüz serbest gezinmesi önerilen bir şey değildir. Evde özgürce dolaşan bir hayvan isteniyorsa tavşan bunun için iyi bir seçim değildir.

Yaşam Alanı:
Tavşan ile yaşarken ideal yol tavşanlar için yapılmış büyük kafesleri tercih etmek veya tavşan için özel bir oda ayırmak (kapalı balkon gibi) olacaktır. Günün belli saatlerinde, ev sakinleri gözetiminde evin geri kalanı içerisinde dolaşması olabilecek kazaları en aza indirmek için idealdir. Yalnız bu noktada tavşanların sosyal hayvanlar olduklarını ve onlar ile iletişim kurulmazsa çok mutsuz olabileceklerinin üstünden geçmekte fayda var. Kafes içinde veya odasında bütün gün unutulmuş bir tavşan kadar kötü bir şey olamaz. Özellikle kafeste yaşayan tavşanların günde 3-4 saat evin içinde gezinip koşmaya ihtiyaçları vardır.

Kafes veya odanın içinde kendine ait minik bir kulübesi olması tavşanın kendisinin güvende hissetmesini sağlayacaktır. Kulübe konusunda dikkat edilecek noktalar ise: tavşanların büyüdüğünü unutmayarak çok ufak yapılmaması ve mutlaka iki adet kapısının bulunmasıdır.

Kafesin zemini hakkında: demir telleri olan zeminler tavşanların patilerini acıtır, öte yandan düz zeminli kafesler idrar ve dışkı ile sürekli temasa sebebiyet verirler. Bu hem hayvan hem de insan sağlığı açısından çok yanlıştır. Bu sebeple zemini tavşan ayağına uygun ızgara telli kafeslerin seçilmesi uygunudur.
Kafes ve yaşam alanı konusunda dikkat edilecek noktalar:
- sıcaklığın 8-24 derece arasında olması,
- temiz içme suyunun ve bol samanın bulunması,
- tuvaletinin temiz olması kağıdının (boyasız kağıt) her gün değiştirilmesi
- yaşam alanının haftanın belli günlerinde temizlenmesi (bkz. Hijyen)
- kemirebileceği oyuncakları bulunması
- içine girip kazabileceği ve saklanabileceği oyuncakları bulunması
- tuvaletinin yerinin değiştirilmemesi (bkz. Tuvalet alışkanlığı)

Beslenme:
(bkz: Beslenme) bölümünde üzerinden geçildiği üzere kuru hazır mamaların belli bir miktardan fazla verilmemesinde yarar var. Bu konuda bazı bitkilerin zehirli olduklarını unutmamak gerekir. Bu yüzden her gördüğümüz yeşilliği eve getirip tavşanımıza ikram etmemek konusunda dikkatli olunmalı. Tavşanlara çürümüş, taze olmayan yeşilliklerin verilmemesi gerekir. Yeşillikleri verirken yıkayıp kurulamak gerekir.

Dikkat!!!
Tavşanların iki ayda bir tırnaklarının kesilmesi gerekir. (bkz: Hijyen) Dişler de bir çene probleminde normalden fazla uzayabilir.  Tüm bunlar, hem de genel check-up için düzenli veteriner ziyaretleri yapmakta yarar var.

Tutuş:
Tavşanı kucağa alma ve kucakta tutma ile ilgili ufak bir iki noktayı eklemekte yarar var. Tavşanları tutup kaldırırken önerilen yöntem bir elle ensesinden kaldırıp diğer el ile arka bacaklarından tutup kavramaktır. Ancak biz Topi çok büyüdüğü için bu yöntemde başarılı olamadık ve iki elimizle belinden tutarak kaldırıyoruz. Bu pozisyonda fazla tutulmadıkları sürece zararı olmaz. Bu şekilde kucağınıza aldıktan sonra tavşanı  kolunuzun üstünde sabitleyip diğer elinizle de sıkıca üstten tutun çünkü kucağınızdan atlamak isteyebilirler. Atlarlarsa bel kemiği veya ayak kırma riski olduğu için mutlaka yere yakın bir mesafeden eğilerek bırakmak gerekir. Tavşanlar kendilerini emniyette hissetmek için mutlaka arka ayaklarının yerde olmasını veya bir zemin üzerinde olmasını tercih ederler. Kucağınızda arka araklarının ya kolunuzun ya da karnınızın üstüne gelmesine dikkat edin. 
Oyuncaklar:
Büyük bir kutunun içine konulmuş samanlar bir tavşan için mükemmel bir oyuncaktır. Kazıp içine girecek, samanları ayıracak, dağıtacak, bir kısmını yiyecek ve eğlenceli saatler geçirecektir. Bu eğlenceli saatlerin sonunda ortalık birazcık (!) dağılacak ve eğlencenin bedelini tavşan sahipleri ortaya saçılmış samanları temizleyerek ödeyecekler, ama çok mutlu bir tavşanınız olmuş olacak.

Peki ama saman bulunamıyorsa ne olacak? Öyle ya, mesela İstanbul’da şehrin ortasında canımız isteyince samanı nereden bulalım? Biz de bu sorunu yaşayıp çevreye sormaya başladık. Bu konuda gelen ilk öneri bir şarküteri sahibindendi: yumurtaların saman içinde geldiğini ve samanları tavşanımız için ayırabileceğini söyledi. Bu öneriyi sevinçle kabul ettik, fakat gelen samanların çok ince ve kısa doğranmış ve içinde yumurta taşındığı için pis olduğunu gördük. Tavşanımız da bunlar ile hiç ilgilenmedi. Halbuki bir tarla kenarında bulduğumuz uzun buğday ve arpalar çöplerini çok sevmişti.

Saman bulamadığımız zamanlarda imdadımıza kartonlar plakalar ve koliler yetişti. Tavşanımızın odasında sürekli kocaman sert karton plakalar vardır. Bunları doyasıya kemirmekte özgürdür. Ayakkabı kutuları veya kolileri sakın atmayın ve tavşanınıza verin.
Bu işlevi görecek başka bir madde manavların sebze meyve taşıdıkları tahta kutulardır (Topi’nin en sevdiği oyuncağı). İnce tahtadan yapılmış olan bu kutuları tavşanlar kemirmeye bayılırlar. Bu zevkli kemirme seansları sonunda ortalık epey dağılmış olacak, yerler bir marangoz atölyesini aratmayacak kadar kıyılmış ve kemirilmiş parçalar ile dolu olacak.
Topi'nin oynamayı çok sevdiği karton kutusu: Kağıt kırpığı ve saman ile doldurulmuş
 
Topi’nin bir günü:
Topi gününün büyük bir kısmını kapalı bir balkonda geçiriyor, burası tamamen ona ait olan bir alan. Tuvaleti, evi, mama ve su kabı, kemireceği oyuncakları burada duruyor. Gün içinde ise toplam 3-4 saate yakın evin ofis odasında geçiriyor. Bu oda tamamen bunny proof hale getirilmiş ve odada kemireceği karton kutuları, kağıt topları ve tahta parçaları var ve saklanmayı sevdiği dolap arkası gibi minik tüneller ve noktalar mevcut. Bunun dışında her gün salon ve koridorda bizim gözetimimizde yürüyüşe çıkıyor.
Benim odama gelip yatağımın arkasına girmeyi çok seviyor. Buna çok fazla izin vermiyoruz çünkü sanırım yatağın arkasına girdiği zaman oradan sihirli bir tünel ile bir yerleşe çıkacağına inanıyor, halıflexi kazıp kemirmeye çalışıyor. Zaten benim odamda vukuat sayısı bol olduğu için kesinlikle yalnız kalması söz konusu değil.
Topi eğlenmiş! Zevkle kemirdiği tahta sandığı ve oyun kutusunu kazmış, kemirmiş, dağıtmış. Ortalık biraz (!) dağılmış.












TAVŞANLARDA KULAK UYUZU


TAVŞANLARDA KULAK UYUZU 
Kulak uyuzu tavşanlarda yaygın olarak görülmekte olup, etkeni Psoroptes cuniculi'dir. Tavşandan tavşana hastalığın bulaşması direk temas yoluyla olur. Kulak katmanlarında tahriş, sulanma ve kabuklanmaya sebep olur. Hastalık öncelikle kulak içinden başlar ve yukarı doğru yayılır.

TAVŞANLARDA KULAK UYUZUTavşanın kulaklarında gri beyaz akıtıya sebep olur. Deri yüzeyi nemli kızarık ve ağrılıdır. Şiddetli kaşıntı ve huzursuzluk görülür. Tavşanlar baş ve kulaklarını sallar, kulağını kaşır yada ısırabilir. Hastalığın etkisiyle tavşanların kulakları kalınlaşır. Tedaviye başlanmadığı taktirde hastalık orta kulağı ve sinir sistemini de etkileyebilir. Vücut direnci zayıf olan tavşanlarda kulak dışındaki vücudun diğer bölgelerinede uyuz etkeni yayılabilir.
TAVŞANLARDA KULAK UYUZU


TAVŞANLARDA KULAK UYUZU




TAVŞANLARDA KULAK UYUZU 
Kulak uyuzu tavşanlarda yaygın olarak görülmekte olup, etkeni Psoroptes cuniculi'dir. Tavşandan tavşana hastalığın bulaşması direk temas yoluyla olur. Kulak katmanlarında tahriş, sulanma ve kabuklanmaya sebep olur. Hastalık öncelikle kulak içinden başlar ve yukarı doğru yayılır.

TAVŞANLARDA KULAK UYUZUTavşanın kulaklarında gri beyaz akıtıya sebep olur. Deri yüzeyi nemli kızarık ve ağrılıdır. Şiddetli kaşıntı ve huzursuzluk görülür. Tavşanlar baş ve kulaklarını sallar, kulağını kaşır yada ısırabilir. Hastalığın etkisiyle tavşanların kulakları kalınlaşır. Tedaviye başlanmadığı taktirde hastalık orta kulağı ve sinir sistemini de etkileyebilir. Vücut direnci zayıf olan tavşanlarda kulak dışındaki vücudun diğer bölgelerinede uyuz etkeni yayılabilir.
TAVŞANLARDA KULAK UYUZU










Arkadaşlar Mercan bu tarife Hayran!Bence Sizin ponponlarınızda hayran kalıcak. İşte tarif :
                 Malzemeler:
Mısır Tanecikleri,
Maydonoz Sapları,
Marulun beyaz kısımları,
Kuru ot,
Yumurtanın kabuğu,
Biber,
Su.
                 Hazırlanışı:
Küçük ve basık bir kabın içine bütün malzemeleri koy.
Çok Fazla mısır koyma çünkü bazen gaz yapıyor.Maydonozun saplarını güzelce yıka ve kaba ilave et.Bunların hepsini güzelce karıştır.Üzerine tavşanın su içmiyorsa çok az (yaklaşık 3 damla) Su ilave et.Sıra geldi yumurtaya.Yumurtayı soy.Kabuklarında az az diyer malzemelerin arasına ilave et.Yumurta kabuğunu küçük küçük bölki Tavşanın yiyebilsin.Kuru otlarına uzun ve ince şakilde ilave et.
                  Faydaları:
Yumurta Kabuğu:Yumurta kabuğunun faydası Kalsiyumdur.Özellikle Tavşanının Kemikleri için gerekli bir maddedir.
Maydonoz Sapı:maynonoz sapının en büyük faydası Lezzetidir.Kısacası tavşanın için bu mama resmen Pizza gibi.
Mısır: Mısır daha pişmemiş olduğu için serttir.Buda tavşanının dişi için çok sağlıklı.
Kuru ot: Kuru otlar tavşanın için saman yerine geçer.Ama mamaya sakın saman karıştırma.Ve kuru otu çok severler.
Biber:Biberde bol miktarda vitamin var.
   Diğerlerinide biliyorsunuz çok lezzetli olduğu için ilave ettik   
   Şimdiden Afiyet olsun

1-Gebelik süresi:
Gebelik süresi ortalama 31-32 gündür. Bu süre 30 veya 33 günde olabilmektedir. Bu sürelerden daha uzun hatta 40 güne kadar gebelik süreleri çok nadir de olsa görülmektedir. Böyle uzun süreli gebeliklerde doğum çok güç olur genellikle de yavrular ölü doğar yada doğum sırasındaki yaralanmalar nedeniyle bir süre sonra ölürler. Bu şekilde geç ve güç doğum yapan dişiler damızlıktan çıkarılmalıdır Geç doğum, tavşanların fazla yağlanmalarından ileri geldiği gibi hormonal dengesizlikten de kaynaklanabilir. 30 günden daha kısa süren gebeliklerde doğan yavrularda yaşama gücü düşük olduğu gibi ölü doğum oranı da yüksektir. Geç doğuma başka bir sebep de ana karnındaki yavru sayısının az olmasıdır.

