TAVŞANLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER | ||||||||||||||||||||||
|
TAVŞANIN ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİ | ||
|
TAVŞAN DAVRANIŞLARI | ||
|
YETİŞKİN TAVŞANLARIN BESLENMESİ | ||
|
TAVŞANLARDA BESLENME | ||
|
TAVŞAN YAVRULARININ BESLENMESİ | ||||||||||||||||||||
|
TAVŞANLARDA BAKIM | ||
|
TAVŞANLARDA KEMİRME | ||
|
TAVŞANLAR NASIL TUTULUR ? | ||
|
ANGORA TAVŞANI | ||
|
Fransız Angorası Alman Angorası
İngiliz Angorası Giant Angorası
Satin Angorası
TAVŞAN HASTALIKLARI | ||
|
1-Tavşanlar güçlü hayvanlardır ve nadiren hasta olurlar. Çoğu hastalık tavşanın doğru besin alması, bol su bulundurmamak, temiz bir kafes ve yeterli eğzersiz ile elgenlenebilir. Tavşanınızı 6 haftalıkken ve sonra yılda 1 kere viral kanamalı hastalık ve miksomatozis hastalıkları için aşılatabilirsiz.
2-Hayvanın Kendisini Kötü Hissettiğini Gösteren İşaretler:
Bitkin olması, bir köşeye çekilmesi, kürkünün donuklaşması, yemeği redetmek, zor nefes alıp-vermesi, sulu burun, sulu gözler ve kabızlıktır. Bazı durumlar için pet shop` larda satılan ilaçlar kullanılabilir. Yoksa veterinere götürmek gerekir.
3- Solunum Yolu İşaretleri:
Aksırma, öksürme, burun akıntısı ve ıslak burun ile ıslak gözler. Bu durum genellikle kirli bir kafesten yada aşırı kalabalıktan kaynaklanır. Ayrıca havadaki iriten maddeler (deodorant, oda spreyi, toz vb.), kötü havalandırma, nem, aşırı sıcak ve diş hastalıkları bu duruma sebep olurlar. Kafesi iyice temizleyin, kuru ve tozsuz-pisliksiz olduğuna emin olun. Düzelmezse veterinere götürün.
4- Aralıklı Yumuşak Dışkılama (AYD):
Gerçek ishal çok sulu ve şekilsizdir ve bu durum tavşanlarda çok nadir görülür. Sık görüleni AYD`dir. Kaka puding kıvamı ile sıvı bir damla arasındadır, kötü kokuludur ve yapışkandır. Bunun nedeni aşırı karbonhidratlı diyet ( çoğunlukla ödül yiyeceklerinden kaynaklanır.) ve / veya düşük miktarda sindirilemeyen lif (saman) içeren diyettir. Çözümü; kuruot diyeti ve bol miktarda yeşilliktir. Geçmezse veterinere götürün.
5- İdrar Yolu Hastalıkları:
Tavşanın idrarından kan geliyorsa, idrar yapamıyorsa yada zor yapıyorsa idrar yolu hastalıkları akla gelmelidir. Veterinere götürün. En iyi önleme yolu yeterli miktarda taze yeşillik yedirerek ve hergün taze su vererek tavşanın gereken suyu almasını sağlamaktır.
6- Diş Hastalıkları:
Tavşanlarda yaygındır. Önlemi ve tedavi etmenin en iyi yolu doğru beslemektir. 2 temel nedeni vardır. 1`ncisi genetik kökendir. Tavşanlar üretilirken yüz yapıları değişebilir ve diş hastalığı yatkınlaşabilir. 2`nci neden diş sağlığına zarar verecek yiyeceklerle hayvanı beslemektir. Tavşanların dişleri devamlı büyür. Kötü sıralanmış dişler veya aşınmış dişler hastalığa yatkınlık oluşturur. Yılda 1 kez dişlerini veterinere gösterin.
7- Tüy Topu ve Mide Tıkanması:
Tüy topu sindirim sistemini tıkayarak, midede birikim oluşması olarak bilinen durumu anlatmak için kullanılır. Tavşan yavaş yavaş yeme-içmeyi keser, dışkıları ufalmaya başlar ve midede genellikle tüyden oluşan top meydana gelir. En önemli sebebi yanlış beslemektir. Çok yüksek karbonhidrat ve az lif içeren örneğin; hazır tavşan mamaları, peletler, hububat ve baklagiller gibi besinler buna neden olur. Mide tıkantısını düşündürcek belirtiler görürseniz tavşanınızı acilen veterinere götürün ölümcül bir durumdur. Kuru ot ve taze yeşillik ile beslenen bir tavşanın tüy topu sorunu olmaz. Tavşanlar 3 ayda bir az yada çok tüy dökerler. Kendilerini temizlerken bu tüylerin bazılarını yutabilirler ama sindirim sistemleri yuttukları tüyleri yok edebilecek şekilde düzenlenmiştir. Bu duruma istisna angoralar ve Jersey Wooly`s türü tavşanlardır. Bu tavşanlar uzun tüylüdür çok miktarda tüy yutabilirler. Bu yüzden bu tür tavşanlar sık sık taranırsa tüy yutmaları azalabilir.
8- Sıcak Çarpması:
Tavşanlar sıcağa çok duyarlıdırlar. Uzun süre sıcakta bırakırsanız yere yığıldığını ve ağır nefes aldığını görürsünüz. Tavşan kendini soğutmaya çalışmaktadır. Yapabileceğiniz en iyi şey bol su vermek, kapalı serin bir yere götürmek ve ıslak bir havluya sarmaktır. Sakın soğuk suya koymayın veya tavşana buz vermeyin, şoka girmesine neden olursunuz.
Tavşan ölümlerinde etkin hastalıklardan biri koksidiyozdur. Bu tehlikeli hastalık hakkında yeterli bigli sahibi olmamız tavşan ölümlerini azaltacaktır. Çünkü koksidiyoz erken tespit edildiğinde tedavi edilebilen bir hastalıktır.
11.1.1. Koksidiyoz
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]
Koksidialar hayvanlar aleminin en ilkel yaratıkları protozoadırlar; ve hayvanlar aleminin en ilkel yaratıkları olup seksüel ve aseksüel üreyebilirler. Bulundukları organlara göre etki mekanizmaları farklılık göstermekte olduğu gibi, diğer hayvanları etkileyen türler tavşanları etkilemez. Tavşanları etkileyen yaklaşık 9 koksidıa türü bulunmaktadır. Bir tanesi karaciğeri, diğerleri bağırsakları istila ederler Karaciğer koksidiyozu olan Eımeria stiedai ekonomik kayıplara neden olmayıp birkaç haftalık bir sağlık koruma ve önleyicı ilaç kullanarak önlenebilir. Daha ılıman olan bölgelerde karaciğer koksidiyozuna karşı doğru ilacı seçmek oldukça zordur ve hastalık ciddi problemler doğurabilir. Karaciğer sürekli denge halinde çalışması gereken bır organdir ve uygun olmayan çalışma sistemi veya kronik karaciğer yetmezliği hayvanın rezistansının azalmasına neden olacaktır. Bağırsak koksıdiyozu 4 grupta sınıflandırılabilir ve bunlardan bazıları patojen değildir.
Bağırsak koksidiyozlarında ortaya çıkan başlıca semptomlar; İshal, dehidrasyon ve derideki yapı değişiklikleri, ağırlık kaybı, yem ve su tüketiminin azalması ve ölümler şeklindedir İshal parazitın alınmasından 4-6 gün sonra ortaya çıkar ve en fazla 8-10. günlerde etkilidir. Ölüm olayları ishalle birlikte 3-4 gün içinde artaya çıkar ve bulaşmadan 9 gün sonra hızla artar.
Koksıdiyoz çevre faktörlerinin elverişsiz olduğu düzeyde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Ayrıca diğer hastalıklara duyarlılık ve hayvanlara yapılan uygulamalar da enfeksiyonun artmasında etkili olmaktadır. Koksidiyozun teşhisi laboratuvarda dışkı sayımı ve iç organların muayenesi ile yapılır. Ancak karaciğer koksidiyozunun tanımı daha kolaydır. Bu tür karaciğerde sarı çizgiler ve küçük nodüllere neden olmaktadır.
Koksidiyozun kontrol altına alınmasında hayvanların dışkı ile temasının kesilmesi, barınak içi neminin azaltılması ve ortam sıcaklığının yükseltilmesı, dezenfeksiyon uygulanması etkili olabilir. Ancak koksidiyostatlann yem ve su içerisinde verilmesi ıle sürekli denetim altında tutulabilir. Antibiyotikler koksidiyoza karşı etkili olmamalda birlikte ishali önlemek ve ikinci derecede bakteriyel bulaşmaları önlemek amacıyla kullamlabilirler.
KAYNAK: http://volkanderinbay.net/tarimnet/tavsan.asp?konuno=11
Bu kaynakta diğer tavşan hastalıkları hakkında da bilgi edinebilirsiniz.
İSHAL: Tavşanda ateş, iştahsızlık, su içememe, halsizlik ve dehidrasyona sebep olur. Yanlış beslenme veya enfeksiyon kaynaklı olabilir.
ENFEKSİYONA BAĞLI İSHAL—virüsler, bakteriler ve parazitler başlıca etkenlerdir. Parazit olarak tenyalar (cysticercosis-kedi köpek dışkısı ve yemlerle tavşana geçer.Karaciğere yerleşir.), nematodlar ( 14-16 mm.s olucanlardır. Yeşilliklerin üstündeki larvalarla tavşana geçer) en başlıcalarıdır. Yine parazitlerle geçen en yaygın hastalıklardan bir diğeri de bağırsak koksidiyozudur. Tavşan paraziti aldıktan 4-6 gün sonra ishal başlar. Yukarıdaki belirtiler görüldüğünde hiç vakit kaybetmeden tavşanınızı veterinere götürmelisiniz.
YANLIŞ BESLENMEDEN KAYNAKLANAN İSHAL—Tavşanınızı çok fazla yeşillik ve sebze ile beslemek en önemli etkendir. Yavrularda sindirim sistemleri gelişmeden bu gıdalara başlamak, inek sütü vermek de ishale sebep olur.
KULAK UYUZU—Etkeni psoruptes cunucili’dir. Kulaklarda kahverengi kabuklanmalar oluşur. Tavşan bu bölgeleri kaşımaya çalışır. Veterinerinizden uygun parazit ilaçlaması yapmasını isteyin.
SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI—Burun akıntısı, hapşırık, öksürük, kuryza, zatürre, burunda cerahat, sinüzit,ishal, ateş, boyun tutulması, zor solunum hastalığın belirtileridir. Kafesin soğukta kalması,hava değişimleri,toz-amonyak solunumu, bakteriler(pasteuruella, bordetella, klebsiella, staphyloccocci, ecoli, salmonella, listeria), virüsler ve parazitler hastalığın etkenleridir.