2-Damızlık çağı ve damızlıkla kullanma süresi
Dişilerin ve erkeklerin ilk damızlıkta kullanma çağı ırka ve hayvanların gelişme durumuna bağlı olarak değişir. Hafif ırklar daha erken gelişir ve cinsel olgunluğa daha çabuk erişirler. Dişiler erginleşince hemen aşıma verilmelidir. Çiftleştirme çok fazla geciktirilirse hayvanların yağlanmalarından doğan bir takım sorunlar ortaya çıkabilir. Hafif ırklar yaklaşık olarak 4-5 aylık , orta ağırlıktaki ırklar 5-6 aylık , iri ırklar 8-10 aylık yaşta aşıma verilmelidir. Dişilerin ilk aşımda kullanılması için diğer bir kriter de ergin ağırlığının % 75 ine ulaştıkları zamandır. Tavşanlarda ortalama damızlıkta kullanma süresi 2 yıldır. Entansif et tavşancılığında dişilerden yılda 7-8 batın alabilmek için iyi bir seleksiyon yapılmalıdır. Bunun için genellikle dişilerin 2 . batından sonra damızlıktan çıkarılmaları gerekir.             

İlk kez çiftleştirilecek erkek damızlıklar sakin ve kızgınlık göstermiş dişilere verilmelidir. Erkek tavşanlar en yüksek performansı 7-8 ayda gösterirler. Bu aylarda aşıma isteksiz olan veya performansı düşük olan erkekler elden çıkarılmalıdır. Erkek damızlıkların fazla kullanılmasından sakınmak için sürüde 4-5 dişi için bir erkek bulundurulur ve 2 günde bir 2 defa çiftleştirilebilir.

3.Çiftleştirme                   
Tavşanda kızgınlık belirtileri görüldüğünde dişi tavşan erkeğin kafesine götürülerek aştırılması sağlanır. Kızgınlık gösteren tavşanda huzursuzluk ,iştah azalması,yuva hazırlama yemlik ve suluklara çenesini sürtme ,vulvanın kanla dolup kızarması gibi belirtiler görülür. Hayvanların çiftleştirme programına göre ve bir defada pazarlanması istenen miktarda yavru gözönüne alınarak fazla sayıda dişinin aynı günde çiftleştirilmesi yerinde olur. Aşımın mutlaka erkeğin kafesinde olması gerekir. Çünkü dişi tavşan ,kafesinde başka bir tavşan istemez ve erkeğe saldırarak yaralayabilir. Aynı şekilde erkek tavşanda yabancı bir kafeste aşıma istek göstermeyebilir. Aşım dişi tavşan erkeğin kafesine konur konmaz gerçekleşebilir. Aşımın olduğu erkeğin yana devrilmesinden anlaşılır. Çiftleşen dişi tavşan hemen kendi kafesine götürülmelidir. Her 4-5 dişi tavşan için 1 erkek tavşan yeterlidir. İlk kez aştırılan erkekler ,kızgınlık gösteren ve daha önce doğum yapmış dişilere verilmelidir. Çiftleşme olduktan sonra aşım tarihi tavşanın kafes kartına ve aşım defterine işlenmelidir. Böylece doğum için alınacak önlemler unutulmamış ve aynı zamanda hayvan tekrar çiftleştirilmemiş olur.   

4.Gebelik ve Teşhisi
Gebelik süresi normal olarak 31 gündür. Eğer olgunlaşan ve döllenen yumurta sayısı az ise gebelik süresi uzar,yavru sayısı çoksa gebelik süresi daha kısadır. Gebelik döneminde tavşanlara mümkün olduğu kadar sakin bir ortam sağlamalıdır. Gebe tavşanların davranışları değişir. Öncesine kıyasla daha sakin olurlar. İştah artışı, gebeliğin ikinci yarısında ağırlık artışı ve karın büyümesi gibi belirtiler görülür. Doğumdan 2 – 3 gün önce göğüs ve karın altı tüylerini yolarak yuva hazırlamaya başlarlar. Deneyimli yetiştiriciler gebeliğin 13–15 . gününde hayvanların karnına dikkatli şekilde dokunarak (Palpasyon) gebeliği teşhis edebilirler.

Beklenen doğum tarihinden birkaç gün önce iyice temizlenip dezenfekte edilmiş doğum sandıkları kafese yerleştirilir. Doğum sandıklarına bol ve temiz yataklık (kuru ot, talaş v.b.) konur. Tavşanların önünde her zaman yem ve su bulunmasına özen gösterilmelidir. Tavşan bazen doğum sandığına yavrulamaz. Kafese doğuran tavşanların yavruları soğuktan ölebilirler. Böyle yavrular zaman geçmeden ısıtılırlarsa, cansız gibi görünmelerine karşın kurtarılabilirler. Fazla tüy yolmuş olan tavşanlardan bir miktar tüy toplanarak saklanırsa, tüy yolmamış olanların doğum sandıklarına konularak yuva hazırlamak mümkün olur. Doğum genellikle gece olur. Bir batında doğan yavru sayısı 1 – 15 arasında değişmekle beraber ortalama olarak 8 – 10 arasındadır. Yavrular gözleri kapalı ve tüysüz doğarlar. Doğumdan sonra birkaç gün içinde tüylenmeye başlarlar ve 10 günde gözleri açılır.

5.Gebeliği etkileyen etmenler
Gebeliğin oluşmasını önleyen veya gebelik oranının düşmesine neden olan faktörleri yalancı gebelik, mevsim, yaş, zayıf kondisyon ve hastalıklar olarak sıralayabiliriz.

Fertil olmayan bir çiftleştirme veya tavşanların birbiri üzerine atılması ile oluşan ovulasyon sonucu yalancı gebelik durumu ortaya çıkar. Böyle durumlarda gerçek gebelikte olduğu gibi yumurtalıkta başka bir yumurtanın olgunlaşmasını engelleyen sarı cisim meydana gelir. Yalancı gebeliğin görünümü gerçek gebelikte olduğu gibidir ve 16 – 20 gün sürer. Bu sürenin sonunda tavşan tüy yolar ve yavru yapmaya hazırlanır. Yalancı gebe olan tavşanlar 20 . günden sonra yeniden aştırılabilirler. Sık sık yalancı gebelik gösteren tavşanlar sürüden çıkarılmalıdır.

Tavşanlarda gebelik oranı mevsime bağlı olarak değişir. İlkbaharda gebelik oranı en yüksektir. (%85) Özellikle sonbaharda ve kışın gebelik oranı % 30 - %40 a kadar düşer. Damızlık seçiminde düzenli olarak yavrulayan anaların döllerini seçmeye özen göstermelidir.

Gebeliği önleyen diğer bir etken de yaş ve hayvanın fiziksel durumudur. Henüz cinsel olgunluğa gelmemiş veya fazla yaşlı tavşanlar çiftleştirilmemelidir. Sürüde gebelik oranını olumsuz etkileyen iştahsız, fazla yağlanmış, çok zayıf ve uzun süre tüy döken veya herhangi bir nedenle kondisyonu bozulmuş olan tavşanlar üreme faaliyetlerini sürdüremezler. Aynı şekilde hastalık belirtisi gösteren tavşanlar da çiftleştirilmemelidir.

6.Laktasyon
Tavşanlarda genellikle 4 çift halinde 8 meme bulunur. Bununla beraber 5 – 6 çift arasında değişen sayıda memesi bulunan tavşanlara da sık rastlanır.

Tavşanlar yavrularını günde 1 –12 kez ve çoğunlukla sabahları emzirirler. Tüm emzirme süresi 2.5 – 4 dakikadır. Tavşan sütü yağ ve proteince zengindir. Sütün bileşimi laktasyon süresince değişir. Laktasyon süresi 6 – 8 hafta olup, süt verimi yaklaşık 7 kg’ dır.

7.Yavruların bakımı
Yeni doğmuş yavrular soğuğa karşı fazla duyarlıdırlar. İyi bir yuvadan yoksun veya doğum sandığı dışında bulunan yavrular soğuktan ölebilirler. Bu nedenle doğumdan kısa bir süre sonra yavruların kontrol edilmeleri gerekir. Doğan yavrular sayılır, zayıf ve ölüler alınır. Beslenme ve sağlık durumları izlenir. İyi bir ana 8 veya daha fazla sayıda yavruyu büyütebilir. Bir önceki doğumdan ananın kaç yavruyu büyütebileceği biliniyorsa bu sayıda hayvan ananın yanında bırakılır. Bakabileceğinden daha fazla yavru doğurmuş anaların fazla yavruları veya herhangi bir nedenle doğumdan sonra anaları ölen yavrular, yeni doğum yapmış başka analara dağıtılabilir. Bu işlem yapılırken birkaç saat için ananın kafesinden uzaklaştırılması yerinde olur. Aksi halde ana tavşan yabancı kokuyu hissederek yavruları reddeder. Damızlık işletmelerde yavruların dengelenmesi ebeveyn kontrolünü güçleştirir. Bu gibi durumlarda yavrular işaretlenmeli veya farklılıkları açıkça belirgin olan bir ırka ait verilmelidir.

Bazen dişiler yavrularını yerler. Bu duruma kannibalizm denir. Kannibalizm kalıtsal olduğu gibi anaların gebelik sırasında ve doğumdan sonra kalite ve kantite bakımından yetersiz beslenmesi, susuz kalması, korkutulması gibi nedenlerden kaynaklanabilir. İki doğumda yavrularını yiyen damızlıklar sürüden çıkarılmalıdır.

Yavruların en duyarlı oldukları dönemlerde bakım ve beslemelerine özen gösterilmelidir. Yavrularda ölüm en çok doğumdan sonraki ilk üç günde görülür. 2 – 5 . haftalarda sindirim organlarında enfeksiyonlar görülebilir. 6 – 16 ncı haftalarda koksidiyoza karşı önlem alınmalıdır.

Yavrular 18 – 21 nci günlerde ana sütüne ek olarak yem yemeye başlarlar. Bu dönemde dane yemle birlikte kuru ot ve fazla olmamak koşuluyla taze ot verilebilir. Yavruların 18 günlük yaşta ağırlığının saptanması ananın süt verimi hakkında bir fikir verir. Bundan dişilerin seleksiyonunda yararlanılabilir.

8.Sütten Kesme
Her ne kadar tavşanlar 6, hatta 8 haftaya kadar süt verseler de, anaç başına yıllık batın sayısını artırmak amacıyla 4 ncü haftadan itibaren yavrular anadan ayrılabilmektedir. Sütten kesimde en sağlıklı yöntem anayı başka bir kafese almaktır. Yavrular aralarındaki yaş farkı 10 günü aşmamak üzere 2 veya 3’ er lik gruplar halinde, m2 ye 8 – 12 tavşan düşecek şekilde veya 1 m2 lik besi kafeslerinde büyütülebilirler. Besi döneminde tavşanların önünde daima yeterli miktarda yem ve temiz su bulundurmalıdır.

9.Tavşanların Taşınması
Tavşanlar, kesinlikle kulaklarından veya bacaklarından tutarak taşınmamalıdırlar. Küçük tavşanlar en uygun şekilde belinden kavranarak taşınırlar. Orta ağırlıkta ve ağır tavşanlar sağ elle omuz bölgesinin derisi tutulup, sol elle sağrı bölgesi desteklenerek taşınmalıdır.  

TAVŞAN BESLEMEDE KULLANILAN YEMLER:
1. Enerji yemleri: Arpa, buğday, mısır, yulaf, çavdar, sorgum yaygın olarakkullanılmaktadır.
Mısırın sadece besi tavşanlarına verilmesi uygundur.

Arpa ve yulaf ezilerek,mısır kırılarak verilirse daha iyi değerlendirilir.

Arpa, yulaf, mısır, pirinç çimlendirilerek verilirse dölveriminde yükselme, yavrularda çabuk gelişme sağlanır.

Yemlik un, buğday kepeği,değirmen artıkları da enerji kaynağı olarak az miktarlarda kullanılabilir. Çünkü bunlar lakzatif etkilidir ve rasyonda yeterli selüloz bulunmalıdır.
Tavşan yemlerinde hayvansal kökenli yemler nadiren kullanılır. Genelde küspeler tercih edilir. Yerfıstığı küspesi tavşanların en iyi yediği küspedir, hem protein hem de enerji kaynağı olarak mükemmeldir. Bundan başka soya küspesi, kurutulmuş bira posası, ayçiçeği küspesi,kolza küspesi, susam küspesi, keten tohumu küspesi, pamuk tohumu küspesi değişik miktarlarda kullanılabilir.
3. Kuru kaba yemler: Tavşan rasyonlarına fazla miktarlarda kuru kaba yemlerkatılmaktadır. İyi kaliteli kuru ot rasyonun maliyetini düşürmektedir. Kullanılan otun temiz, küfsüz ve tozsuz olması gerekir, aksi takdirde çeşitli sindirim bozuklukları gelişir.
Baklagil otları: Özellikle yonca tavşanlar için en iyi kaba yemdir. Baklagil otları protein bakımından zengindir ve oldukça lezzetlidir. Ayrıca düzenli sindirim için gerekli selülozu da sağlar. Aşımda olmayan erkekler, kurudaki dişiler için tek yem olarak verilebilir. Gebe ve laktasyondaki dişilerin rasyonlarına % 40 düzeyinde katılabilir. Tavşan beslemede kullanılan baklagiller, taş yoncası hariç diğer yonca çeşitleri, burçak, yerfıstığı gibidir.
Buğdaygil otları: Fiyatları uygunsa çeşitli çayır otları kullanılabilir. Baklagillere nazaran protein, Ca ve vitamin A aktivitesi bakımından yetersizdirler, daha fazla selüloz içerirler.
4. Yeşil otlar: Tavşanlar çok çeşitli otları tüketmektedir. Ancak bunlar fazla sulu olduğu için besin maddeleri yetersizliklerine karşı önlem alınmalıdır.
5. Diğer yemler: Tavşan beslemede bahçe kırpıntıları, sofra artıkları, meyve ve sebze artıkları ve yan ürünleri kullanılabilir. Bunlar arasında patates kabukları, turunçgil posa ve kabukları, elma ucuz ve ilave yem kaynaklarıdır. Yer elması yaprağı, marul, ısırgan otu, deve dikeni, enginar yaprağı ve sapı da verilebilir.
Özellikle kışın taze yeşil yemlerin olmadığı zamanlarda tavşan rasyonlarına kök veyumruların ilave edilmesi yararlıdır. Bunların su içeriği % 90 civarındadır ve protein miktarı oldukça düşüktür (% 1-4). Bu nedenle rasyona fazla konulmamalıdır. Tavşanlara bu yemler verildiğinde ilk önce bunları tüketirler, kaliteli yemleri bırakabilirler.
Pancar, havuç, şalgam,patates (pişirilerek verilirse iyi sindirilir) gibi yemlerin günlük miktarı vücut ağırlığının % 1.5'unu aşmamalıdır. Ayrıca damızlık tavşanlara ve 3 aylıktan küçük yavrulara yedirilmemelidir.
Bazen odunsu bitkilerin sürgünleri çiğnemeyi teşvik etmek için ve selüloz kaynağı olarak tavşanlara yedirilir.
TAVŞANLARIN BESLENMESİ:
Tavşan beslemede genelde pelet yemler tercih edilir. Pelet yemler % 50-60 konsantre, % 40-50 kaba yem içerirler. Peletlerin 3-5 mm çapında ve 3-6 mm uzunluğunda olmaları tavsiye edilir. Daha büyük peletler ısırılarak ufalanmakta ve yem israfına sebep olmaktadır.
Küçük peletler ise yavruların çok hızlı kuru yem tüketmesine, dolayısıyla sindirim bozukluklarına yol açar.
Tavşanlar toz halindeki yemleri yeterince değerlendiremez, böyle yemler nazalproblemlere yol açabilir. Ayrıca açık suluklar kullanılıyorsa suyun çok çabuk kirlenmesine, su ve yem tüketiminin durmasına sebep olurlar. Buna karşılık otomatik sulama sistemi olan ünitelerde toz halinde rasyonlar kullanılabilmektedir.
Tavşanlar bazen yavrularını yiyebilirler. Bunun sebepleri;
- Beslenme yetersizliği olabilir. Bu sebeple yeşil ot, pancar, havuç, yeterli su verilmesi tavsiye edilir.
- Rasyondaki protein yetersizliğine bağlı olabilir. Rasyona et unu, süt tozu veya soyaküspesi katılması yararlıdır.
- Rasyonda D ve B vitaminleri yetersiz olabilir. B vitaminleri kaynağı olarak kepek veya bira mayası, D vitamini için her gün rasyona bir kahve kaşığı balık yağı katılır. Ya da rasyona sentetik vitamin preparatları ilave edilebilir.
Sütten kesilen yavruların rasyonlarına % 10 oranında yağsız süt tozu katılması faydalıdır
Damızlık olarak büyütülen yavrulara % 99 yonca peleti (% 15-16 HP) + % 1 tuzdanoluşan bir rasyon verilebilir. Hayvanlar şişmanlamayacak şekilde beslenmelidir, çünkü şişman olanlarda sık sık dölverimi problemleri görülür.
ÖKSÜZ YAVRULARIN BESLENMESİ:
Dişi doğum esnasında veya daha sonra ölürse kalan yavruları ya az yavrulu başka bir dişiye verilir ki bu uygulama en pratik olanıdır ya da aşağıdaki şekillerde suni olarak beslenirler.
1. İlk iki hafta boyunca inek veya keçi sütü ya da ticari süt ikamesi verilir. Bunlar vücut ısısında olmalıdır ve damlalıklı şişe veya oyuncak bebek biberonu ile içirilirler.
2. Daha sonra süte ilave olarak taze çayır, ezilmiş yulaf gibi katı yemler verilir.
3. Yavrular yaklaşık 17 günlük olduklarında süt bir kabın içine konur ve az miktarlarda büyütme yemi verilir.
4. Yem miktarı derece derece artırılır.
Bu siteye tesadüfen rastladım ve merak ettiğim ilk şey; tavşan beslenmesi doğru şekilde tarif ediliyor mu, oldu.   
Sağlıklı sayılabilecek bazı gıdaların yanısıra peletlerin de tavsiye edildiğini görünce, ufak çaplı bir şok geçirdim, zira peletler tavşan midesi için son derece zararlıdır.

Bu sitenin kurucularının ve üyelerinin, bu narin ve barışçıl hayvanları gerçekten çok sevdiğini farkettiğimden, bir katkıda bulunmam gerektiğine karar verdim.
Aşağıda size sunduğum bilgiler, tavşanın özgür doğadaki gibi beslenmesi gerektiğini savunan, yabancı araştırmacılar ve hayvansever sitelerden derlediğim bilgilerdir.


Tavşan ve Beslenme

Serbest olarak kırlarda yaşayan tavşanların temel besin maddesi, kırlarda yetişen otlar, yabani bitkiler, şifalı otlar, çiçekler, kökler, ağaç dalları, yaprakları, yemişler ve tek tük meyvelerdir. Ancak tavşanlar, komşunun bahçesine dadanıp, salata, marul, havuç, ıspanak, lahana ve karnabahar gibi sebzeleri de yemeye bayılırlar.
Tavşanların beslenmesindeki anahtar sözcük “seçiciliktir”.

Tavşanlar "seçerek" beslenirler. Yani, her tavşan kendi sağlığı ve o andaki ihtiyaçları için hangi bitkiden, ne kadar ve "ne oranda" yemesi gerektiğini iyi bilir. Rahatsızlandıklarında hangi şifalı otları yiyip iyileşeceklerini çok iyi bilirler. Bunu akılda tutmak çok önemli.
Bu yüzden tavşan beslediğinizde, önüne her tür gıdadan bol bol bırakmalısınız ve sabah bıraktığınız besinler akşama muhakkak artmalı. O artan gıdaların neler olduğuna bakıp, onlardan bir dahaki sefer daha az vermelisiniz ama asla onları da bitirmeleri için zorlamamalısınız, yeni ve taze yiyecekler koymalısınız önlerine.
Artan besinler, eğer mesela kırlardan topladığınız bitkilerden ise, muhtemelen zehirli veya onlar için o an yararsız olabilirler. O yüzden asla tabaklarını tamamen bitirmelerini beklememelisiniz. Tavşanların beslenmesindeki seçicilik olayı budur ve bu onları sağlıklı ve canlı kılar.

Tavşanların Temel Besin Maddeleri:

1 – Kırlardaki Yabani Otlar/Bitkiler (sınırsız)
2 – Sebzeler/Salatalar/Otlar (sınırsız)
3 – Meyve (kısıtlı miktarlarda)
4 – Kurutulmuş Otlar/Yapraklar (sınırsız)
5 – Ağaç dalları ve Yapraklar (sınırsız)
6 – Tohum ve Tahıllar (kısıtlı miktarlarda)
7 – Kurutulmuş Sebze ve Meyveler (kısıtlı miktarlarda)
8 – Su

Yukarıda saydığımız temel besin maddelerinin bir kısmı sınırsız, bir kısmı da çok çok kısıtlı miktarlarda ve belirli dönemlerde verilmelidir.

1 – Kırlardaki Yabani Otlar/Bitkiler
Kırlarda bir metre karede, ortalama elli çeşit yabani ot/çiçek/bitki yetişmektedir. Tavşanlar bunlardan kendileri için gerekli olanları seçerek, uygun miktarda yerler. Bunlar onların "en temel" besin maddeleridir. Eğer tavşan yetiştirdiğiniz yerin yakınında temiz bir kırlık alan varsa, sabah akşam çıkıp taze taze bunlardan kesip/yolup taşanlarınıza sunmanız, hem en sağlıklı şekilde beslenmelerini sağlar, hem de tavşan yetiştiriciliğini bedavaya getirir. 4. maddede bahsettiğimiz kurutulmuş otlar, işte bu kırlardan toplayıp kurutacağınız otlardır ve bunlardan da, tavşanların salmalarında devamlı bulundurmanızda fayda var ki, es kaza yemleri erken bittiğinde, yiyecekleri başka bir çeşit olsun.

Kırlardan ot/bitki toplarken dikkat edeceğiniz hususlar; oto yola yakın yerden toplamıyoruz, ağaç veya duvar diplerinden toplamıyoruz (köpek işemiş olabilir), sanayi ya da fabrika olan yerlerden de toplamıyoruz.
Eğer sabah akşam ot toplamaya çıkacak haliniz yoksa, sabahleyin fazla fazla toplayıp, bir kısmını buz dolabında muhafaza edebilirsiniz.
Avusturyada teşvik edilen programda tavşanların, içinde barınaklarıyla birlikte, altıgen bir ana-salması var ve buna bağlantılı olarak, iki günde bir yer değiştirilen bir portatif salmada kendileri otluyorlar. Portatif salma iki günde bir altıgen ana-salmanın etrafında, papatya çizer gibi yer değiştiriyor. Akşam vakti de tavşanlar, üst kısmı da tel örgülü ve daha sağlam olan ana salmaya kapatılıyorlar. Bu şekilde tavşanlar sınırsız taze kır otlarıyla beslenme imkanı buluyorlar.
Bu arada, hiç endişelenmenize gerek yok, tavşanlar zehirli otları çok iyi ayırdedebilen mükemmel burunlara sahiptir.

2 – Sebzeler/Salatalar/Otlar
Yakınımızda kırlık bir alanımız yoksa ya da yeterli değilse, tavşanlarımızı insanların yediği bazı taze sebzeler, salata malzemeleri ve otlarla da besleyebiliriz. Şu durumda bunları kendimiz yetiştiştiriyorsak çok daha sağlıklı ve ucuz olur.
Dikkat edeceğimiz nokta, satın aldığımız malzemeleri çok çok iyi yıkamamız gerektiğidir. Zira tarım ürünleri çoğunlukla ilaçlanmakta ve gübrelenmektedir. Gerekirse dış kabuklar kullanılmamalıdır.
Tavşanlarımıza sunabileceğimiz sebzeler: salata, marul, kıvırcık, salatalık, ıspanak, kereviz sapı ve kereviz, havucun yeşilliği ve havuç, pazı, lahanalar, karnıbahar, brokoli, semizotu, dereotu, tere, roka, ebegümeci, ekşimen, rezene, mısır ve mısır yaprakları, turplar, pancarlar, maydonoz, aslandişi (sarı hindiba), maydonoz kökü, nane, papatya, fesleğen vsr.
Bu yukarda saydıklarımız, hiçbir işlemden geçirilmeden, sadece temiz yıkanıp fazla suyu akıtılarak büyük ağır bir tabak içinde tavşanlara sınırsız olarak sunulmalıdır.