RİNGWORM—Dermotamycosis veyotnchophytosis olarak bilinen deri ve kıl hastalığıdır. Deride kuruma,pullanma ve tüylerde matlaşma görülür.
APSE &MASTİTİS—Özellikle tel kafeslerde yaşayan tavşanlarda daha sık görülür. Apseye sebep olan en yaygın etken staphylococcus’dur. Antibiyoik tedavisi önerilir.
GENİTAL ENFEKSİYONLAR—Kalabalık popülasyonlar halinde yaşayan tavşanlarda daha sık görülür. Bazı zührevi hastalıklar tavşanın vulva,penis ve testislerine yerleşebilir. Antibiyotik tedavisi önerilir.
PSEÜDOTÜBERKÜLOZ—Üretim çiftliklerinde rastlanır. Üretim yöntemlerinin modernleş mesi sonucu günümüzde çok azalmış bir hastalıktır. Hastalık,Pseüdotüberkülozdan kaynaklanan beyazımsı çok sayıdaki nodüllerle iç organlarda (özellikle dalakta) yoğunlaşması ile oluşur.
TRWHOPHAGY—Kürk yeme hastalığı olarak da bilinir. Davranış problemleri, çevre faktörleri,kafesin yetersiz gün ışığı alması, fazla kalabalık ve dar kafesler bu hastalığa sebep olabilir.
ISI ÇARPMALARI—Tavşanlar çok yüksek ısılarla baş edemezler. Baygınlık geçiren, düzgün solunum yapamayan tavşanınızı derhal serin bir yere alın. Suyla ıslattığınız bir havluya sarın ve vakit geçirmeden veterinere götürün. Buzla vücut ısısını düşürmeye çalışmayın...
11.1.1. Koksidiyoz
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]
Koksidialar hayvanlar aleminin en ilkel yaratıkları protozoadırlar; ve hayvanlar aleminin en ilkel yaratıkları olup seksüel ve aseksüel üreyebilirler. Bulundukları organlara göre etki mekanizmaları farklılık göstermekte olduğu gibi, diğer hayvanları etkileyen türler tavşanları etkilemez. Tavşanları etkileyen yaklaşık 9 koksidıa türü bulunmaktadır. Bir tanesi karaciğeri, diğerleri bağırsakları istila ederler Karaciğer koksidiyozu olan Eımeria stiedai ekonomik kayıplara neden olmayıp birkaç haftalık bir sağlık koruma ve önleyicı ilaç kullanarak önlenebilir. Daha ılıman olan bölgelerde karaciğer koksidiyozuna karşı doğru ilacı seçmek oldukça zordur ve hastalık ciddi problemler doğurabilir. Karaciğer sürekli denge halinde çalışması gereken bır organdir ve uygun olmayan çalışma sistemi veya kronik karaciğer yetmezliği hayvanın rezistansının azalmasına neden olacaktır. Bağırsak koksıdiyozu 4 grupta sınıflandırılabilir ve bunlardan bazıları patojen değildir.
Bağırsak koksidiyozlarında ortaya çıkan başlıca semptomlar; İshal, dehidrasyon ve derideki yapı değişiklikleri, ağırlık kaybı, yem ve su tüketiminin azalması ve ölümler şeklindedir İshal parazitın alınmasından 4-6 gün sonra ortaya çıkar ve en fazla 8-10. günlerde etkilidir. Ölüm olayları ishalle birlikte 3-4 gün içinde artaya çıkar ve bulaşmadan 9 gün sonra hızla artar.
Koksıdiyoz çevre faktörlerinin elverişsiz olduğu düzeyde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Ayrıca diğer hastalıklara duyarlılık ve hayvanlara yapılan uygulamalar da enfeksiyonun artmasında etkili olmaktadır. Koksidiyozun teşhisi laboratuvarda dışkı sayımı ve iç organların muayenesi ile yapılır. Ancak karaciğer koksidiyozunun tanımı daha kolaydır. Bu tür karaciğerde sarı çizgiler ve küçük nodüllere neden olmaktadır.
Koksidiyozun kontrol altına alınmasında hayvanların dışkı ile temasının kesilmesi, barınak içi neminin azaltılması ve ortam sıcaklığının yükseltilmesı, dezenfeksiyon uygulanması etkili olabilir. Ancak koksidiyostatlann yem ve su içerisinde verilmesi ıle sürekli denetim altında tutulabilir. Antibiyotikler koksidiyoza karşı etkili olmamalda birlikte ishali önlemek ve ikinci derecede bakteriyel bulaşmaları önlemek amacıyla kullamlabilirler.
KAYNAK: http://volkanderinbay.net/tarimnet/tavsan.asp?konuno=11
Bu kaynakta diğer tavşan hastalıkları hakkında da bilgi edinebilirsiniz.
İSHAL: Tavşanda ateş, iştahsızlık, su içememe, halsizlik ve dehidrasyona sebep olur. Yanlış beslenme veya enfeksiyon kaynaklı olabilir.
ENFEKSİYONA BAĞLI İSHAL—virüsler, bakteriler ve parazitler başlıca etkenlerdir. Parazit olarak tenyalar (cysticercosis-kedi köpek dışkısı ve yemlerle tavşana geçer.Karaciğere yerleşir.), nematodlar ( 14-16 mm.s olucanlardır. Yeşilliklerin üstündeki larvalarla tavşana geçer) en başlıcalarıdır. Yine parazitlerle geçen en yaygın hastalıklardan bir diğeri de bağırsak koksidiyozudur. Tavşan paraziti aldıktan 4-6 gün sonra ishal başlar. Yukarıdaki belirtiler görüldüğünde hiç vakit kaybetmeden tavşanınızı veterinere götürmelisiniz.
YANLIŞ BESLENMEDEN KAYNAKLANAN İSHAL—Tavşanınızı çok fazla yeşillik ve sebze ile beslemek en önemli etkendir. Yavrularda sindirim sistemleri gelişmeden bu gıdalara başlamak, inek sütü vermek de ishale sebep olur.
KULAK UYUZU—Etkeni psoruptes cunucili’dir. Kulaklarda kahverengi kabuklanmalar oluşur. Tavşan bu bölgeleri kaşımaya çalışır. Veterinerinizden uygun parazit ilaçlaması yapmasını isteyin.
SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI—Burun akıntısı, hapşırık, öksürük, kuryza, zatürre, burunda cerahat, sinüzit,ishal, ateş, boyun tutulması, zor solunum hastalığın belirtileridir. Kafesin soğukta kalması,hava değişimleri,toz-amonyak solunumu, bakteriler(pasteuruella, bordetella, klebsiella, staphyloccocci, ecoli, salmonella, listeria), virüsler ve parazitler hastalığın etkenleridir.
RİNGWORM—Dermotamycosis veyotnchophytosis olarak bilinen deri ve kıl hastalığıdır. Deride kuruma,pullanma ve tüylerde matlaşma görülür.
APSE &MASTİTİS—Özellikle tel kafeslerde yaşayan tavşanlarda daha sık görülür. Apseye sebep olan en yaygın etken staphylococcus’dur. Antibiyoik tedavisi önerilir.
GENİTAL ENFEKSİYONLAR—Kalabalık popülasyonlar halinde yaşayan tavşanlarda daha sık görülür. Bazı zührevi hastalıklar tavşanın vulva,penis ve testislerine yerleşebilir. Antibiyotik tedavisi önerilir.
PSEÜDOTÜBERKÜLOZ—Üretim çiftliklerinde rastlanır. Üretim yöntemlerinin modernleş mesi sonucu günümüzde çok azalmış bir hastalıktır. Hastalık,Pseüdotüberkülozdan kaynaklanan beyazımsı çok sayıdaki nodüllerle iç organlarda (özellikle dalakta) yoğunlaşması ile oluşur.
TRWHOPHAGY—Kürk yeme hastalığı olarak da bilinir. Davranış problemleri, çevre faktörleri,kafesin yetersiz gün ışığı alması, fazla kalabalık ve dar kafesler bu hastalığa sebep olabilir.
ISI ÇARPMALARI—Tavşanlar çok yüksek ısılarla baş edemezler. Baygınlık geçiren, düzgün solunum yapamayan tavşanınızı derhal serin bir yere alın. Suyla ıslattığınız bir havluya sarın ve vakit geçirmeden veterinere götürün. Buzla vücut ısısını düşürmeye çalışmayın...
TAVŞANLARDA CİNSİYET AYRIMI | ||||||||
|
TAVŞANLARDA GEBELİK | ||
|
TAVŞANLARDA YALANCI GEBELİK | ||
|
TAVŞANLARDA DOĞUM | ||
|
TAVŞANLARDA KANİBALİZM | ||
| ||
TAVŞANLARDA MİKZOMATOZİS HASTALIĞI | ||
|
TAVŞANLARDA VİRAL HEMORAJİK SENDROM( VHS - Nekrotik Hepatitis ) | ||
|
TAVŞANLARDA TREPONEMATOZİS HASTALIĞI | ||
|
TAVŞANLARDA TYZZER'S HASTALIĞI
Tyzzer's hastalığı; tavşanlarda bol ishal, buna bağlı olarak gelişen hızlı sıvı kaybı ve yüksek ölüm oranıyla seyreden, bulaşıcı ve bakteriyel bir hastalıktır. Tavşanlar hastalık etkenini almış olsalar bile başlangıçta herhangi bir belirti göstermeyebilir. Özellikle süt emme dönemindeki yavru tavşanlar bu hastalığa çok duyarlıdır. Bu dönemdeki tavşanlarda aşırı sıcak hava ve stresin etkisiyle hastalık etkeni çoğalarak şiddetli derecede ishale sebep olur. Tedavi edilmeyen tavşanlar genellikle 1-2 gün içerisinde ölürler.
Korunma: Özellikle tavşanınızı sütten kesilme döneminde stresten uzak tutmanız, çevre sıcaklığını ayarlamanız ve hijyene önem vermeniz önerilir. Ayrıca tavşanınızı hastalık belirtilerini gösteren diğer tavşanlarla bir araya getirmemeniz gerekir.
TAVŞANLARDA PASTÖRELLOZİS HASTALIĞI | ||
| ||
TAVŞANLARDA TÜY YUTMA(Tavşanların Mide ve Bağırsaklarının Tüy Yumakları İle Tıkanması - Trikobezoar) | ||
|
TAVŞANLARDA DİŞ HASTALIKLARI | ||
|
Tavşanlar Hakkında Genel Bilgiler
Vücut Dili
Tavşanlar ile iletişimin yolu onları gözlemlemek ve vücut dilini çözmektir. Tavşanlar sessiz olmalarına rağmen kendilerini mükemmel ifade edebilen varlıklardır. Duygularını, hislerini anlatmak için kullandıkları hareketleri öğrenince tavşanın aslında anlatacak ne kadar da çok şeyi olduğuna şaşıracaksınız.
"Ben mutluyum" hareketleri:
Yalamak: Bir sevgi göstergesidir. Tavşanlar kendi aralarında da hoşlanma ve sevgi göstermek için birbirlerini yalarlar, bu tavşan dilince öpücük manasına gelir. Not. Bazen tavşanınızı severken yeri yaladığını görebilirsiniz, ama aslında bu yere değil size yapılmış bir jesttir. (Resim: Topi bu oyuncak kurbağadan çok hoşlanıyor, yanından geçerken hayatta öpmeden bırakmaz)
Diş gıcırdatma: Genellikle okşanıp sevilirken dişlerini gıcırdatmaları kedilerin zevkten mırıldamaları ve gırlamalarına eş değer bir göstergedir ve çok hoşlandıklarına işarettir.
Hoplama (Binky): Koşarken veya dururken havada ani hoplamalar ve sıçramalar neşeden dans ettikleri anlamına gelir. Bazen kendi etraflarında havada 180 derece dönerler. Bu çok minik kısa ve yoğun bir “ben çok mutluyum şu an” ifadesidir. Not: Bu yazıyı yazan kişi tavşanı bunlardan yapsın diye amuda kalkmaya hazırdır.
Kafayı hızlı hızlı sallamak: Bu dansın mini versiyonudur, heyecanlandıklarında ve mutlu olduklarında kafa ve kulaklarını hızlı hareketlerle sallarlar.
Arka ayaklarını uzatarak yere yatma (bunny flop): Neredeyse bir L harfi gibi görünürler. Biz buna Cleopatra pozisyonu diyoruz. Bu yatış şekli dünyanın en mutlu ve huzurlu tavşanı olduğunun göstergesidir, keyfi kesinlikle yerindedir.
Sırtüstü uzanmak: Cleopatra pozisyonunun ikinci evresi sırtüstü olacak şekilde yuvarlanmaktır. Bu da olabilecek en huzurlu ve mutlu ifadelerden biridir. Bazen kendilerini bu şekilde transa sokabilirler.
Severken kafalarını tamamen yere yapıştırmaları: Adeta bir “teslim” ve kabul belirtisidir. “Beni seviyorsun, tamam sev peki, izin veriyorum” manasına gelir.
"Ben sinirliyim, kızgınım, endişeliyim" hareketleri:
Arka ayakları kuvvetlice yere vurma: Bu bir şeye gösterilen kızgın bir tepki olabilir (“beni neden bu odaya getirdin, ben salonda koşup eğlenmek istiyordum öf” gibi). Veya tavşanlar kendi aralarında haberleşmek be birbirlerini uyarmak için arka ayaklarını yere vururlar, bu korktuğunun ifadesi olabilir. İki şekilde de mutlu olmadığından emin olabilirsiniz.
Homurdanmak: Ses ile pek iletişim kurmasalar bile bazen homurdanma sesi çıkartırlar, bu da hoşnutsuzluk belirtisidir.
Bağırmak: Tavşanlar acı çektiklerinde veya ölürlerken bağırırlar. Homurdanmadan çok daha yüksek ve tiz bir sestir. (bu yazıyı yazan kişinin hiç duymadığı ve asla duymak istemediği bir sestir)
Isırmak: Ne demek olduğu çok belli olsa bile tavşanların flört ederlerken birbirlerini yavaşça ısırdıklarını da eklemek istiyorum. Bu ısırmaktan çok “diş atma” şeklinde olur. Kanatmaya, fazla acıtmayan minnacık ısırıklardır. Belki aslında bunu “ben mutluyum hareketlerine” yazmam gerekirdi, çünkü ısırma bazen “senden çok hoşlanıyorum” anlamında bir jesttir.turkeyarena.com Tavşanca makas almaya tekabül eden bir harekettir.
Ayrıca, tavşanlar kendi aralarındaki hiyerarşilerini göstermek için birbirlerini yavaşça ısırabilirler, bu “ben senden üstünüm, burada benim sözüm geçer” demektir ve tavşanlar bazen sahiplerine de tavşan yerine koyarak olara sınıf farkını anlatmak için durup dururken ısırırlar.
Isırıldığında yüksek sesle tepki verilmesi gerekir, “Ay” veya “Hayır” diye bağırılırsa tavşan doğru olmayan bir şey yaptığını ve birilerinin canını yaptığını anlayacaktır. Bunun dışında ısırma çok açık, malum bir tepkidir. Isırma ve diş atma arasındaki farkı diş atıldıkça ve ısırıldıkça daha iyi anlayacaksınız:
Size arkasını dönmesi: "Şu an hiç işim olmaz şimdi seninle, umurumda değilsin, gidebilirsin" demek oluyor bu maalesef. Bazen de bir şey yaparken gidip arkasını dönüp size arkasını dönüp arkadan siz ona bakıyor musunuz diye size bakıyorsa, bu da bir kızgınlık, ufak bir küsme ifadesidir, popüler ifadesi ile 'trip atma' pozisyonudur bu.
Bir iletişim aracı olarak kulaklar!
Bu kocaman kulaklar sadece duymaya yaramıyor, daha ne marifetleri var! Tavşanlar hislerinin bir kısmını bizim mimiklerimizi kullandığımız gibi kulaklarıyla anlatırlar. Kulakları izlemeyi ihmal etmeyin.
Kulaklar geriye yatırılmış: "Stres altındayım, çok da rahat değilim".
Kulaklar dimdik: Kafa havada ve kulaklar dimdik olarak durması tavşanın tehlike sezinlemiş olması ve tetikte olması anlamına gelir.
Kulaklar iki yana açılmış, kulakların içi ve yüzü size dönük: Bu çok komik bir ifade. Benim favorim. Kafa hafifçe öne inmiş, kulaklar V harfi şeklinde açılmış, dikkatli, ters bir bakış ve efe bir ifade hiç kuşkusuz şu manaya gelir: "Kızmaya başlıyorum bak ona göre". (Resimde Topi Hanım büyük bir ihtimalle fotoğrafını çekiyor oluşuma kızmış, "Yapmam gereken bu kadar çok önemli şey varken sen tutmuş fotoğrafımı çekiyorsun. Şunu kesip derhal yolumdan çekilmezsen sonuçlarına katlanırsın canım" ifadesi ile tehditkâr ve sert sert bakıyor. Çok korktum aman!
Bunun dışında:
Eşyalara çene sürme: Tavşanların çenelerinin altında kedilerdeki gibi özel ter bezeleri bulur ve bizim asla ayırt edemeyeceğimiz bir koku salgılarlar. Çenelerini sürdükleri şeylere, bu koku ile işaretleyip “Bu eşya benimdir” derler.
Burunlarıyla dokunma: “Merhaba, benimle ilgilenirsem sevinirim” demektir, hemen ilgi gösterilmelidir.
Gezdiği yerde kaka bırakma: Hansel ve Greatel hikâyesindeki gibi yabancı gittikleri yerde yollarını bulmak ve “Buraya ilk ben geldim, benimdir” demek için minik kakalar bırakırlar.
Tüy Yolma (Yalancı Hamilelik): Bu kısırlaştırılmamış dişi tavşanlarda görülen bir harekettir. Tavşan tüylerini yolup bir yere toplamaya, adeta bir “yuva” yapmaya başlar. Bu aslında hamile tavşanların doğmamış bebekleri için yaptığı yuva ve minik yataklardır çünkü tavşanlar tüysüz doğarlar. Topladığı ve bir kenara yığdığı tüyler aslında doğacak yavruları için hazırladığı minik bir yataktır. Bu proje ile birkaç gün uğraşacaktır ve bu sırada yuvasının bozulmaması gerekir. Bir iki gün içinde doğurduğunu sanıp rahatlayacak ve normale dönecektir.
Burun hareketleri: Tavşanların burunları pek durmaz aslında. Ama hareketler bir şey ilgilerini çektiklerinde, heyecanlandıklarında veya tedirgin olduklarında daha hızlı olacaktır ve o an çok sakin olmadığının bir göstergesi olabilir.
Tuvalet Alışkanlığı
Tavşanlar yaratılış itibariyle temiz hayvanlardır. Tuvalet alışkanlığı geliştirmesi çok kolaydır çünkü çişlerini hep aynı yere yapmayı tercih ederler. Bu içgüdüsel bir harekettir ve çişlerini yaptıkları yeri güvendikleri ve düşmanların onları çiş kokularından bulamayacağı bir yer olarak algılarlar.
Bulundukları odada veya kafeste bir tuvalet kutusu bulunması gerekir. Sağlam bir plastik tas bu iş için yeterlidir.
Bunun dışında biraz da tavşanların sindiriminden söz etmekte yarar var. Tavşanlar iki tür kaka yaparlar. Bunlardan bir tanesi küçük tanecikler halinde yapılan kakadır.turkeyarena.com Evet, bu meşhur “tavşan boku gibi, ne kokar ne bulaşır” sözüne konu olan meşhur kakadır. Tavşanın boyuna göre ufak misketler gibi görünürler ve hakikaten ne kokan ne bulaşırlar. Büyük bir kısmını tuvaletine yapar ama evinin etrafına da birkaç tane bırakabilir. Gün içinde sürekli üretim halindedirler ve gezdikleri yerlerde Hansel ve Graetel gibi minik kakalarını bırakabilirler. Kemirme alışkanlıkları gibi bu huyları da 1 yaşlarından sonra azalıyor.
Diğer tür kaka ise yumuşak kakadır (Cecotropes). Bunu günde bir defa yaparlar ve bunu yaptıktan sonra tekrar yemeleri gerekmektedir. Yumuşak kaka tavşan için çok önemli besinler içerir ve bu geri yememesi halinde gıdasını almamış olur. Çoğunlukla yumuşak kakalarını direkt olarak arkalarından yalayarak aldıkları için ortalıkta yumuşak kakaya hiç rast gelmezseniz merak etmeyin.
Tavşanlar çok fazla yeşillik ve sebze yediklerinde ishal olabilirler. Bu yukarıda bahsettiğim yumuşak kakadan farklıdır ve tavşanlar bunu tekrardan yemezler. Bu durumlarda sebzeyi kesip kuru ot, saman ve kuru mamaya geçmek gerekir. İshal bir iki gün içinde durmazsa hemen veterinere götürmekte yarar var.