3 – Meyve
Meyve hususunda dikkat edilecek noktalar:
Birincisi, meyvelerin mutlaka tam manasıyla olgunlaşmış olması gerekiyor.
İkincisi; yalnızca çok az miktarda verilmesi gerekiyor ve yine çok çok iyi yıkanarak.
Üçüncüsü, meyveyi asla tek başına değil, daima sebze tabağına katarak vermelisiniz.
Verebileceğiniz meyve çeşitleri: Elma, armut, kaysı, muz, kuşburnu, kavun, karpuz, üzüm, kiraz, kivi, şeftali, mürdümeriği.


4 – Kurutulmuş Otlar/Yapraklar
Tavşanların beslenmesinde kurutulmuş ot ve kuruyup düşen ağaç yapraklarının da yeri vardır, şöyle ki: Tavşanınızı zaten kırlık alandan biçtiğiniz ya da kökleriyle yolduğunuz bitkilerle beslemektesinizdir. Bunlardan fazla fazla toplayıp ayrıca kurutmanız gerekmektedir (uzun haliyle, hiç kırpılmadan). Bunun iki amacı vardır:
Birincisi, tavşanın salmasında daima “yedek gıda” olarak kurutulmuş ot bulundurulmalıdır (yaz-kış) ve bunlar üçte ikisi bitirildiğinde yenilenmelidir (kalanlar zehirli ya da yararsız ot olabilir).
İkincisi, kışın kırlardan ot toplamak zorlaşabilir; dolayısıyla kış için hazırlık ve yedek yem olarak büyük önem taşır.
Bu kuru otlar, kuru bir yerde, sağlıklı bir şekilde saklanmalıdır. İyi kalite kurutulmuş ot, mis gibi kokar. Bayatlamış kuru ot ise ya hiç kokmaz ya da rutubet almışsa küf kokar ki bu çok zararlıdır.
Ayrıca yazın pazarlarda bol bol ve ucuz olarak, kendi salatalarımıza kattığımız otlardan da (maydonoz, nane, dereotu vsr.) alıp kurutabilir ve tavşanların menüsünü zenginleştirebiliriz kış için.

5 – Ağaç Dalları ve Yapraklar
Kalın ağaç dallarının kabukları büyük bir zevkle kemirilir, daha ince dallar ise ot gibi yenilmekte. Bu davranış, tavşanların dişlerinin bilenmesine yardımcı olduğu gibi, onlar için ayrıca eğlenceli bir meşgale olmakta.
Ağaç dallarını tüm yıl boyunca sınırsız olarak ve yapraklarıyla, sürgünleri ve hatta çiçekleriyle birlikte verebilirsiniz.
Bunun için tüm meyve ağaçlarının budanan dalları, ayrıca huş ağacı, kayın ağacı, fındık dalları, gürgen dalları, akçaağaç, ıhlamur, böğürtlen çalıları, çam ağacının dalları uygundur.
Ancak bu ağaçların ilaçlanmamış olması gerekmekte!

6 – Tohum ve Tahıllar
Tohumlar ve tahıllar, tavşanların normal şartlarda pek fazla yedikleri gıdalardan değildir. Bunlar ancak yaz biterken ve sonbaharda çok az miktarlarda verilmelidir, kışa hazırlık için semirsinler, diye. Bazen de emziren anneye ya da biraz büyümüş yavrulara birer tatlı kaşığı kadar verilebilir. Tavşanlara söz konusu dönemde tahıl verecekseniz, başak halinde, doğada/tarlada bulunduğu şekliyle verin.

7 – Kurutulmuş Sebze ve Meyveler
Kurutulmuş sebze ve meyveleri hiç vermeseniz daha iyi. Zira özellikle kurutulmuş sebzeler mide suyuyla şişip, sindirim sistemini kupkuru bırakıp, zarar verebiliyor (bu konuda suni yemler, özellikle peletler bin beterdir, satıcı ne derse desin, asla vermeyin!). Özellikle sindirim sorunu olan tavşanlarınıza hiç vermeyin.
Kurutulmuş meyvenin ise şeker oranı çok yükseldiğinden ancak ender olarak diğer gıdalarla birlikte, çocuğunuzu sevindirin hesabı, az bir miktar ödül olarak verilebilir.

8 – Su
Tavşanın suyunu ağır ve kenarları içe bükülen bir toprak kapta vermeniz daha uygun. Bu kabı birkaç santim yükseğe koyarsanız zaten kirlenmeyecektir. Ve elbette ki her gün yıkayıp taze su koymak gerek.
Emme şişeleri gibi malzemeler hiç sağlıklı olmayıp çabuk mikroplanabiliyor.
Tavşanı dışarda besleyenler, kışın çok ayazlarda, su donacağı için hiç değilse günde iki üç kere değiştirmelidir.


Tavşanlara verilebilecek bütün gıda maddelerini inceledikten sonra, bir tavşan salmasında daima bulunması elzem olan besin maddelerini sıralayacak olursak:

Kırlık otlar (sınırsız olarak) + Kurutulmuş Kırlık Otlar + Su + Ağaç dalları
+ arada bir Meyve/Sebze

Kırlık ot yok ise, elbette her gün taze olarak sunamazsınız, ancak haftada bir, ya da iki haftada bir, kırlık alanların bulunduğu yerlere gidip, bol miktarda biçip/yolup evde kurutmanızda ve kuru ot olarak salmada bulundurmanızda fayda var. Arada bir pikniğe filan gidiyorsunuzdur, öyle değil mi?
Evet, kırlık taze ot yok ise şöyle bir menü olabilir:

En az 15 çeşit taze sebze/salata/ot/meyve + Kurutulmuş kırlık otlar + Su + Ağaç dalları

Bu yukardakilere ilaveten, yaz biterken ve sonbaharda ya da gebe/emzikli annelere/büyüyen yavrulara çok az miktarda tahıl/tohum karışımları (tahılları başak halinde) verebilirsiniz.

Ayrıyeten bir salmada bulunması gereken ve tavşanın sindirimi için gerekli şifalı otlar vardır. Bunları geniş saksılarda yetiştirip salmalarına koyabilirsiniz. Bunlar en başta gerçek papatya, rezene, dereotu, maydonoz, civanperçemi, kekik, adaçayı, mercanköşk gibi sindirim sistemini rahatlatan, iyileştiren bitkilerdir.


Yani özetlemek gerekirse,
asla ama asla suni yem ve peletlerin tavşanların beslenmesinde yeri yoktur.
Kurutulmuş otlar ise ikinci plandadır ve yalnızca beslenme akışı sekteye uğramaması için salmasında yedek olarak bulundurulur. (Tavşanların yedikleri gıdalar, sindirim sistemlerinde, sonradan yenilen gıdalar tarafından "ittirilmek" suretiyle ilerlerler)
Tavşanın asıl besini kırlık otlardır ama bu temin edilemiyorsa, en az 15 çeşit sebze ve salata malzemesi ve bizim de salata ve yemeklere kattığımız otlardan oluşan kocaman bir tabak verilir.

benim tavşanlarım sayısız kere doğum yaptılar çok kan olmaz öncelikle onu diyeyim ayrıca tavşanlar doğum sonrası bütün kanı kiri ve bebekleri tek tek kendileri temizliyor
sahibinin yapacağı en önemli şeyleri sayıyorum

yuvadaki tüylere dokunma !

bebeklere iyice tüylenene gözleri açılana kadar dokunma! (kokun siner anne red edebilir hatta öldürebilir )

yuvayı anne görmeden temizle temizlemezsen kurt olur işin daha da zorlaşır (anneyi odadan çıkart yuvanın ayağa kalktığını görürse kızabilir bir daha gelip emzirmeyebilir ) ( bu bilgi her tavşan için geçerli değil ama işi garantiye almalı )

anne doğum sonrası stresli vahşi olacaktır üstüne gitme ( benim sadece bir tavşanım doğum sonrası sakin hala huzurludur diğerleri cadı olur hatta bebeklerin resimlerini çekerken bile saldırırlar bana )

sonra paytak paytak yürüyen kulağını kaşımaya çalışırken sağa sola yuvarlanan torunlarının tadını çıkart

yalnız eklemek istiyorum tabiiki ecel Allah'tan ama uyanık olun bebekleri tek tek gün gün takip edin başta bazı bebekleri kaybediyordum bu beni çok üzüyordu sonra sebebini buldum
bazı bebekler diğer kardeşleri kadar atik olmuyor süt seansını kaçırıyor ve gözle görülür bir şekilde diğerlerinden küçük kalıyor şansı yaver giderse kurtuluyor ama
>eğer 3-4 süt seansı kaçarsa ölüyor<

yuva da diğerlerinden küçük bebek varsa ki çok belli olur göbeği yassılaşır ve kemikleri gözükmeye başlar onu doğanın kaderine terk etmeyin
anneyi alın koltuğa bebeği bir tuvalet kağıdı selpak veya paçate ile tutun a( kokunuz sinmesin )nazik olun sakat kalır elinizde sıkmayın sakın anneyi tutun sıkıca ve bebeği memeye tutup sabırla yakalasın siz emzirin

bu yöntemle artık hiç torun kaybetmiyorum
bilginize tavşan severler.



çekirdeği daha önce duymamıştım, sağolasın karamelim. inş hiçbir ponpon deri hastalığına yakalanmaz ve istediği kadar çekirdek yiyebilir. ben de birkaç şey ekleyeyim: domates kabuğu, kereviz yaprağı, turp kabuğu, meyveli ağaçların yaprakları: dut, ayva, asma (bunlar kurutulup da verilebilir), mısır koçanının yaprakları (püsküller hariç) mısır bu aralar çokça bulunuyor pazarda, tezgah altından bolca alıp kış için depolamak lazım, çok iyi bir şekilde kuruyup uzun süre dayanıyor. ama illa ki kuru yem, bunlar arada çerez niyetine.
















Tavşanlar ile iletişimin yolu onları gözlemlemek ve vücut dilini çözmektir. Tavşanlar sessiz olmalarına rağmen kendilerini mükemmel ifade edebilen varlıklardır. Duygularını, hislerini anlatmak için kullandıkları hareketleri öğrenince tavşanın aslında anlatacak ne kadar da çok şeyi olduğuna şaşıracaksınız.



"Ben mutluyum" hareketleri:

Yalamak: Bir sevgi göstergesidir. Tavşanlar kendi aralarında da hoşlanma ve sevgi göstermek için birbirlerini yalarlar, bu tavşan dilince öpücük manasına gelir. Not. Bazen tavşanınızı severken yeri yaladığını görebilirsiniz, ama aslında bu yere değil size yapılmış bir jesttir.

Diş gıcırdatma: Genellikle okşanıp sevilirken dişlerini gıcırdatmaları kedilerin zevkten mırıldamaları ve gırlamalarına eş değer bir göstergedir ve çok hoşlandıklarına işarettir.

Hoplama (Binky): Koşarken veya dururken havada ani hoplamalar ve sıçramalar neşeden dans ettikleri anlamına gelir. Bazen kendi etraflarında havada 180 derece dönerler. Bu çok minik kısa ve yoğun bir ben çok mutluyum şu an ifadesidir. Not: Bu yazıyı yazan kişi tavşanı bunlardan yapsın diye amuda kalkmaya hazırdır.

Kafayı hızlı hızlı sallamak: Bu dansın mini versiyonudur, heyecanlandıklarında ve mutlu olduklarında kafa ve kulaklarını hızlı hareketlerle sallarlar.

Akla ayaklarını uzatarak yere yatma (bunny flop): Neredeyse bir L harfi gibi görünürler. Biz buna Cleopatra pozisyonu diyoruz. Bu yatış şekli dünyanın en mutlu ve huzurlu tavşanı olduğunun göstergesidir, keyfi kesinlikle yerindedir.

Sırtüstü uzanmak: Cleopatra pozisyonunun ikinci evresi sırtüstü olacak şekilde yuvarlanmaktır. Bu da olabilecek en huzurlu ve mutlu ifadelerden biridir. Bazen kendilerini bu şekilde transa sokabilirler.

Severken kafalarını tamamen yere yapıştırmaları: Adeta bir teslim ve kabul belirtisidir.Beni seviyorsun, tamam sev peki, izin veriyorum manasına gelir.



"Ben sinirliyim, kızgınım, endişeliğim" hareketleri:

Arka ayakları kuvvetlice yere vurma: Bu bir şeye gösterilen kızgın bir tepki olabilir beni neden bu odaya getirdin, ben salonda koşup eğlenmek istiyordum öff gibi). Veya tavşanlar kendi aralarında haberleşmek be birbirlerini uyarmak için arka ayaklarını yere vururlar, bu korktuğunun ifadesi olabilir. İki şekilde de mutlu olmadığından emin olabilirsiniz.