Tuvalet kutusu hakkında tavsiyeler:
-- Kutunun yerini değiştirmeyin
-- İçine kedi tuvaletlerinde kullanılan kokulu talaşlardan veya kumlardan koymayın, koku tavşanı şaşırtacak ve çişini başka yere yapmak isteyecektir. Ayrıca ince talaş ve kumların tavşanın sindirim sistemini bloke ettiği ve ölümüne yol açabileceği söyleniyor.turkeyarena.com
-- Kutu içine gazete kâğıdı yerleştirmek yeterlidir. Gazete kâğıdı üzerine kâğıt havlu da koyabilirsiniz. Gazete kâğıdı üzerindeki boyalardan dolayı sağlık riski taşımaktadır ama emicilik olarak yeterlidir.
-- Kutunun içindeki kâğıdı her gün değiştirmek gerekir, yoksa oluşan koku sorun yaratabilir
-- Kutuyu arada yıkarken asla ağır kimyasallar kullanmayın
-- Tavşanlar temiz hayvanlardır ve tuvaletini değiştirmezseniz rahatsız olup tuvaletin etrafını kullanması muhtemeldir
Tuvalet alışkanlığı olmayan bir tavşanı nasıl alıştırırız?
Tavşanlara tuvalet alışkanlığı kazandırmak çok kolaydır. Bu işin anahtarı da birkaç günlük gözlem ve deneme yanılma yöntemidir. Bu sırada dikkat edilecek bir nokta tuvalet alışkanlığı kazanana kadar tavşanın bildiği ve hep bulunduğu mekânlarda tutulması ve fazla yer değiştirilmemesidir.
Tavşan nereye tuvaletini yapmak istediğine kendi karar verecek ve size bunu gösterecektir. Kutusunu buraya yerleştirince kendiliğinden kutuyu kullanmaya başlayacaktır. Bundan sonra yukarıda bulunan tavsiyelere uyarak tuvalet işini kolay bir şekilde halledebilirsiniz.
Eğer arada ufak kazalar olursa:
Sakın kızıp bağırmayın ve çişleri hemen temizleyin. Eğer çiş yapılmış bölümü hemen silip kokuyu yok etmezseniz o noktaya tekrar çişini yapabilir.
Veterinerden tuvalet eğitimi ile ilgili tavsiyeler:
Veteriner Hekim Ilgar Bey'in yazıp gönderdiği bu yazıyı da buraya eklemek istiyorum, çünkü çok güzel noktalara deyinmiş:
"Tavşanlarda tuvalet eğitimi olur mu acaba diye birçok kişi düşünebilir. Evet, böyle bir eğitim verebilmek mümkün. Öncelikle burada tavşanımızın yaşı da önem kazanıyor. Tavşanlar 3 aylıktan önce aldıkları eğitimleri tam alamıyorlar. Yani iyi bir eğitimin verilebilmesi için tavşanımızın 3 aylık bir yaşı geçmesi gerekiyor. Bu yaştan önce tabii alıştırmalara devam etmeliyiz. Ama eğitimin sonuçlarını 3 aylık bir yaştan sonra alabiliriz.
Tavşanlara tuvalet eğitimi verirken bilmemiz gereken bazı şeyler var. Tavşanlar stres olduklarında dışkılama eğilimi göstermektedirler. Onu kafesinin dışındayken fazla strese sokmamalıyız. Bize alışması için zaman tanımalıyız. Özellikle başlangıçta bize gelmekten, kucağa alınmaktan hoşlanmayabilirler. Bu yüzden o bize gelmeden, kucağımıza çıkmayı kendi istemeden onu zorlamamalıyız.turkeyarena.com Bir süre sonra zaten kendisi bize gelmeye çalışacaktır. Aksini yaptığımız sürece tavşanımız strese girecek ve olduğu bölgeye dışkılamaya çalışacaktır.
Normalde tavşanlar kafeslerinde bir bölgeye tuvaletlerini yapma eğilimindedirler. Ona bir tuvalet kabı aldıktan sonra içine bir miktar talaş koymalısınız. Daha sonra kafesinin içindeki dışkıları bu kaba koyun. Ayrıca bir kısım talaşı da idrarı ile ıslatarak bu tuvalet kabının içine koyun. Bu uygulamayı tuvalet kabına yapıncaya kadar uygulamalısınız. Tavşanınız ilk olarak size geldiğinde tuvalet eğitimini tam almadıkça, kafesinin dışarısında fazla dolaşmasına izin vermeyin. Mesela günlük olarak kafesinin kapısını açık bırakın 1–2 saat, kafesinden dışarı çıkması içinde onu zorlamayın, bırakın o istediği zaman dışarı çıksın.
Tavşanınızın kafesinde de yemliği biraz yüksek bir yere takın. Yoksa tuvaletini bu kaba yapma eğilimine girebilir. Eğer tuvaletini buraya yapmaya başladı ise, bu kabı tuvalet kabı olarak kullanmaya devam edin. Yem koymak için başka bir kap kullanmaya başlayın."
İshal
Tavşan bakımında karşılaşacağımız büyük sıkıntılardan biri de ishal olgusudur. Özellikle yavrularda daha fazla miktarda meydana gelmektedir. Yani eve aldığımız yavruda bu durum ile karşılaşma şansımız çok yüksektir. İshalin nedenlerine bakacak olursak; ishali iki başlık altında toplayabiliriz: Bunlardan birincisi enfeksiyona bağlı gelişen ishaller, diğeri ise beslenme hatalarına karşı gelişen ishallerdir.
Enfeksiyona bağlı gelişen ishallerde ishale neden olan bakteri, virüs ve parazit gibi organizmalardır. Bu durumda tavşanda ishalle birlikte başka hastalık belirtileri de gözlemlenebilir. Tavşanın ateşi çıkar, yemek yemez, su içmez, halsizlik durumu vardır. Kafesinin bir köşesinde hareketsiz olarak durur. Tavşanınızda böyle bir durum ortaya çıktığı zaman hemen bir veteriner kliniğine götürmeniz gerekmektedir. Çünkü ishal ile birlikte sürekli bir sıvı kaybı vardır ve hastalığa bağlı gelişen iştahsızlık nedeni ile dışarıdan besin alamıyordur. Tavşanın dışarıdan hekim tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
Beslenme hatalarına karşı oluşan ishal olgularının nedeni ise tavşanların kendilerine uygun bir biçimde beslenmemeleridir. Burada anahtar besin maddesi selülozdur. Tavşanların beslenme tipi omnivordur. Yani otçul beslenmeleri gerekmektedir. Ama evimize aldığımız yavrular bazen çok ufak olduklarında süt verilmesi gibi bazı yanlışlıklar ortaya çıkmaktadır.turkeyarena.com Bizim kullandığımız inek sütü ile tavşan sütü arasında çok farklılıklar vardır. Bu yüzden inek sütü verilen tavşan yavrularının sindirim sistemi bozulmaktadır. Tavşanlarımız çok küçük olduklarından bu durumu atlatamamaktadırlar. Bu yüzden tavşanlarımıza süt vermemeliyiz.
İkinci yapılan bir yanlış da tavşanlarımızın sindirim sistemleri gelişmeden yaş sebze-meyve verilmesidir. Bu durumla oldukça çok sık karşılaşılmaktadır. Böyle bir beslenme sonucunda da yine ishal oluşma riski çok fazladır. Bu yaş sebze-meyvelere örnek verecek olursak; marul, lahana, elma, kıvırcık, havuç, domates vb gıdalardır. Bu gıdalar tavşanlarımıza 6 aylık olmadan verilmemelidir. 6 aydan sonra sürekli değil hafta 1-2 kere olmak üzere az miktarda verilebilir. Ama selüloz oranı yeterli bir pelet yem ile beslenme yapılıyorsa bu besinleri vermeye gerek yoktur. Durduk yere tavşanınızın beslenme alışkanlığını değiştirmemelisiniz. Özellikle tavşanlar 20 günlükten itibaren kuru ot, kuru yonca gibi besinlere aşırı bir ihtiyaç duyarlar ve severek tüketirler. Bu besinleri temin etmek güç olduğundan kuru yonca unlu pelet yem kullanmak en doğrusudur.
Enfeksiyona karşı oluşan ishalleri sadece hijyen kurallarına uyarak önlem alabiliriz. Ama beslenme hatalarından oluşan ishalleri engellemek elimizdedir. Bu sebeple tavşanlarımıza uygun bir beslenme uygulamalıyız.
Kulak Uyuzu
Tavşanlarda sık görülen rahatsızlıklardan biri de kulak uyuzudur. Etkeni "psoroptes cunucıli" dir. Bu etken tavşana özel bir etkendir ve sadece tavşanların kulaklarında uyuz hastalığına sebep olmaktadır. Kulaklarda kahverengi kabuklanmalar tarzında bir belirti gösterir. Bu kabuklanmalar müdahale edilmez ise zamanla çoğalır.
Kulak uyuzunun olmaması için dış parazit mücadelesinin yapılması gerekmektedir. Koruyucu amaç ile tavşanınızı kliniklerde 3 ayda bir dış parazit mücadelesini yaptırmanız gerekmektedir.
Diş Problemleri
Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ile diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır. Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik dişlerinin sürekli uzamasıdır. Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir. Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir. Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda içgüdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar. Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma, dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar. Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur. Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise, ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir. Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz. Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder. Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur. Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.
Yukarıdaki bu durumu anlatmamın sebebi, tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir. Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir. Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.
Hijyen
Tuvalet alışkanlığını kazanmış bir tavşanın tuvaletinin her gün değiştirilmesi ve odasının toplanması gerekir. Tavşanlar kendi temizliklerine çok önem verirler. Günün önemli bir kısmını yalanarak ve kendilerini temizleyerek geçirirler. Ancak bulundukları yeri çok kısa bir zaman içinde dağıtıp kirletebilirler. Bir kaç gün bakım yapılmamış oda minik bir 'savaş alanına' dönüşür. Bu yüzden bulundukları yerin sürekli bakıma ihtiyacı vardır.
Kural 1: tuvalet her gün değişecek. Bu yapılmazsa koku problemi ile karşılaşılır.
Kural 2: oda bir iki günde bir süpürülüp toplanacak. Odası toplanmamış ve tuvaleti değiştirilmemiş bir tavşan mutsuz ve huzursuz olabilir. Tavşanın odasını temizlemek için ufak bir süpürge ve faraş her zaman hazır olmadır. Aman dikkat: süpürgeyi ortalıkta bırakmamanızı tavsiye ederim, çünkü süpürgenin uçlarını kemirmeye bayılıyorlar. Bunun dışında dikkat edilecek noktalar şunlardır:
Tüyler:
Tavşanlar kusamadıkları için yuttukları tüyler büyük problem yaratabilir. Bunu önlemek için kısa ve normal uzunlukta tüyleri olan tavşanların en az haftada bir tüylerinin taranması, fırçalanması gerekir. Uzun tüylü özel tür tavşanların daha sık fırçalanması gerekir.
Ayrıca: Tavşanlar yılın belli zamanlarında kürk değiştirir. Mevsim geçişlerinde kış kürkü/yaz kürkü değişim zamanlarında dökülen tüy sayısında artma görülür.
Yıkanma:
Hayır, tavşanlar yıkanmaz. Üşütüp hastalanması riski olabilir. Ancak hafif nemli bir bez ile silinebilir -ardından kurulamak şartı ile.
Tırnaklar:
Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazındıklarından tırnakları doğal olarak aşınmaktadır. Ancak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor. Evde yaşayan tavşanlar kazma işlemini gerçekleştiremedikleri için tırnakları doğal törpüleme işleminden maruz kalır ve tırnakları uzar. Bu yüzden evde yaşayan tavşanların tırnaklarının iki ayda bir kesilmesi gerekir. Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzayacak, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır. Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar verecektir.
Bu manikür seansını siz de yapabilirsiniz. Dikkat edilmesi nokta şudur: Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır: canlı ve ölü kısımlar. Tırnak kesimi canlı dokunun 0,5–1 mm önünden makasla yapılmalıdır. Burada giyotin tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur. Canlı kısım içerisinde damarlar vardır, bu yüzden tırnakların sadece beyaz olan ölü uçlarından dikkatlice alınmazsa kanatıp çok canını acıtabilir ve bulaşma riski yaratılabilir.
Küçük tavşanlar kucakta sağlamca sabitlenebilirken büyük tavşanlar için çok daha zor olmaktadır. Tırnak kesme işleminin mutlaka iki kişi tarafından yapılmasında yarar vardır, çünkü tavşanlar tırnakları kesilirken pek rahat durmazlar: bir kişi tavşanı sıkıca yere bastırıp sabitler ve gözlerini kapar, diğeri de tırnaklarını keser. Veya iki ayda bir ufak bir veteriner gezisine çıkıp hem check-up'tan geçirip hem de tırnaklarını kestirebilirsiniz.
Dişler:
Tavşanların dişleri tırnakları gibi sürekli uzar. Ancak günlük olarak 50–100 öğün beslenme alışkanlıkları sırasında dişleri birbirine sürtüldüğü için doğal bir törpülenme olmaktadır. Dişlerinin birbirlerine sürtünmesini engelleyen çene kayması, çarpık diş yapısı gibi patalojik bozukluklarda törpülenme olmadığı için tavşanın dişi uzamaktadır. Dişleri sert şeyler kemirerek bilerler, ancak doğal ortamlarında olmadıkları zaman bu yetersiz gelebilir. Diş uzamasına karşı tavşan için kemirilebilecek tahta oyuncaklar bulundurmak gerekir. Yine de dişler çok fazla uzamışsa veteriner tarafından kesilmesi gerekebilir.
Beslenme
Tavşanlar ne yerler?
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Bunu ilk olarak Topi’nin havuca alenen burun kıvırması ile fark ettik. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.
Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı.
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of b_o.dy weight)
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için birçok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuşyemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altın başak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1–2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.
Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!
Kemirgen Bakımı Nasıl yapılmalıdır?
TAVŞAN BAKIMI
Tavşanlarda bakım hayati bir önem taşımaktadır.Beslenmeyi birkaç faktör etkilemektedir.Bu yüzden aşağıda belirtilen her başlığa uyulması ile dengeli bir beslenme gerçekleştirilebilir.
ORTAM
Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir.Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır.Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması,bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir.Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.
Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir.tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır.(doğada ne yapıyorlar diye sormayın.çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı).Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır.Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor.Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor.Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.
SU
Tavşan beslenmesinde ülkemiz insanları için önemli olan diğer bir konuda tavşanların su içme problemidir.Hala bazı çevreler tavşana su verilmesine gerek yok gibi söylemlerde bulunmaktadır.Bu söylemlerin tam aksine tavşanlara ,günlük olarak temiz ve soğuk olmayan su verilmelidir.Tavşanların suyuna herhangi bir şey katılmamalıdır.Tavşanların koku alma kabiliyetleri çok gelişkin olduğu için sularına herhangi bir şeyin katılması,su tüketimlerini azaltacaktır.
ORTAM
Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir.Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır.Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması,bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir.Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.
Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir.tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır.(doğada ne yapıyorlar diye sormayın.çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı).Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır.Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor.Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor.Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.
SU
Tavşan beslenmesinde ülkemiz insanları için önemli olan diğer bir konuda tavşanların su içme problemidir.Hala bazı çevreler tavşana su verilmesine gerek yok gibi söylemlerde bulunmaktadır.Bu söylemlerin tam aksine tavşanlara ,günlük olarak temiz ve soğuk olmayan su verilmelidir.Tavşanların suyuna herhangi bir şey katılmamalıdır.Tavşanların koku alma kabiliyetleri çok gelişkin olduğu için sularına herhangi bir şeyin katılması,su tüketimlerini azaltacaktır.
HİJYEN
Tavşanların tutulduğu kafes veya herhangi bir bölme belirli periyotlarda temizlenmelidir.Genelde kafeste bakıldığı için kafes ile birlikte yemlik-suluk ve diğer ekipmanların temizliği de aynı periyotta gerçekleştirilmelidir.Tavşanlar bakıldıkları kafeste genelde bir yere dışkı ve idrar bırakırlar,bu özellikleri nedeni ile tuvalet alışkanlığı verilebilmektedir. Tek yere dışkılama ve idrar yaptıklarından, bu bölgeye daha fazla kuru saman koyulması gerekmektedir.Her temizlik periyodunda bu kuru saman atılıp yerine yenisi koyulur.Kafes ve ekipman temizliği yapılırken belirli oranda sulandırılmış ve tavşana zararı olmayan dezenfektanlar kullanılmalıdır.Bu uygulamadan 15 dakika sonra bol su ile kafes ve ekipmanlar durulanmalıdır.
Tavşanlara banyo yaptırılmamalıdır. Tavşanlar günlük olarak kendi temizliklerini çok iyi yaparlar. Tavşanların iki ayda bir tırnaklarının kesilmesi gerekir. Dişler de bir çene probleminde normalden fazla uzayabilir. Tüm bunlar, hem de genel check-up için düzenli veteriner ziyaretleri yapmakta yarar vardır.
YEŞİLLİKLER
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman ve ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
HAZIR VE KURU MAMALAR
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Tavşanlara banyo yaptırılmamalıdır. Tavşanlar günlük olarak kendi temizliklerini çok iyi yaparlar. Tavşanların iki ayda bir tırnaklarının kesilmesi gerekir. Dişler de bir çene probleminde normalden fazla uzayabilir. Tüm bunlar, hem de genel check-up için düzenli veteriner ziyaretleri yapmakta yarar vardır.
YEŞİLLİKLER
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman ve ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
HAZIR VE KURU MAMALAR
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Tavşanlar hakkında kısa bilgiler
- Tavşanlar crepuscular hayvanlardır, yani en aktif oldukları süre günbatımı ve gündoğumu arasındaki ışıksız zamandır.
- Kesinlikle otoburdurlar, yeşillik ve ot ile beslenirler. (bkz. Beslenme)
- Tavşanlar "kemirgen" ailesine değil, "tavşangiller" (Leporidae) ailesine aittirler ve genetik olarak atlarla akrabalıkları vardır.
- Yaşam zamanları 4-9 yıl arasında değişir.
- Büyük şehirlerimizde alınan yavru tavşanların ancak %20'si hayatta kalabilmektedir :(
- Kısırlaştırılabilirler.
- Sürekli evde olan tavşanlara aşı yapılmasına hiç gerek yoktur. Ancak insanlar ile aynı yerde yaşayan tavşanların iç ve dış parazitlere karşı koruma ilaçlamalarının yapılması gerekmektedir.
- Kulaklarından tutularak kaldırılmazlar!
- Tavşanlar sosyal hayvanlardır ve yalnız kalırlarsa depresyona girebilirler.
- İnsanların etrafında olmayı çok severler ama kucağa alınmaktan hoşlanmazlar.
- Doğal olarak temiz hayvanlar olan tavşanlar tuvalet eğitimi alabilirler (. Tuvalet alışkanlığı)
- Tavşanların ses telleri olsa bile çok fazla ses ile iletişim kurmazlar. Hoşnutsuzluk sonucu homurdanabilirler, korktuklarında yada canları acıdıklarında ise insan kulağını tırmalayan viyk viyk sesine benzer tiz bir ses çıkarırlar. Yetişkin dişiler çiftleşme isteği olduğu zamanlarda gurk gurk diye bir ses çıkartırlar.
- Tavşanlar kendilerini çok fazla sesli ifade edemeseler bile ne hissettiklerini çok güzel anlatabilirler (bkz. Tavşan vücut dili)
- Çok hassas yapıları olan hayvanlardır ve doğru tutulmazsa ve çok yüksekten bırakılırlarsa bel kemikleri kolayca kırılabilir.
- Tavşanların su içmedikleri ve ihtiyaçları olan suyu sebzelerden aldıkları bilgisi yanlıştır. Tavşanlara her gün taze içme suyu verilmelidir. (bkz. Beslenme)
- Yaklaşık 52 değişik farklı tavşan türü bulunmaktadır.
- Bebek tavşanlar gözleri kapalı ve tüysüz doğarlar.
- Yeni doğmuş bir tavşana bir yabancı dokunmuşsa elinin kokusu bebeğin üzerine siner ve anne tavşan o bebeği evlatlıktan reddeder.
- Tavşanlar korkunç bir üreme hızına sahiptir ve bu yüzden Avustralya’da milli felaket haline gelmişlerdi (bkz. Avustralya tavşan istilası)
- Yine Avustralya’nın Queensland bölgesinde evcil hayvan olarak tavşan beslemek kesinlikle yasaktır ve çok yüksek para cezası vardır.
- Tavşanlar diğer hayvanlar ile beraber yaşayabilirler, ancak köpek ve kediler konusunda sahibin ikisini çok iyi gözlemlemesi ve fazla yalnız bırakmaması gerekir.
- Tavşanların en iyi anlaştıkları diğer hayvanlar deniz domuzları (guinea pigs) olarak bilinse de en son yapılan bir araştırmaya göre beraber bakılan guinea pig ve tavşanların davranışlar gözlenmiş ve birbirlerinden rahatsız oldukları tespit edilmiştir
- Kesinlikle otoburdurlar, yeşillik ve ot ile beslenirler. (bkz. Beslenme)
- Tavşanlar "kemirgen" ailesine değil, "tavşangiller" (Leporidae) ailesine aittirler ve genetik olarak atlarla akrabalıkları vardır.