Homurdanmak: Ses ile pek iletişim kurmasalar bile bazen homurdanma sesi çıkartırlar, bu da hoşnutsuzluk belirtisidir.

Bağırmak: Tavşanlar acı çektiklerinde veya ölürlerken bağırırlar. Homurdanmadan çok daha yüksek ve tiz bir sestir. (bu yazıyı yazan kişinin hiç duymadığı ve asla duymak istemediği bir sestir)

Isırmak: Ne demek olduğu çok belli olsa bile tavşanların flört ederlerken birbirlerini yavaşça ısırdıklarını da eklemek istiyorum. Bu ısırmaktan çok diş atma şeklinde olur. Kanatmaya, fazla acıtmayan minnacık ısırıklardır. Belki aslında bunu ben mutluyum hareketlerine yazmam gerekirdi, çünkü ısırma bazen senden çok hoşlanıyorum anlamında bir jesttir. Tavşanca makas almaya tekabül eden bir harekettir.
Ayrıca, tavşanlar kendi aralarındaki hiyerarşilerini göstermek için birbirlerini yavaşça ısırabilirler, bu ben senden üstünüm, burada benim sözüm geçer demektir, ve tavşanlar bazen sahiplerine de tavşan yerine koyarak olara sınıf farkını anlatmak için durup dururken ısırırlar.
Isırıldığında yüksek sesle tepki verilmesi gerekir, Ay veya Hayır diye bağırılırsa tavşan doğru olmayan bir şey yaptığını ve birilerinin canını yaptığını anlayacaktır. Bunun dışında ısırma çok açık, malum bir tepkidir. Isırma ve diş atma arasındaki farkı diş atıldıkça ve ısırıldıkça daha iyi anlayacaksınız :B

Size arkasını dönmesi: "Şu an hiç işim olmaz şimdi seninle, umurumda değilsin, gidebilirsin" demek oluyor bu maalesef. Bazen de bir şey yaparken gidip arkasını dönüp size arkasını dönüp arkadan siz ona bakıyor musunuz diye size bakıyorsa, bu da bir kızgınlık, ufak bir küsme ifadesidir, popüler ifadesi ile 'trip atma' pozisyonudur bu.


Bir iletişim aracı olarak kulaklar!

Bu kocaman kulaklar sadece duymaya yaramıyor, daha ne marifetleri var! Tavşanlar hislerinin bir kısmını bizim mimiklerimizi kullandığımız gibi kulaklarıyla anlatırlar. Kulakları izlemeyi ihmal etmeyin.

Kulaklar geriye yatırılmış: "Stres altındayım, çok da rahat değilim".

Kulaklar dimdik: Kafa havada ve kulaklar dimdik olarak durması tavşanın tehlike sezinlemiş olması ve tetikte olması anl***** gelir.


Kulaklar iki yana açılmış, kulakların içi ve yüzü size dönük: Bu çok komik bir ifade. Benim favorim. Kafa hafifçe öne inmiş, kulaklar V harfi şeklinde açılmış, dikkatli, ters bir bakış ve efe bir ifade hiç kuşkusuz şu manaya gelir: "Kızmaya başlıyorum bak ona göre". (Resimde Topi Hanım büyük bir ihtimalle fotoğrafını çekiyor oluşuma kızmış, "Yapmam gereken bu kadar çok önemli şey varken sen tutmuş fotoğrafımı çekiyorsun. Şunu kesip derhal yolumdan çekilmezsen sonuçlarına katlanırsın canım" ifadesi ile tehditkar ve sert sert bakıyor. Çok korktum aman! :P


Bunun dışında:

Eşyalara çene sürme: Tavşanların çenelerinin altında kedilerdeki gibi özel ter bezeleri bulur ve bizim asla ayırt edemeyeceğimiz bir koku salgılarlar. Çenelerini sürdükleri şeylere, bu koku ile işaretleyip Bu eşya benimdir derler.

Burunlarıyla dokunma: Merhaba, benimle ilgilenirsem sevinirim demektir, hemen ilgi gösterilmelidir.

Gezdiği yerde kaka bırakma: Hansel ve Greatel hikayesindeki gibi yabancı gittikleri yerde yollarını bulmak ve Buraya ilk ben geldim, benimdir demek için minik kakalar bırakırlar.

Tüy Yolma (Yalancı Hamilelik): Bu kısırlaştırılmamış dişi tavşanlarda görülen bir harekettir. Tavşan tüylerini yolup bir yere toplamaya, adeta bir yuva yapmaya başlar. Bu aslında hamile tavşanların doğmamış bebekleri için yaptığı yuva, ve minik yataklardır çünkü tavşanlar tüysüz doğarlar. Topladığı ve bir kenara yığdığı tüyler aslında doğacak yavruları için hazırladığı minik bir yataktır. Bu proje ile birkaç gün uğraşacaktır ve bu sırada yuvasının bozulmaması gerekir. Bir iki gün içinde doğurduğunu sanıp rahatlayacak ve normale dönecektir.

Burun hareketleri: Tavşanların burunları pek durmaz aslında. Ama hareketler bir şey ilgilerini çektiklerinde, heyecanlandıklarında veya tedirgin olduklarında daha hızlı olacaktır ve o an çok sakin olmadığının bir göstergesi olabilir.

Bilgilerini paylaştıgı ıcın
Mehmet Berademirel'e
Tesekkur ederız
Saygılarımızla..



Düzenleyen Duygusu - 05.Temmuz.2006 Saat 13:27


Tuvalet alışkanlığını kazanmış bir tavşanın tuvaletinin her gün değiştirilmesi ve odasının toplanması gerekir. Tavşanlar kendi temizliklerine çok önem verirler. Günün önemli bir kısmını yalanarak ve kendilerini temizleyerek geçirirler. Ancak bulundukları yeri çok kısa bir zaman içinde dağıtıp kirletebilirler. Bir kaç gün bakım yapılmamış oda minik bir 'savaş alanına' dönüşür. Bu yüzden bulundukları yerin sürekli bakıma ihtiyacı vardır.
Kural 1: tuvalet her gün değişecek. Bu yapılmazsa koku problemi ile karşılaşılır.
Kural 2: oda bir iki günde bir süpürülüp toplanacak. Odası toplanmamış ve tuvaleti değiştirilmemiş bir tavşan mutsuz ve huzursuz olabilir. Tavşanın odasını temizlemek için ufak bir süpürge ve faraş her zaman hazır olmadır. Aman dikkat: süpürgeyi ortalıkta bırakmamanızı tavsiye ederim, çünkü süpürgenin uçlarını kemirmeye bayılıyorlar. Bunun dışında dikkat edilecek noktalar şunlardır:


Tüyler:
Tavşanlar kusamadıkları için yuttukları tüyler büyük problem yaratabilir. Bunu önlemek için kısa ve normal uzunlukta tüyleri olan tavşanların en az haftada bir tüylerinin taranması, fırçalanması gerekir. Uzun tüylü özel tür tavşanların daha sık fırçalanması gerekir.
Ayrıca: Tavşanlar yılın belli zamanlarında kürk değiştirir. Mevsim geçişlerinde kış kürkü/yaz kürkü değişim zamanlarında dökülen tüy sayısında artma görülür.

Yıkanma:
Hayır, tavşanlar yıkanmaz. Üşütüp hastalanması riski olabilir. Ancak hafif nemli bir bez ile silinebilir -ardından kurulamak şartı ile.

Tırnaklar:
Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazındıklarından tırnakları doğal olarak aşınmaktadır. Ancak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor. Evde yaşayan tavşanlar kazma işlemini gerçekleştiremedikleri için tırnakları doğal törpüleme işleminden maruz kalır ve tırnakları uzar. Bu yüzden evde yaşayan tavşanların tırnaklarının iki ayda bir kesilmesi gerekir. Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzayacak, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır. Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar verecektir.

Bu manikür seansını siz de yapabilirsiniz. Dikkat edilmesi nokta şudur: Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır: canlı ve ölü kısımlar. Tırnak kesimi canlı dokunun 0.5-1 mm önünden makasla yapılmalıdır. Burada giyotin tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur. Canlı kısım içerisinde damarlar vardır, bu yüzden tırnakların sadece beyaz olan ölü uçlarından dikkatlice alınmazsa kanatıp çok canını acıtabilir ve enfeksiyon riski yaratılabilir.

Küçük tavşanlar kucakta sağlamca sabitlenebilirken büyük tavşanlar için çok daha zor olmaktadır. Tırnak kesme işleminin mutlaka iki kişi tarafından yapılmasında yarar vardır, çünkü tavşanlar tırnakları kesilirken pek rahat durmazlar: bir kişi tavşanı sıkıca yere bastırıp sabitler ve gözlerini kapar, diğeri de tırnaklarını keser. Veya iki ayda bir ufak bir veteriner gezisine çıkıp hem check-up'tan geçirip hem de tırnaklarını kestirebilirsiniz.

Dişler:
Tavşanların dişleri tırnakları gibi sürekli uzar. Ancak günlük olarak 50-100 öğün beslenme alışkanlıkları sırasında dişleri birbirine sürtüldüğü için doğal bir törpülenme olmaktadır. Dişlerinin birbirlerine sürtünmesini engelleyen çene kayması, çarpık diş yapısı gibi patalojik bozukluklarda törpülenme olmadığı için tavşanın dişi uzamaktadır. Dişleri sert şeyler kemirerek bilerler, ancak doğal ortamlarında olmadıkları zaman bu yetersiz gelebilir. Diş uzamasına karşı tavşan için kemirilebilecek tahta oyuncaklar bulundurmak gerekir. Yine de dişler çok fazla uzamışsa veteriner tarafından kesilmesi gerekebilir.

Tavşanların Beslenmeleri
Tavşanlar ne yerler?

Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum.
Malum, tavşan deyince hemen aklımıza
havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca
o kadar da meraklı değildir.Hakikaten
biraz araştırınca tavşanların genellikle
havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını
ve çok fazla havucun da içinde bulunan
yüksek şeker yüzünden tavşanlar için
zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde
bir adet veya her gün yarım havuç
verilmesinde bir sakınca yoktur.


Tavşanlarla havucun neden bu kadar
özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim
havucunun turuncu değil sap kısmını çok
sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa
ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca,
yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan
oluşan dengeli bir beslenme planı.


Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana,
maydanoz, sebze kabuğu, dereotu)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su

Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana,
enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve
yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak
zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun
kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi
durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları
mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce
verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında
bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli,
yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.

Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır.
Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için
1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)


Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır.
Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol
(tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa
kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok
faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel
çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı
doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.

Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar
yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük
paketlerde satılıyor.Bunlardan da
günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı
petshoplardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel
olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da
özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.


Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme
sorununu çözer ve normale döndürür.

Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve
protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi
tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini
hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve
günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin
açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da
verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek
tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda
verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların
alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.

Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye
parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama
çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta
arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile
verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta
vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak
verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada
verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça
meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.

Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su
içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan suyu yediği
sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur
bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep
olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek
yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok
severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz,
devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan
özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!


 Tavşan Hastalıkları
İshal
Tavşan bakımında karşılaşacağımız büyük sıkıntılardan biri de ishal olgusudur. Özellikle yavrularda daha fazla miktarda meydana gelmektedir. Yani eve aldığımız yavruda bu durum ile karşılaşma şansımız çok yüksektir. İshalin nedenlerine bakacak olursak; ishali iki başlık altında toplayabiliriz: Bunlardan birincisi enfeksiyona bağlı gelişen ishaller, diğeri ise beslenme hatalarına karşı gelişen ishallerdir.

Enfeksiyona bağlı gelişen ishallerde ishale neden olan bakteri, virüs ve parazit gibi organizmalardır. Bu durumda tavşanda ishalle birlikte başka hastalık belirtileri de gözlemlenebilir. Tavşanın ateşi çıkar, yemek yemez, su içmez, halsizlik durumu vardır. Kafesinin bir köşesinde hareketsiz olarak durur. Tavşanınızda böyle bir durum ortaya çıktığı zaman hemen bir veteriner kliniğine götürmeniz gerekmektedir. Çünkü ishal ile birlikte sürekli bir sıvı kaybı vardır ve hastalığa bağlı gelişen iştahsızlık nedeni ile dışarıdan besin alamıyordur. Tavşanın dışarıdan hekim tarafından desteklenmesi gerekmektedir.

Beslenme hatalarına karşı oluşan ishal olgularının nedeni ise tavşanların kendilerine uygun bir biçimde beslenmemeleridir. Burada anahtar besin maddesi selülozdur. Tavşanların beslenme tipi omnivordur. Yani otçul beslenmeleri gerekmektedir. Ama evimize aldığımız yavrular bazen çok ufak olduklarında süt verilmesi gibi bazı yanlışlıklar ortaya çıkmaktadır. Bizim kullandığımız inek sütü ile tavşan sütü arasında çok farklılıklar vardır. Bu yüzden inek sütü verilen tavşan yavrularının sindirim sistemi bozulmaktadır. Tavşanlarımız çok küçük olduklarından bu durumu atlatamamaktadırlar. Bu yüzden tavşanlarımıza süt vermemeliyiz.

İkinci yapılan bir yanlış da tavşanlarımızın sindirim sistemleri gelişmeden yaş sebze-meyve verilmesidir. Bu durumla oldukça çok sık karşılaşılmaktadır. Böyle bir beslenme sonucunda da yine ishal oluşma riski çok fazladır. Bu yaş sebze-meyvelere örnek verecek olursak; marul, lahana, elma, kıvırcık, havuç, domates vb gıdalardır. Bu gıdalar tavşanlarımıza 6 aylık olmadan verilmemelidir. 6 aydan sonra sürekli değil hafta 1-2 kere olmak üzere az miktarda verilebilir. Ama selüloz oranı yeterli bir pelet yem ile beslenme yapılıyorsa bu besinleri vermeye gerek yoktur. Durduk yere tavşanınızın beslenme alışkanlığını değiştirmemelisiniz. Özellikle tavşanlar 20 günlükten itibaren kuru ot, kuru yonca gibi besinlere aşırı bir ihtiyaç duyarlar ve severek tüketirler. Bu besinleri temin etmek güç olduğundan kuru yonca unlu pelet yem kullanmak en doğrusudur.

Enfeksiyona karşı oluşan ishalleri sadece hijyen kurallarına uyarak önlem alabiliriz. Ama beslenme hatalarından oluşan ishalleri engellemek elimizdedir. Bu sebeple tavşanlarımıza uygun bir beslenme uygulamalıyız.


Kulak Uyuzu
Tavşanlarda sık görülen rahatsızlıklardan biri de kulak uyuzudur. Etkeni "psoroptes cunucıli" dir. Bu etken tavşana özel bir etkendir ve sadece tavşanların kulaklarında uyuz hastalığına sebep olmaktadır. Kulaklarda kahverengi kabuklanmalar tarzında bir belirti gösterir. Bu kabuklanmalar müdahale edilmez ise zamanla çoğalır.

Kulak uyuzunun olmaması için dış parazit mücadelesinin yapılması gerekmektedir. Koruyucu amaç ile tavşanınızı kliniklerde 3 ayda bir dış parazit mücadelesini yaptırmanız gerekmektedir.



Diş Problemleri
Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ile diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır. Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik dişlerinin sürekli uzamasıdır. Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir. Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir. Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda içgüdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar. Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma, dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar. Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur. Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise, ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir. Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz. Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder. Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur. Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.

Yukarıdaki bu durumu anlatmamın sebebi, tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir. Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir. Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.


Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 11:56

ClapSevgili pon ponlar bir tavsanın doğumu,gelişimi,
 ve yetişkin bir tavsan olana kadar gecirdiği fiziksel değişimini Resimlerle izleyelimClap
 Ayrıca belki sizlerde resimlerden yola cıkarak tavsanınızın boyutuna gore hangı yas sınırında oldugunu yaklaşık bir tahmın edebılırsınız Approve
YENİ DOĞMUŞ TAVŞANLAR
 

















BİR HAFTALIK TAVŞANLAR



























 IKI HAFTALIK TAVSANLAR
















 ÜÇ HAFTALIK TAVŞANLAR
 
 



 

 













 DÖRT HAFTALIK TAVŞANLAR















 BEŞ HAFTALIK TAVŞANLAR









ALTI HAFTALIK TAVŞANLAR












7 HAFTALIK TAVŞANLAR











SEKİZ HAFTALIK TAVŞANLAR




*****ClownHugClown*****

Uşağı patinin katlılarıyla hazırlanmıstır.Broken Heart


Düzenleyen Duygusu - 21.Temmuz.2006 Saat 05:01











Konu: Tavşan Felci (Encephalitazoonozis)

Evimizde beslediğimiz o sevimli tavşanların bir gün gelip de bizi felç edebileceğini biliyormuydunuz. Genelde tavşanların hastalıklarını pek bilmiyoruz.Ama bu yazıda bir iç parazitin yol açtığı Encephalitozoonozis hastalığından bahsedeceğim.Bu hastalığın etkeni Encephalitazon cuniculidir.Bu etken tavşanlar tarafından ağız yoluyla alınan protozoal bir hastalıktır.



Bu etken ağızdan alındıktan sonra dolaşım sistemi yardımı ile merkezi sinir sistemine gelir ve meningoencephalit yapar.Daha sonra tavşanların önce ön bacaklarında başlayan ve daha sonra arka bacaklara geçen bir felçten (paraliz) sonra ölüm meydana gelir.Bu hastalığın önemli olmasının bir nedeni ise hastalığın insanlara geçmesi ve insanlarda da meningoencephalit yapmasıdır.Hastalık yine insanlara ağız yoluyla bulaşıyor.Bu yüzden hayvan sahiplerinin ve veteriner hekimlerin hasta hayvanlara yaklaşırken dikkatli olmaları gerekiyor


Düzenleyen Duygusu - 05.Temmuz.2006 Saat 14:03








Eğer evde beslemek iin bir tavşan almaya karar verdiyseniz, onun çok hassas bir ev dostu olduğunu bilmelisiniz. Tavşan alırken dikkat etmeniz gereken önemli noktalar vardır. Tavşan seçerken mutlaka cinsiyetini bilerek alın, eğer satıcı size tavşanın cinsiyetini garanti edemiyorsa tavşanınız hamile olabilir, bu riski göze almayın.

Tavşanınızı seçerken hasta görünümlü olmamasına dikkat edin, satıldığı kafesin çok fazla kalabalık ve kirli olmamasına özen gösterin. Tavşanınızın gözleri parlak olmalıdır, gözlerinde bir akıntı olmamalıdır, tüyleri temiz, burnu ise hafif nemli olmalıdır. Ayrıca cinsel organı ıslak ve kirli olmamalıdır.
 Tavşanların 6-8 haftalıktan önce satışa sunulmaması gerektiğini unutmamanızda fayda var. Tavşanınızın ortalama 5-10 yıl yaşayacağı düşünülürse, ona mümkün olduğunca dikkatli bakmak gerektiğini söylemeliyiz. Bu da düzenli besleme ve kafes temizliği anlamına gelmektedir.

Tavşanlar da tıpkı kedi ve köpekler gibi bazı hastalıklara karşı aşılanırlar. Eğer tavşanınızı aldığınız yer size aşısız bir hayvan satıyorsa mutlaka veterinere başvurup gerekli aşıları yaptırmalısınız.

TAVŞAN BAKIMI
* Tavşanın kafesi rüzgara ve güneş ışığına maruz kalmamalıdır.
* Kafesi oda sıcaklığında barındırın. Kaloriferin yanına koymayın.
* Kafese bol bol talaş koyun.
* Suya ve yemine rahatlıkla erişebilmesi için suluğunu ve yemliğini uygun yerlere koyun.
* Onu özel yemleri ile besleyin.
* Özel tavşan aksesuvarları alın, böylece tavşanınız hareketsiz kalmaz, bu oyuncaklarla oynar.
Kaynak: sabah com.tr


Düzenleyen Duygusu - 22.Temmuz.2006 Saat 12:06

Star- Genel bir özet yapayım:

- Tavşanlar tuvalet terbiyesi olan hayvanlardır. Bir küçük kaba (saksı altlığı gibi) kedi kumu koyarsanız bir süre sonra oradan başka bir yere çişini yapmaz ve hatta bir yolculuk vs. gibi durumlarda alışkın olduğu yeri bulamazsa 48 saat çişini tutabilir.

- Gece yaşarlar. Gündüzleri hep uyurlar. Akşamüstü tam olarak uyanırlar ve genellikle o saatte beslenmek isterler.

- Kesinlikle YIKANMAZLAR. Bu konudaki her türlü bilgi yanlıştır. Yıkamak ölümlerine bile neden olabilir.Cry

- Normal ömürleri 9-12 yıl arasındadır ama erkekler prostat, dişiler rahim kanseri nedeniyle genellikle 4 yıl içinde ölürler. Eğer kısırlaştırmaişlemi yapılırsa normal ömür sürelerine ulaşırlar.

- Katı yem yerler, bol ve taze su içerler. Piyasada satılan tavşan yemleri kullanılmalıdır. Lahana, havuç, roka, maydanoz vs. gibi yeşil bitkiler arada az miktarda verilebilir.

- Kakalarını yiyen hayvanlardır. İki defa sindirim yapan sistemleri vardır. Birinci sindirimde çıkan kakası protein ve vitamin yönünden çok zengindir, hafif sümüksümdür ve bunu doğrudan yer. İkinci sindirimde çıkan ise daha kurudur ve parmaklarınızla ezdiğinizde ufalanır. Özellikle gündüz uyurken yemini yemediği zamanlar kakasını yiyerek protein+vitamin ihtiyacını karşılar. Kakasını yemek onlar için hayati olduğundan, 24 saati geçen ishal olma durumu ölümlerine neden olurConfused. Fazla miktarda yeşillik ve sulu besinler vermek ishal olmalarına neden olur.

- Vejeteryandırlar. Et ve süt kesinlikle yemezler, içmezler. Özellikle yetişkinlerde süt hastalanmalarına neden olur.

- EVET, CÜCE TAVŞAN VARDIR ve dünyada çok yaygındır. Uzman birisi, yavru tavşanın cüce olup olmadığını anlayabilir ama zor bir iştir.

- Kemirgen olduğunu kabul etmek lazım. Çok sosyal bir hayvan olduğu için evde aile ile birlikte olması gerekir ve bu da beraberinde sorunlar getirir. Evin "rabbit-proof" olması gerekir yani kemirilecek hiçbirşeyin onun erişiminde olmaması gerekir. Maalesef tavşan besleyenler bunu sağlamak durumundadır (ben yıllardır yapıyorum, hiç de zor değil). Kemirmesinin ana nedeni dişlerini törpülemektir, eğer törpülemezse alt dişi alnına kadar uzayabilir. O durumda kestirilmesi gerekir.






American cavy
American fuzzy lop
American sable



Angora english
Angora french
Angora giant



Angora satin
Aslan kafa
Belgian hare



Beveren
Beyaz rex
Californian



Champagne d'argent
Checkered giant
Chinchilla giant



Chinchilla medium
Creme d'argent
Dwarf hotot



English spot
Flemish giant
Florida white



Harlequin
Havana
Himalayan



Hotot
Kaşmir lop
Lilac



Lop english
Lop french
Lop holland red



Mavi rex
Mini lop
Mini rex



Nederland drawft
Confused
Rex red



Silver fox
Silver marten
Silver






Tortsportt

© 2006 tavsansevgisi.com - Her Hakkı Saklıdır.


Düzenleyen Duygusu - 23.Temmuz.2006 Saat 02:12

Tuvalet Alışkanlıgı

Tavşanlara tuvalet eğitimi verirken bilmemiz gereken bazı şeyler var. Tavşanlar stres olduklarında dışkılama eğilimi göstermektedirler. Onu kafesinin dışındayken fazla strese sokmamalıyız. Bize alışması için zaman tanımalıyız. Özellikle başlangıçta bize gelmekten, kucağa alınmaktan hoşlanmayabilirler. Bu yüzden o bize gelmeden, kucağımıza çıkmayı kendi istemeden onu zorlamamalıyız. Bir süre sonra zaten kendisi bize gelmeye çalışacaktır. Aksini yaptığımız sürece tavşanımız strese girecek ve olduğu bölgeye dışkılamaya çalışacaktır.