- Yaşam zamanları 4-9 yıl arasında değişir.
- Büyük şehirlerimizde alınan yavru tavşanların ancak %20'si hayatta kalabilmektedir :(
- Kısırlaştırılabilirler.
- Sürekli evde olan tavşanlara aşı yapılmasına hiç gerek yoktur. Ancak insanlar ile aynı yerde yaşayan tavşanların iç ve dış parazitlere karşı koruma ilaçlamalarının yapılması gerekmektedir.
- Kulaklarından tutularak kaldırılmazlar!
- Tavşanlar sosyal hayvanlardır ve yalnız kalırlarsa depresyona girebilirler.
- İnsanların etrafında olmayı çok severler ama kucağa alınmaktan hoşlanmazlar.
- Doğal olarak temiz hayvanlar olan tavşanlar tuvalet eğitimi alabilirler (. Tuvalet alışkanlığı)
- Tavşanların ses telleri olsa bile çok fazla ses ile iletişim kurmazlar. Hoşnutsuzluk sonucu homurdanabilirler, korktuklarında yada canları acıdıklarında ise insan kulağını tırmalayan viyk viyk sesine benzer tiz bir ses çıkarırlar. Yetişkin dişiler çiftleşme isteği olduğu zamanlarda gurk gurk diye bir ses çıkartırlar.
- Tavşanlar kendilerini çok fazla sesli ifade edemeseler bile ne hissettiklerini çok güzel anlatabilirler (bkz. Tavşan vücut dili)
- Çok hassas yapıları olan hayvanlardır ve doğru tutulmazsa ve çok yüksekten bırakılırlarsa bel kemikleri kolayca kırılabilir.
- Tavşanların su içmedikleri ve ihtiyaçları olan suyu sebzelerden aldıkları bilgisi yanlıştır. Tavşanlara her gün taze içme suyu verilmelidir. (bkz. Beslenme)
- Yaklaşık 52 değişik farklı tavşan türü bulunmaktadır.
- Bebek tavşanlar gözleri kapalı ve tüysüz doğarlar.
- Yeni doğmuş bir tavşana bir yabancı dokunmuşsa elinin kokusu bebeğin üzerine siner ve anne tavşan o bebeği evlatlıktan reddeder.
- Tavşanlar korkunç bir üreme hızına sahiptir ve bu yüzden Avustralya’da milli felaket haline gelmişlerdi (bkz. Avustralya tavşan istilası)
- Yine Avustralya’nın Queensland bölgesinde evcil hayvan olarak tavşan beslemek kesinlikle yasaktır ve çok yüksek para cezası vardır.
- Tavşanlar diğer hayvanlar ile beraber yaşayabilirler, ancak köpek ve kediler konusunda sahibin ikisini çok iyi gözlemlemesi ve fazla yalnız bırakmaması gerekir.
- Tavşanların en iyi anlaştıkları diğer hayvanlar deniz domuzları (guinea pigs) olarak bilinse de en son yapılan bir araştırmaya göre beraber bakılan guinea pig ve tavşanların davranışlar gözlenmiş ve birbirlerinden rahatsız oldukları tespit edilmiştir
Beslenme
Tavşanlar ne yerler?
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Bunu ilk olarak Topi’nin havuca alenen burun kıvırması ile fark ettik. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.
Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı:
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu, yeşil fasülye)
- Yarım havuç veya salatalık
-Su
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. (Bkz: Tavşan Hastalıkları) Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)
Resim: Topi açık büfe keyfi yaparken: Salatalık, havuç, salata parçaları ve bezelye kabukları...
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.
Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!
Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı:
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu, yeşil fasülye)
- Yarım havuç veya salatalık
-Su
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. (Bkz: Tavşan Hastalıkları) Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)
Resim: Topi açık büfe keyfi yaparken: Salatalık, havuç, salata parçaları ve bezelye kabukları...
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor (yan taraftaki resim). Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.
Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!
Tavşanla Yaşam: Evde Bir tavşan Var!
Tavşanın bir günü:
Tavşanlar crepuscular, yani gece aktif olan hayvanlardır. Gündüzleri kendi köşelerine çekilip uyumayı tercih edeler. Aktif olduklarında ise yapmayı en çok sevdikleri şeyler kazmak ve kemirmektir. Tavşanların kemirgen hayvanlar olduklarını ve onları kemirmekten asla alıkoyamayacağımızı asla unutmamalıyız. Kemiremiyor olmaları dişlerinde ve sindirimlerinde de problemlere yol açacaktır.
Evde bir tavşanın tamamen serbest gezmesi için evin çok iyi izole edilmiş olması gerekir (bkz. Kemirme ve izolasyon). Eğer bu yapılmamışsa tavşan kemirmemesi gereken eşyaları kemirecek (halı, mobilya kenarları ve kablolardan kaçışınız yok), hem eşyalara zarar verecek, hem de kendi sağlığını riske atacaktır. Bu yüzden tavşanın evde yüzde yüz serbest gezinmesi önerilen bir şey değildir. Evde özgürce dolaşan bir hayvan isteniyorsa tavşan bunun için iyi bir seçim değildir.
Yaşam Alanı:
Tavşan ile yaşarken ideal yol tavşanlar için yapılmış büyük kafesleri tercih etmek veya tavşan için özel bir oda ayırmak (kapalı balkon gibi) olacaktır. Günün belli saatlerinde, ev sakinleri gözetiminde evin geri kalanı içerisinde dolaşması olabilecek kazaları en aza indirmek için idealdir. Yalnız bu noktada tavşanların sosyal hayvanlar olduklarını ve onlar ile iletişim kurulmazsa çok mutsuz olabileceklerinin üstünden geçmekte fayda var. Kafes içinde veya odasında bütün gün unutulmuş bir tavşan kadar kötü bir şey olamaz. Özellikle kafeste yaşayan tavşanların günde 3-4 saat evin içinde gezinip koşmaya ihtiyaçları vardır.
Kafes veya odanın içinde kendine ait minik bir kulübesi olması tavşanın kendisinin güvende hissetmesini sağlayacaktır. Kulübe konusunda dikkat edilecek noktalar ise: tavşanların büyüdüğünü unutmayarak çok ufak yapılmaması ve mutlaka iki adet kapısının bulunmasıdır.
Kafesin zemini hakkında: demir telleri olan zeminler tavşanların patilerini acıtır, öte yandan düz zeminli kafesler idrar ve dışkı ile sürekli temasa sebebiyet verirler. Bu hem hayvan hem de insan sağlığı açısından çok yanlıştır. Bu sebeple zemini tavşan ayağına uygun ızgara telli kafeslerin seçilmesi uygunudur.
Kafes ve yaşam alanı konusunda dikkat edilecek noktalar:
- sıcaklığın 8-24 derece arasında olması,
- temiz içme suyunun ve bol samanın bulunması,
- tuvaletinin temiz olması kağıdının (boyasız kağıt) her gün değiştirilmesi
- yaşam alanının haftanın belli günlerinde temizlenmesi (bkz. Hijyen)
- kemirebileceği oyuncakları bulunması
- içine girip kazabileceği ve saklanabileceği oyuncakları bulunması
- tuvaletinin yerinin değiştirilmemesi (bkz. Tuvalet alışkanlığı)
Tavşanlar crepuscular, yani gece aktif olan hayvanlardır. Gündüzleri kendi köşelerine çekilip uyumayı tercih edeler. Aktif olduklarında ise yapmayı en çok sevdikleri şeyler kazmak ve kemirmektir. Tavşanların kemirgen hayvanlar olduklarını ve onları kemirmekten asla alıkoyamayacağımızı asla unutmamalıyız. Kemiremiyor olmaları dişlerinde ve sindirimlerinde de problemlere yol açacaktır.
Evde bir tavşanın tamamen serbest gezmesi için evin çok iyi izole edilmiş olması gerekir (bkz. Kemirme ve izolasyon). Eğer bu yapılmamışsa tavşan kemirmemesi gereken eşyaları kemirecek (halı, mobilya kenarları ve kablolardan kaçışınız yok), hem eşyalara zarar verecek, hem de kendi sağlığını riske atacaktır. Bu yüzden tavşanın evde yüzde yüz serbest gezinmesi önerilen bir şey değildir. Evde özgürce dolaşan bir hayvan isteniyorsa tavşan bunun için iyi bir seçim değildir.
Yaşam Alanı:
Tavşan ile yaşarken ideal yol tavşanlar için yapılmış büyük kafesleri tercih etmek veya tavşan için özel bir oda ayırmak (kapalı balkon gibi) olacaktır. Günün belli saatlerinde, ev sakinleri gözetiminde evin geri kalanı içerisinde dolaşması olabilecek kazaları en aza indirmek için idealdir. Yalnız bu noktada tavşanların sosyal hayvanlar olduklarını ve onlar ile iletişim kurulmazsa çok mutsuz olabileceklerinin üstünden geçmekte fayda var. Kafes içinde veya odasında bütün gün unutulmuş bir tavşan kadar kötü bir şey olamaz. Özellikle kafeste yaşayan tavşanların günde 3-4 saat evin içinde gezinip koşmaya ihtiyaçları vardır.
Kafes veya odanın içinde kendine ait minik bir kulübesi olması tavşanın kendisinin güvende hissetmesini sağlayacaktır. Kulübe konusunda dikkat edilecek noktalar ise: tavşanların büyüdüğünü unutmayarak çok ufak yapılmaması ve mutlaka iki adet kapısının bulunmasıdır.
Kafesin zemini hakkında: demir telleri olan zeminler tavşanların patilerini acıtır, öte yandan düz zeminli kafesler idrar ve dışkı ile sürekli temasa sebebiyet verirler. Bu hem hayvan hem de insan sağlığı açısından çok yanlıştır. Bu sebeple zemini tavşan ayağına uygun ızgara telli kafeslerin seçilmesi uygunudur.
Kafes ve yaşam alanı konusunda dikkat edilecek noktalar:
- sıcaklığın 8-24 derece arasında olması,
- temiz içme suyunun ve bol samanın bulunması,
- tuvaletinin temiz olması kağıdının (boyasız kağıt) her gün değiştirilmesi
- yaşam alanının haftanın belli günlerinde temizlenmesi (bkz. Hijyen)
- kemirebileceği oyuncakları bulunması
- içine girip kazabileceği ve saklanabileceği oyuncakları bulunması
- tuvaletinin yerinin değiştirilmemesi (bkz. Tuvalet alışkanlığı)
Beslenme:
(bkz: Beslenme) bölümünde üzerinden geçildiği üzere kuru hazır mamaların belli bir miktardan fazla verilmemesinde yarar var. Bu konuda bazı bitkilerin zehirli olduklarını unutmamak gerekir. Bu yüzden her gördüğümüz yeşilliği eve getirip tavşanımıza ikram etmemek konusunda dikkatli olunmalı. Tavşanlara çürümüş, taze olmayan yeşilliklerin verilmemesi gerekir. Yeşillikleri verirken yıkayıp kurulamak gerekir.