Normalde tavşanlar kafeslerinde bir bölgeye tuvaletlerini yapma

eğilimindedirler. Ona bir tuvalet kabı aldıktan sonra içine bir miktar talaş koymalısınız. Daha sonra kafesinin içindeki dışkıları bu kaba koyun. ayrıca bir kısım talaşı da idrarı ile ıslatarak bu tuvalet kabının içine koyun. Bu uygulamayı tuvalet kabına yapıncaya kadar uygulamalısınız. Tavşanınız ilk olarak size geldiğinde tuvalet eğitimini tam almadıkça, kafesinin dışarısında fazla dolaşmasına izin vermeyin. Mesela günlük olarak kafesinin kapısını açık bırakın 1-2 saat, kafesinden dışarı çıkması içinde onu zorlamayın, bırakın o istediği zaman dışarı çıksın. Tavşanınızın kafesinde de yemliği biraz yüksek bir yere takın. Yoksa tuvaletini bu kaba yapma eğilimine girebilir. Eğer tuvaletini buraya yapmaya başladı ise, bu kabı tuvalet kabı olarak kullanmaya devam edin. yem koymak için başka bir kap kullanmaya başlayın."     
Tavşanlar yaratılış itibariyle temiz hayvanlardır. Tuvalet alışkanlığı geliştirmesi çok kolaydır çünkü çişlerini hep aynı yere yapmayı tercih ederler. Bu içgüdüsel bir harekettir ve çişlerini yaptıkları yeri güvendikleri ve düşmanların onları çiş kokularından bulamayacağı bir yer olarak algılarlar. Bulundukları odada veya kafeste bir tuvalet kutusu bulunması gerekir. Sağlam bir plastik tas bu iş için yeterlidir. Bunun dışında biraz da tavşanların sindiriminden söz etmekte yarar var. Tavşanlar iki tür kaka yaparlar. Bunlardan bir tanesi küçük tanecikler halinde yapılan kakadır. Evet, bu meşhur “tavşan boku gibi, ne kokar ne bulaşır” sözüne konu olan meşhur kakadır. Tavşanın boyuna göre ufak misketler gibi görünürler ve hakikaten ne kokan ne bulaşırlar. Büyük bir kısmını tuvaletine yapar ama evinin etrafına da birkaç tane bırakabilir. Gün içinde sürekli üretim halindedirler ve gezdikleri yerlerde Hansel ve Graetel gibi minik kakalarını bırakabilirler. Kemirme alışkanlıkları gibi bu huyları da 1 yaşlarından sonra azalıyor. Diğer tür kaka ise yumuşak kakadır (Cecotropes). Bunu günde bir defa yaparlar ve bunu yaptıktan sonra tekrar yemeleri gerekmektedir. Yumuşak kaka tavşan için çok önemli besinler içerir ve bu geri yememesi halinde gıdasını almamış olur. Çoğunlukla yumuşak kakalarını direkt olarak arkalarından yalayarak aldıkları için ortalıkta yumuşak kakaya hiç rast gelmezseniz merak etmeyin.






Tavşanlar çok fazla yeşillik ve sebze yediklerinde ishal olabilirler. Bu yukarıda bahsettiğim yumuşak kakadan farklıdır ve tavşanlar bunu tekrardan yemezler. Bu durumlarda sebzeyi kesip kuru ot, saman ve kuru mamaya geçmek gerekir. İshal bir iki gün içinde durmazsa hemen veterinere götürmekte yarar var. Tuvalet kutusu hakkında tavsiyeler: -- Kutunun yerini değiştirmeyin * İçine kedi tuvaletlerinde kullanılan kokulu talaşlardan veya kumlardan koymayın, koku tavşanı şaşırtacak ve çişini başka yere yapmak isteyecektir. Ayrıca ince talaş ve kumların tavşanın sindirim sistemini bloke ettiği ve ölümüne yol açabileceği söyleniyor. *Kutu içine gazete kağıdı yerleştirmek yeterlidir. Gazete kağıdı üzerine kağıt havlu da koyabilirsiniz. Gazete kağıdı üzerindeki boyalardan dolayı sağlık riski taşımaktadır ama emicilik olarak yeterlidir. * Kutunun içindeki kağıdı her gün değiştirmek gerekir, yoksa oluşan koku sorun yaratabilir -- Kutuyu arada yıkarken asla ağır kimyasallar kullanmayın Tavşanlar temiz hayvanlardır ve tuvaletini değiştirmezseniz rahatsız olup tuvaletin etrafını kullanması muhtemeldir Tuvalet alışkanlığı olmayan bir tavşanı nasıl alıştırırız? Tavşanlara tuvalet alışkanlığı kazandırmak çok kolaydır. Bu işin anahtarı da birkaç günlük gözlem ve deneme yanılma yöntemidir. Bu sırada dikkat edilecek bir nokta tuvalet alışkanlığı kazanana kadar tavşanın bildiği ve hep bulunduğu mekanlarda tutulması ve fazla yer değiştirilmemesidirsrcTavşan nereye tuvaletini yapmak istediğine kendi karar verecek ve size bunu gösterecektir. Kutusunu buraya yerleştirince kendiliğinden kutuyu kullanmaya başlayacaktır. Bundan sonra yukarıda bulunan tavsiyelere uyarak tuvalet işini kolay bir şekilde halledebilirsiniz. Eğer arada ufak kazalar olursa: Sakın kızıp bağırmayın ve çişleri hemen temizleyin. Eğer çiş yapılmış bölümü hemen silip kokuyu yok etmezseniz o noktaya tekrar çişini yapabilir. Veterinerden tuvalet eğitimi ile ilgili tavsiyeler: Veteriner Hekim İlgar Bey'in yazıp gönderdiği bu yazıyı da buraya eklemek istiyorum, çünkü çok güzel noktalara deyinmiş: "Tavşanlarda tuvalet eğitimi olur mu acaba diye bir çok kişi düşünebilir. Evet böyle bir eğitim verebilmek mümkün. Öncelikle burada tavşanımızın yaşı da önem kazanıyor. Tavşanlar 3 aylıktan önce aldıkları eğitimleri tam alamıyorlar. Yani iyi bir eğitimin verilebilmesi için tavşanımızın 3 aylık bir yaşı geçmesi gerekiyor. Bu yaştan önce tabii alıştırmalara devam etmeliyiz. Ama eğitimin sonuçlarını 3 aylık bir yaştan sonra alabiliriz




.



Düzenleyen Duygusu - 30.Eylül.2007 Saat 00:32


Shocked
*Yeterince su ihtiyaclarını karşılamazsanız tek kulağı aşağı doğru sarkıyor.
*Biryerden gürültü duyduklarında hepsi sabit bir şekilde gürültünün geldiği yöne doğru bakıyor.
*Ani bir şey olduğunda kalp krizi geçirip ölebiliyorlar.
*Akraba evliliği olduğunda, yavrular sakat doğabiliyor, eksik bacaklı, kuyruksuz gibi.

*Korkudan ya da baska birseyden etkilenen tavşanlar felç geçirebiliyor.

*Odalarında sıradışı birşey gördüklerinde,duyduklarında
ellerini, ayaklarını hızlı  ve şiddetli bir şekilde kafeslerine vuruyorlar, hepbirlikte inanılmaz bir gürültü yapıyorlar.



HeartANGORA TAVSANI HAKKINDA GENEL BILGILER Heart
Dünya da yillardir yaygin bir sekilde angora tavsani yetistiriciligi yapilmasina karsin ülkemizde özellikle son bir yildir sayilar hizla artmaktadir.Büyüklü küçüklü yetistirme
çiftlik leri ile yeniden Ankara tavsani yetistiriciligi canlandirilmaya çalisilmaktadir.Türkiye'nin dört bir yaninda sayilari 500'e yaklasan angora tavsani çiftligi bulunmaktadir ve angora tavsani populasyonu her geçen gün katlanarak artmaya devam etmektedir.
Dünya da %90'lik pay ile üretimin büyük kismini Çin gerçeklestirmektedir. Fransa ,Sili , Almanya diger söz sahibi ülkelerdir.Türkiye'de angora tavsani yetistiriciligi yeni yeni canlanmasina karsin , Türkiye angora yünü ihtiyacini yillardir yurt disindan ithal etmek suretiyle karsilamaktadir. Ancak ülkemize ithal edilen angora yünü uzak dogudan gelen düsük kaliteli ve dolayisiyla ucuz yündür. Angora uzun,ince, yumusak,hafif,parlak ve dokumaya elverisli bir yündür.


Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 11:50



Tavşanlarda tırnak bakımı periyodik yapılması gereken işlerden birisidir.Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazınma hareketi yaptığından tırnakları aşınmaktadırAncak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor.Bu yüzden zamanla tavşanımızın tırnakları uzamaktadır.Bu yüzden belirli sıklıklarla tavşanımızın tırnağını kesmemiz gerekmektedir.Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzama göstericek, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır.Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar vercektir. Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır.Bunlar canlı ve ölü kısımların olduğu bölümlerdir.tırnak kesimi yapacağımız zaman canlı dokunun 0.5-1 cm önünden makasla kesilmesi uygundur.Burada gabiotan tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur


 Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli gurubunda yer almaktadırlar. Yapı olarak çoğu memelinin tersine gündüz uyuyup gece aktiftirler. Yaşam süreleri 7-9 yıl ile sınırlı olmasına rağmen ticari amaçlı yetiştirilen tavşanlar en fazla 4-5 yıl yaşamaktadırlar. Beslenmelerine gelince otçul(herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler.Yavrulara sulu gıda (marul vb.) verilmesinden kaçınılmalıdır.Tavşanların gebelik süresi 28-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 4-10 yavru vermeleri bir tavşan sürüsünü bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.Tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir.Üst sıcaklık limiti ise 30 derecedir.Tavşanın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması hayvanı strese sokmaktadır.


Erişkin bir tavşan ırklara göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 3-6 kg. civarındadır. Buna paralel günlük tükettikleri su 300-600 ml. , yem ise (pelet) 150-300 gr civarında olmaktadır. Koku alama duyuları çok iyi gelişmiştir. Üreme ilkbahar ve yaz öncesi çok yüksek sonbaharda çok düşüktür.




TAVŞAN IRKLARI


1- Yeni zellanda
2- Ankara
3- Creole
4- Şinşilya
5- Fransız dev papillom
6- Hollanda kemerli tavşanı
7- Fransız kelebeği
8- Flemish dev tavşanı
9- Beveren mavisi
10- Bouscat dev beyaz tavşanı
11- Rex
12- Fransız lop tavşanı
13- Rus
14- Belçika yabani
15- Burgogn
16- Gümüşi şampanya
17- Kaliforniya
18- Benekli ingiliz
19- İri flandır tavşanı
20- Himalaya
21- Büska beyaz tavşanı
22- Satens
23- Viyana ( beyaz-mavi-siyah )
24- Polish
25- Dutch


Kürk tavşanları : 4 - 11 - 19 - 21 - 22 - 23 numaralı ırklar

Et tavşanları : 1 - 4 - 7 - 8 - 9 - 15 - 20 numaralı ırklar

Yün tavşanı : Ankara tavşanı

Laboratuar tavşanı : 1 - 24 - 25 numaralı ırklar

Süs tavşanı : Öncelikle Rex, Polish, Dutch tavşanı ve diğer bütün tavşanlar

Y. ZELLANDA VE KALİFORNİYA IRKLARI


YENİ ZELLANDA:Bütün tüyleri beyaz renkli ve kırmızı gözlü albino tavşanıdır.

KALİFORNİYA :Kulakları-ayakları ve kuyruğu siyah,geri kalan tüyleri beyazdır.

- Canlı ağırlıkları 4-6 kg'dır.
- Cinsel olgunluğa ilk ulaşma yaşı 4-6 ay
- Yem yemeye başladığı zaman 15-20. gün
- Ortalama bir doğumda doğan yavru sayısı 1-12 adet
- Sütten kesilen ortalama yavru sayısı 4-7 adet
- Sütten kesilen yavru ağırlığı 400-600 gr.
- Sütten kesme zamanı 4-6 hafta
- Yıllık gebelik sayısı 4-6 defa
- Vücut sıcaklığı 39.5° C
- Solunum sayısı 32-60 adet/dk
- Yıllık doğan yavru sayısı (ortalama) 20-35 adet
- Gece aktiftirler.
- Gebelik süresi 28-33 gündür.

TAVŞANLARDA BAKIM

Tavşanlarda bakım hayati bir önem taşımaktadır.Bakımı birkaç faktör etkilemektedir.Bu yüzden aşağıda belirtilen her başlığa uyulması ile istenilen bakım gerçekleştirilebilir.

ORTAM: Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir.Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır.Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması,bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir.Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.

Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir.tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır.(doğada ne yapıyorlar diye sormayın.çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı).Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır.Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor.Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor.Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.