Dikkat!!!
Tavşanların iki ayda bir tırnaklarının kesilmesi gerekir. (bkz: Hijyen) Dişler de bir çene probleminde normalden fazla uzayabilir. Tüm bunlar, hem de genel check-up için düzenli veteriner ziyaretleri yapmakta yarar var.
Tutuş:
Tavşanı kucağa alma ve kucakta tutma ile ilgili ufak bir iki noktayı eklemekte yarar var. Tavşanları tutup kaldırırken önerilen yöntem bir elle ensesinden kaldırıp diğer el ile arka bacaklarından tutup kavramaktır. Ancak biz Topi çok büyüdüğü için bu yöntemde başarılı olamadık ve iki elimizle belinden tutarak kaldırıyoruz. Bu pozisyonda fazla tutulmadıkları sürece zararı olmaz. Bu şekilde kucağınıza aldıktan sonra tavşanı kolunuzun üstünde sabitleyip diğer elinizle de sıkıca üstten tutun çünkü kucağınızdan atlamak isteyebilirler. Atlarlarsa bel kemiği veya ayak kırma riski olduğu için mutlaka yere yakın bir mesafeden eğilerek bırakmak gerekir. Tavşanlar kendilerini emniyette hissetmek için mutlaka arka ayaklarının yerde olmasını veya bir zemin üzerinde olmasını tercih ederler. Kucağınızda arka araklarının ya kolunuzun ya da karnınızın üstüne gelmesine dikkat edin.
Oyuncaklar:
Büyük bir kutunun içine konulmuş samanlar bir tavşan için mükemmel bir oyuncaktır. Kazıp içine girecek, samanları ayıracak, dağıtacak, bir kısmını yiyecek ve eğlenceli saatler geçirecektir. Bu eğlenceli saatlerin sonunda ortalık birazcık (!) dağılacak ve eğlencenin bedelini tavşan sahipleri ortaya saçılmış samanları temizleyerek ödeyecekler, ama çok mutlu bir tavşanınız olmuş olacak.
Peki ama saman bulunamıyorsa ne olacak? Öyle ya, mesela İstanbul’da şehrin ortasında canımız isteyince samanı nereden bulalım? Biz de bu sorunu yaşayıp çevreye sormaya başladık. Bu konuda gelen ilk öneri bir şarküteri sahibindendi: yumurtaların saman içinde geldiğini ve samanları tavşanımız için ayırabileceğini söyledi. Bu öneriyi sevinçle kabul ettik, fakat gelen samanların çok ince ve kısa doğranmış ve içinde yumurta taşındığı için pis olduğunu gördük. Tavşanımız da bunlar ile hiç ilgilenmedi. Halbuki bir tarla kenarında bulduğumuz uzun buğday ve arpalar çöplerini çok sevmişti.
Saman bulamadığımız zamanlarda imdadımıza kartonlar plakalar ve koliler yetişti. Tavşanımızın odasında sürekli kocaman sert karton plakalar vardır. Bunları doyasıya kemirmekte özgürdür. Ayakkabı kutuları veya kolileri sakın atmayın ve tavşanınıza verin.
Bu işlevi görecek başka bir madde manavların sebze meyve taşıdıkları tahta kutulardır (Topi’nin en sevdiği oyuncağı). İnce tahtadan yapılmış olan bu kutuları tavşanlar kemirmeye bayılırlar. Bu zevkli kemirme seansları sonunda ortalık epey dağılmış olacak, yerler bir marangoz atölyesini aratmayacak kadar kıyılmış ve kemirilmiş parçalar ile dolu olacak.
Topi'nin oynamayı çok sevdiği karton kutusu: Kağıt kırpığı ve saman ile doldurulmuş
Topi’nin bir günü:
Topi gününün büyük bir kısmını kapalı bir balkonda geçiriyor, burası tamamen ona ait olan bir alan. Tuvaleti, evi, mama ve su kabı, kemireceği oyuncakları burada duruyor. Gün içinde ise toplam 3-4 saate yakın evin ofis odasında geçiriyor. Bu oda tamamen bunny proof hale getirilmiş ve odada kemireceği karton kutuları, kağıt topları ve tahta parçaları var ve saklanmayı sevdiği dolap arkası gibi minik tüneller ve noktalar mevcut. Bunun dışında her gün salon ve koridorda bizim gözetimimizde yürüyüşe çıkıyor.
Benim odama gelip yatağımın arkasına girmeyi çok seviyor. Buna çok fazla izin vermiyoruz çünkü sanırım yatağın arkasına girdiği zaman oradan sihirli bir tünel ile bir yerleşe çıkacağına inanıyor, halıflexi kazıp kemirmeye çalışıyor. Zaten benim odamda vukuat sayısı bol olduğu için kesinlikle yalnız kalması söz konusu değil.
Büyük bir kutunun içine konulmuş samanlar bir tavşan için mükemmel bir oyuncaktır. Kazıp içine girecek, samanları ayıracak, dağıtacak, bir kısmını yiyecek ve eğlenceli saatler geçirecektir. Bu eğlenceli saatlerin sonunda ortalık birazcık (!) dağılacak ve eğlencenin bedelini tavşan sahipleri ortaya saçılmış samanları temizleyerek ödeyecekler, ama çok mutlu bir tavşanınız olmuş olacak.
Peki ama saman bulunamıyorsa ne olacak? Öyle ya, mesela İstanbul’da şehrin ortasında canımız isteyince samanı nereden bulalım? Biz de bu sorunu yaşayıp çevreye sormaya başladık. Bu konuda gelen ilk öneri bir şarküteri sahibindendi: yumurtaların saman içinde geldiğini ve samanları tavşanımız için ayırabileceğini söyledi. Bu öneriyi sevinçle kabul ettik, fakat gelen samanların çok ince ve kısa doğranmış ve içinde yumurta taşındığı için pis olduğunu gördük. Tavşanımız da bunlar ile hiç ilgilenmedi. Halbuki bir tarla kenarında bulduğumuz uzun buğday ve arpalar çöplerini çok sevmişti.
Saman bulamadığımız zamanlarda imdadımıza kartonlar plakalar ve koliler yetişti. Tavşanımızın odasında sürekli kocaman sert karton plakalar vardır. Bunları doyasıya kemirmekte özgürdür. Ayakkabı kutuları veya kolileri sakın atmayın ve tavşanınıza verin.
Bu işlevi görecek başka bir madde manavların sebze meyve taşıdıkları tahta kutulardır (Topi’nin en sevdiği oyuncağı). İnce tahtadan yapılmış olan bu kutuları tavşanlar kemirmeye bayılırlar. Bu zevkli kemirme seansları sonunda ortalık epey dağılmış olacak, yerler bir marangoz atölyesini aratmayacak kadar kıyılmış ve kemirilmiş parçalar ile dolu olacak.
Topi'nin oynamayı çok sevdiği karton kutusu: Kağıt kırpığı ve saman ile doldurulmuş
Topi’nin bir günü:
Topi gününün büyük bir kısmını kapalı bir balkonda geçiriyor, burası tamamen ona ait olan bir alan. Tuvaleti, evi, mama ve su kabı, kemireceği oyuncakları burada duruyor. Gün içinde ise toplam 3-4 saate yakın evin ofis odasında geçiriyor. Bu oda tamamen bunny proof hale getirilmiş ve odada kemireceği karton kutuları, kağıt topları ve tahta parçaları var ve saklanmayı sevdiği dolap arkası gibi minik tüneller ve noktalar mevcut. Bunun dışında her gün salon ve koridorda bizim gözetimimizde yürüyüşe çıkıyor.
Benim odama gelip yatağımın arkasına girmeyi çok seviyor. Buna çok fazla izin vermiyoruz çünkü sanırım yatağın arkasına girdiği zaman oradan sihirli bir tünel ile bir yerleşe çıkacağına inanıyor, halıflexi kazıp kemirmeye çalışıyor. Zaten benim odamda vukuat sayısı bol olduğu için kesinlikle yalnız kalması söz konusu değil.
Topi eğlenmiş! Zevkle kemirdiği tahta sandığı ve oyun kutusunu kazmış, kemirmiş, dağıtmış. Ortalık biraz (!) dağılmış.
TAVŞANLARDA KULAK UYUZU | |||||
| |||||
TAVŞANLARDA KULAK UYUZU | |||||
| |||||
Arkadaşlar Mercan bu tarife Hayran!Bence Sizin ponponlarınızda hayran kalıcak. İşte tarif :
Malzemeler:
Mısır Tanecikleri,
Maydonoz Sapları,
Marulun beyaz kısımları,
Kuru ot,
Yumurtanın kabuğu,
Biber,
Su.
Hazırlanışı:
Küçük ve basık bir kabın içine bütün malzemeleri koy.
Çok Fazla mısır koyma çünkü bazen gaz yapıyor.Maydonozun saplarını güzelce yıka ve kaba ilave et.Bunların hepsini güzelce karıştır.Üzerine tavşanın su içmiyorsa çok az (yaklaşık 3 damla) Su ilave et.Sıra geldi yumurtaya.Yumurtayı soy.Kabuklarında az az diyer malzemelerin arasına ilave et.Yumurta kabuğunu küçük küçük bölki Tavşanın yiyebilsin.Kuru otlarına uzun ve ince şakilde ilave et.
Faydaları:
Yumurta Kabuğu:Yumurta kabuğunun faydası Kalsiyumdur.Özellikle Tavşanının Kemikleri için gerekli bir maddedir.
Maydonoz Sapı:maynonoz sapının en büyük faydası Lezzetidir.Kısacası tavşanın için bu mama resmen Pizza gibi.
Mısır: Mısır daha pişmemiş olduğu için serttir.Buda tavşanının dişi için çok sağlıklı.
Kuru ot: Kuru otlar tavşanın için saman yerine geçer.Ama mamaya sakın saman karıştırma.Ve kuru otu çok severler.
Biber:Biberde bol miktarda vitamin var.