SU: Tavşan beslenmesinde ülkemiz insanları için önemli olan diğer bir konuda tavşanların su içme problemidir.Forumdan da okuduğum kadarı ile hala bazı çevreler tavşana su verilmesine gerek yok gibi söylemlerde bulunmaktadır.Bu söylemlerin tam aksine tavşanlara ,günlük olarak temiz ve soğuk olmayan su verilmelidir.Tavşanların suyuna herhangi bir şey katılmamalıdır.Tavşanların koku alma kabiliyetleri çok gelişkin olduğu için sularına herhangi bir şeyin katılması,su tüketimlerini azaltacaktır.


HİJYEN : Tavşanların tutulduğu kafes veya herhangi bir bölme belirli periyotlarda temizlenmelidir.Genelde kafeste bakıldığı için kafes ile birlikte yemlik-suluk ve diğer ekipmanların temizliği de aynı periyotta gerçekleştirilmelidir.Tavşanlar bakıldıkları kafeste genelde bir yere dışkı ve idrar bırakırlar,bu özellikleri nedeni ile tuvalet alışkanlığı verilebilmektedir. Tek yere dışkılama ve idrar yaptıklarından, bu bölgeye daha fazla kuru saman koyulması gerekmektedir.Her temizlik periyodunda bu kuru saman atılıp yerine yenisi koyulur.Kafes ve ekipman temizliği yapılırken belirli oranda sulandırılmış ve tavşana zararı olmayan dezenfektanlar kullanılmalıdır.Bu uygulamadan 15 dakika sonra bol su ile kafes ve ekipmanlar durulanmalıdır.
Tavşanlara banyo yaptırılmamalıdır. Tavşanlar günlük olarak kendi temizliklerini çok iyi yaparlar. İyi bir gözlemci bunu rahatlıkla fark edecektir.

TAVŞANLARDA DİŞ PROBLEMLERİ

Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır.Bu özellikleri ile de diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır.Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik ise dişlerinin sürekli uzamasıdır.Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir.Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir.Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda iç güdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar.Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma,dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar.Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur.Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise,ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir.Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz.Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder.Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur.Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.

Yukarıda ki bu durumu anlatmamın sebebi,tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir.Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir.Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.

TAVŞANLARDA BESLENME

Tavşanların sindirim sistemi diğer evcil hayvanlarımızdan farklılık göstermektedir. Bu farklılık onların besinlerden, özellikle sekumlarında ki fermentatif karakterli mikroorganizmalar sayesinde yararlanmalarından kaynaklanmaktadır.Tavşanların besinlerden optimum yarar sağlayabilmeleri için sekumlarında istenilen düzeyde bir mikroorganizma topluluğun sağlanmış olması gerekmektedir.Bu topluluğun sağlanması da yavru tavşanların sütten kesilmesinden hemen sonra başlar.Yani sütten kesimden sonraki yavru tavşanların beslenmesi onların hayatının geri kalanını direkt etkilemektedir.Bu dönemdeki herhangi bir yanlış beslenme geri dönüşü olmayan defektlere yol açar.Diğer evcillerimizin mama çeşitlerine bakıldığı zaman,erişkin ve yavru hayvanların mamalarının farklı olduğunu görürüz.Aynı durum tavşanlarda da söz konusudur.Bu yüzden tavşanlara mama alınırken onun yaşı göz önünde bulundurulmalıdır.

Tavşanlara verilecek gıdalardan bahsedecek olursak,sütten kesilen yavrulara verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır.Bunun nedeni yine sekumlarında ki mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir.Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir.Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir.Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında yavruların kurtulma şansı çok düşük.Bu yüzden sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot ( kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.

Beslenmede kaba yemin ( kuru ot ) önemi çok fazladır.Bunun birkaç nedeni vardır.Bunlardan biri ; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir.Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir.Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir.Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler.Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır.Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir.Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır.Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı büyük bir iştahla tüketirler.Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur.Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir.Asla unutulmaması gereken olgu,bu otların yaş olarak verilmemesidir.

Tavşanların diğer yem ihtiyacı yukarıda da belirttiğim gibi pelet yemlerdir.Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır.Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir.Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir.Bu durum sadece tavşanlara özel değil,bütün evcillerde gözlenen bir durumdur.Kedi-köpek mamaları da bu yüzden homojen bir yapıya sahiptir.Son olarak, tavşanlara günlük taze su verilmesi unutulmamalıdır.

Saygılarımla; muk muk 61


Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 11:37

TAVŞANLARDA BESLENME


Tavşanların sindirim sistemi diğer evcil hayvanlarımızdan farklılık göstermektedir. Bu farklılık onların besinlerden, özellikle sekumlarında ki fermentatif karakterli mikroorganizmalar sayesinde yararlanmalarından kaynaklanmaktadır.Tavşanların besinlerden optimum yarar sağlayabilmeleri için sekumlarında istenilen düzeyde bir mikroorganizma topluluğun sağlanmış olması gerekmektedir.Bu topluluğun sağlanması da yavru tavşanların sütten kesilmesinden hemen sonra başlar.Yani sütten kesimden sonraki yavru tavşanların beslenmesi onların hayatının geri kalanını direkt etkilemektedir.Bu dönemdeki herhangi bir yanlış beslenme geri dönüşü olmayan defektlere yol açar.Diğer evcillerimizin mama çeşitlerine bakıldığı zaman,erişkin ve yavru hayvanların mamalarının farklı olduğunu görürüz.Aynı durum tavşanlarda da söz konusudur.Bu yüzden tavşanlara mama alınırken onun yaşı göz önünde bulundurulmalıdır.

Tavşanlara verilecek gıdalardan bahsedecek olursak,sütten kesilen yavrulara verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır.Bunun nedeni yine sekumlarında ki mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir.Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir.Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir.Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında yavruların kurtulma şansı çok düşük.Bu yüzden sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot ( kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.



Beslenmede kaba yemin ( kuru ot ) önemi çok fazladır.Bunun birkaç nedeni vardır.Bunlardan biri ; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir.Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir.Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir.Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler.Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır.Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir.Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır.

Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı
 büyük bir iştahla tüketirler.Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur.Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir.Asla unutulmaması gereken olgu,bu otların yaş olarak verilmemesidir.

Tavşanların diğer yem ihtiyacı yukarıda da belirttiğim gibi pelet yemlerdir.Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır.Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir.Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir.Bu durum sadece tavşanlara özel değil,bütün evcillerde gözlenen bir durumdur.Kedi-köpek mamaları da bu yüzden homojen bir yapıya sahiptir.Son olarak, tavşanlara günlük taze su verilmesi unutulmamalıdır.


Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 06:13


Tavşanlar ne yerler?

Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Bunu ilk olarak Topi’nin havuca alenen burun kıvırması ile fark ettik. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.

Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı:
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu, yeşil fasülye)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su

Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.

Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir.
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.

Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor  Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.

Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.

Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.

Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!


Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 07:01

Tavşan hızlı üreme kabiliyetine sahip, çabuk büyüyen, bakımı kolay bir hayvandır. Yılda 4-5 hatta 8 kere yavrulayabilir ve her defasında 7-9 yavru verir. Gebelik süresi 31-32 gündür. Yavrular doğduklarında 42-<st1:metricconverter w:st="on" productid="55 g">55 g</st1:metricconverter> ağırlıktadır, 4-5 haftalıkken sütten kesilirler ve 2-2.5 aylıkken kesime sevkedilirler. Yoğun yetiştiricilik yapılan yerlerde tavşanlar doğumdan 7-14 gün sonra tekrar çiftleştirilirler.

Tavşan ırkları çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Bunlar:
- Vücut büyüklüklerine göre;
1. Ağır ırklar: Ergin canlı ağırlıkları <st1:metricconverter w:st="on" productid="5 kg">5 kg</st1:metricconverter>'ın üzerindedir. Ör: Büska Beyaz Dev Tavşanı, Alman Dev Tavşanı, Fransız Dev Tavşanı.
2. Orta ırklar: Ergin canlı ağırlıkları 3.5-<st1:metricconverter w:st="on" productid="4.5 kg">4.5 kg</st1:metricconverter> arasındadır. Ör: İngiliz Gümüşi Tavşanı, Alman Gümüşi Tavşanı, Yeni Zelanda Kırmızısı, Yeni Zelanda Beyazı, Kaliforniya, Büyük Şinşilla, Viyana, Alaska, Havana
3. Hafif ırklar: Ergin canlı ağırlıkları 2.5-<st1:metricconverter w:st="on" productid="3 kg">3 kg</st1:metricconverter> arasındadır. Ör: Himaliya Tavşanı, Küçük Şinşilla, Rusya Tavşanı
4. Küçük ırklar: Ergin canlı ağırlıkları <st1:metricconverter w:st="on" productid="1 kg">1 kg</st1:metricconverter> civarındadır. Bunlar eti için kullanılmaz, genellikle gösteri, laboratuvar hayvanı ya da ev hayvanı olarak yetiştirilir.
- Verimlerine göre;
1. Et tavşanları: Yeni Zelanda, Kaliforniya, Şinşilla
2. Kürk tavşanları: Reks Tavşanları
3. Yün tavşanları: Ankara (Angora) Tavşanı
- Tüylerin uzunluğuna göre;
1. Normal tüylü: Havana Tavşanı, Alaska Tavşanı
2. Uzun tüylü: Ankara Tavşanı, Tilki Tavşanı
3. Kısa tüylü: Reks Tavşanı

Doç. Dr. Fatma İNAL

 
****
Tavşanlar, büyük gözleri ve çok büyük kulakları ile hayvanlar aleminde beslenme piramidinin altında yer alan tipik bir 'av' hayvanı özelliği taşır.
Diş yapıları kemirgenlere benzer, ancak üst çenede arkada iki küçük kesici diş daha bulunur. Çiğneme kaslarının ve kan plazmalarının yapı farkı nedeniyle, kemirgenlerden ayrı bir grup olarak incelenirler.
Toprak üzerinde bizzat kazdıkları oyuklarda, bitki yiyerek yaşarlar. Çok fazla çoğalma yetenekleri vardır. Bir defada 15e kadar yavru doğurabilirler.
Dünyada 2 aileye bağlı, 67 tür tavşan vardır. Türkiyede tek bir aileye bağlı, 2 tür tavşan yaşar.
  • 1. Aile: Tavşangiller (Leporidae): Kuyrukları uzun kıllarla örtülüdür. Kulaklar ve arka bacaklar uzamıştır. Bir kısmı toprak altında oyuklarda yaşar. Türkiye'de sadece bu aile görülür.
  • 2. Aile: Islıklı tavşangiller (Ochotonidae): Kuyrukları kısa ve yuvarlaktır. Ön ve arka üyeleri eşit uzunluktadır. Geceleri aktiftirler ve ıslık şeklinde sesler çıkarırlar.
Tavşanların gözleri, başın iki tarafına konumlanarak onlara 360°Cye yakın bir görüş alanı kazandırır. Kulaklarını iki yana çevirerek çeşitli sesleri algılayabilirler.
Bir yaban tavşanı, yaklaşan bir tehlike gördüğü zaman yere yapışık ve kulakları tamamen inik durumda farkedilmemeye çalışarak bekler. Kamufle özelliği de bu sırada çok işine yarar. Tehlike devam eder ve düşman 3 metreye kadar yaklaşırsa tavşan birden ani bir biçimde zıplayarak bütün hızıyla koşmaya başlar. Koşarken hızı kısa mesafelerde saatte 65-85 km.ye ulaşır ve düşmanını şaşırtmak için sürekli zikzaklar çizer. Bir sıçrayışta 3 metre atlayabilir.
Bir ada tavşanı kolonisi içinde hiyerarşiyi belirlemek üzere yapılan kavgalar çok ciddi hasarlar oluşturmaz. Ancak bir koloninin yaşam alanını savunmak için diğer bir koloni ile yaptığı kavgalar ciddi yaralanmalarla sonuçlanabilir. Erkek tavşanlar, ayaklarını yere vurarak, gözdağı verirler. Koloninin sınırları, dallara, taşlara v.b. sürtünerek, yanaklarındaki bezlerden salgılanan koku ile işaretlenir. Ayrıca yumuşak tüyleri ve şirin ve sakin mizacı ile çok sevilen bir hayvandır.Hatta dışkıları çok temiz olduğundan Tavşan Boku deyimi ne yararı ne zararı olan şeylere söylenirBig smile


Düzenleyen Duygusu - 04.Temmuz.2006 Saat 12:06