Diğerlerinide biliyorsunuz çok lezzetli olduğu için ilave ettik
Şimdiden Afiyet olsun
1-Gebelik süresi:
Gebelik süresi ortalama 31-32 gündür. Bu süre 30 veya 33 günde olabilmektedir. Bu sürelerden daha uzun hatta 40 güne kadar gebelik süreleri çok nadir de olsa görülmektedir. Böyle uzun süreli gebeliklerde doğum çok güç olur genellikle de yavrular ölü doğar yada doğum sırasındaki yaralanmalar nedeniyle bir süre sonra ölürler. Bu şekilde geç ve güç doğum yapan dişiler damızlıktan çıkarılmalıdır Geç doğum, tavşanların fazla yağlanmalarından ileri geldiği gibi hormonal dengesizlikten de kaynaklanabilir. 30 günden daha kısa süren gebeliklerde doğan yavrularda yaşama gücü düşük olduğu gibi ölü doğum oranı da yüksektir. Geç doğuma başka bir sebep de ana karnındaki yavru sayısının az olmasıdır.
2-Damızlık çağı ve damızlıkla kullanma süresi
Dişilerin ve erkeklerin ilk damızlıkta kullanma çağı ırka ve hayvanların gelişme durumuna bağlı olarak değişir. Hafif ırklar daha erken gelişir ve cinsel olgunluğa daha çabuk erişirler. Dişiler erginleşince hemen aşıma verilmelidir. Çiftleştirme çok fazla geciktirilirse hayvanların yağlanmalarından doğan bir takım sorunlar ortaya çıkabilir. Hafif ırklar yaklaşık olarak 4-5 aylık , orta ağırlıktaki ırklar 5-6 aylık , iri ırklar 8-10 aylık yaşta aşıma verilmelidir. Dişilerin ilk aşımda kullanılması için diğer bir kriter de ergin ağırlığının % 75 ine ulaştıkları zamandır. Tavşanlarda ortalama damızlıkta kullanma süresi 2 yıldır. Entansif et tavşancılığında dişilerden yılda 7-8 batın alabilmek için iyi bir seleksiyon yapılmalıdır. Bunun için genellikle dişilerin 2 . batından sonra damızlıktan çıkarılmaları gerekir.
İlk kez çiftleştirilecek erkek damızlıklar sakin ve kızgınlık göstermiş dişilere verilmelidir. Erkek tavşanlar en yüksek performansı 7-8 ayda gösterirler. Bu aylarda aşıma isteksiz olan veya performansı düşük olan erkekler elden çıkarılmalıdır. Erkek damızlıkların fazla kullanılmasından sakınmak için sürüde 4-5 dişi için bir erkek bulundurulur ve 2 günde bir 2 defa çiftleştirilebilir.
3.Çiftleştirme
Tavşanda kızgınlık belirtileri görüldüğünde dişi tavşan erkeğin kafesine götürülerek aştırılması sağlanır. Kızgınlık gösteren tavşanda huzursuzluk ,iştah azalması,yuva hazırlama yemlik ve suluklara çenesini sürtme ,vulvanın kanla dolup kızarması gibi belirtiler görülür. Hayvanların çiftleştirme programına göre ve bir defada pazarlanması istenen miktarda yavru gözönüne alınarak fazla sayıda dişinin aynı günde çiftleştirilmesi yerinde olur. Aşımın mutlaka erkeğin kafesinde olması gerekir. Çünkü dişi tavşan ,kafesinde başka bir tavşan istemez ve erkeğe saldırarak yaralayabilir. Aynı şekilde erkek tavşanda yabancı bir kafeste aşıma istek göstermeyebilir. Aşım dişi tavşan erkeğin kafesine konur konmaz gerçekleşebilir. Aşımın olduğu erkeğin yana devrilmesinden anlaşılır. Çiftleşen dişi tavşan hemen kendi kafesine götürülmelidir. Her 4-5 dişi tavşan için 1 erkek tavşan yeterlidir. İlk kez aştırılan erkekler ,kızgınlık gösteren ve daha önce doğum yapmış dişilere verilmelidir. Çiftleşme olduktan sonra aşım tarihi tavşanın kafes kartına ve aşım defterine işlenmelidir. Böylece doğum için alınacak önlemler unutulmamış ve aynı zamanda hayvan tekrar çiftleştirilmemiş olur.
4.Gebelik ve Teşhisi
Gebelik süresi normal olarak 31 gündür. Eğer olgunlaşan ve döllenen yumurta sayısı az ise gebelik süresi uzar,yavru sayısı çoksa gebelik süresi daha kısadır. Gebelik döneminde tavşanlara mümkün olduğu kadar sakin bir ortam sağlamalıdır. Gebe tavşanların davranışları değişir. Öncesine kıyasla daha sakin olurlar. İştah artışı, gebeliğin ikinci yarısında ağırlık artışı ve karın büyümesi gibi belirtiler görülür. Doğumdan 2 – 3 gün önce göğüs ve karın altı tüylerini yolarak yuva hazırlamaya başlarlar. Deneyimli yetiştiriciler gebeliğin 13–15 . gününde hayvanların karnına dikkatli şekilde dokunarak (Palpasyon) gebeliği teşhis edebilirler.
Beklenen doğum tarihinden birkaç gün önce iyice temizlenip dezenfekte edilmiş doğum sandıkları kafese yerleştirilir. Doğum sandıklarına bol ve temiz yataklık (kuru ot, talaş v.b.) konur. Tavşanların önünde her zaman yem ve su bulunmasına özen gösterilmelidir. Tavşan bazen doğum sandığına yavrulamaz. Kafese doğuran tavşanların yavruları soğuktan ölebilirler. Böyle yavrular zaman geçmeden ısıtılırlarsa, cansız gibi görünmelerine karşın kurtarılabilirler. Fazla tüy yolmuş olan tavşanlardan bir miktar tüy toplanarak saklanırsa, tüy yolmamış olanların doğum sandıklarına konularak yuva hazırlamak mümkün olur. Doğum genellikle gece olur. Bir batında doğan yavru sayısı 1 – 15 arasında değişmekle beraber ortalama olarak 8 – 10 arasındadır. Yavrular gözleri kapalı ve tüysüz doğarlar. Doğumdan sonra birkaç gün içinde tüylenmeye başlarlar ve 10 günde gözleri açılır.
5.Gebeliği etkileyen etmenler
Gebeliğin oluşmasını önleyen veya gebelik oranının düşmesine neden olan faktörleri yalancı gebelik, mevsim, yaş, zayıf kondisyon ve hastalıklar olarak sıralayabiliriz.
Fertil olmayan bir çiftleştirme veya tavşanların birbiri üzerine atılması ile oluşan ovulasyon sonucu yalancı gebelik durumu ortaya çıkar. Böyle durumlarda gerçek gebelikte olduğu gibi yumurtalıkta başka bir yumurtanın olgunlaşmasını engelleyen sarı cisim meydana gelir. Yalancı gebeliğin görünümü gerçek gebelikte olduğu gibidir ve 16 – 20 gün sürer. Bu sürenin sonunda tavşan tüy yolar ve yavru yapmaya hazırlanır. Yalancı gebe olan tavşanlar 20 . günden sonra yeniden aştırılabilirler. Sık sık yalancı gebelik gösteren tavşanlar sürüden çıkarılmalıdır.
Tavşanlarda gebelik oranı mevsime bağlı olarak değişir. İlkbaharda gebelik oranı en yüksektir. (%85) Özellikle sonbaharda ve kışın gebelik oranı % 30 - %40 a kadar düşer. Damızlık seçiminde düzenli olarak yavrulayan anaların döllerini seçmeye özen göstermelidir.
Gebeliği önleyen diğer bir etken de yaş ve hayvanın fiziksel durumudur. Henüz cinsel olgunluğa gelmemiş veya fazla yaşlı tavşanlar çiftleştirilmemelidir. Sürüde gebelik oranını olumsuz etkileyen iştahsız, fazla yağlanmış, çok zayıf ve uzun süre tüy döken veya herhangi bir nedenle kondisyonu bozulmuş olan tavşanlar üreme faaliyetlerini sürdüremezler. Aynı şekilde hastalık belirtisi gösteren tavşanlar da çiftleştirilmemelidir.
6.Laktasyon
Tavşanlarda genellikle 4 çift halinde 8 meme bulunur. Bununla beraber 5 – 6 çift arasında değişen sayıda memesi bulunan tavşanlara da sık rastlanır.
Tavşanlar yavrularını günde 1 –12 kez ve çoğunlukla sabahları emzirirler. Tüm emzirme süresi 2.5 – 4 dakikadır. Tavşan sütü yağ ve proteince zengindir. Sütün bileşimi laktasyon süresince değişir. Laktasyon süresi 6 – 8 hafta olup, süt verimi yaklaşık 7 kg’ dır.
7.Yavruların bakımı
Yeni doğmuş yavrular soğuğa karşı fazla duyarlıdırlar. İyi bir yuvadan yoksun veya doğum sandığı dışında bulunan yavrular soğuktan ölebilirler. Bu nedenle doğumdan kısa bir süre sonra yavruların kontrol edilmeleri gerekir. Doğan yavrular sayılır, zayıf ve ölüler alınır. Beslenme ve sağlık durumları izlenir. İyi bir ana 8 veya daha fazla sayıda yavruyu büyütebilir. Bir önceki doğumdan ananın kaç yavruyu büyütebileceği biliniyorsa bu sayıda hayvan ananın yanında bırakılır. Bakabileceğinden daha fazla yavru doğurmuş anaların fazla yavruları veya herhangi bir nedenle doğumdan sonra anaları ölen yavrular, yeni doğum yapmış başka analara dağıtılabilir. Bu işlem yapılırken birkaç saat için ananın kafesinden uzaklaştırılması yerinde olur. Aksi halde ana tavşan yabancı kokuyu hissederek yavruları reddeder. Damızlık işletmelerde yavruların dengelenmesi ebeveyn kontrolünü güçleştirir. Bu gibi durumlarda yavrular işaretlenmeli veya farklılıkları açıkça belirgin olan bir ırka ait verilmelidir.
Bazen dişiler yavrularını yerler. Bu duruma kannibalizm denir. Kannibalizm kalıtsal olduğu gibi anaların gebelik sırasında ve doğumdan sonra kalite ve kantite bakımından yetersiz beslenmesi, susuz kalması, korkutulması gibi nedenlerden kaynaklanabilir. İki doğumda yavrularını yiyen damızlıklar sürüden çıkarılmalıdır.
Yavruların en duyarlı oldukları dönemlerde bakım ve beslemelerine özen gösterilmelidir. Yavrularda ölüm en çok doğumdan sonraki ilk üç günde görülür. 2 – 5 . haftalarda sindirim organlarında enfeksiyonlar görülebilir. 6 – 16 ncı haftalarda koksidiyoza karşı önlem alınmalıdır.
Yavrular 18 – 21 nci günlerde ana sütüne ek olarak yem yemeye başlarlar. Bu dönemde dane yemle birlikte kuru ot ve fazla olmamak koşuluyla taze ot verilebilir. Yavruların 18 günlük yaşta ağırlığının saptanması ananın süt verimi hakkında bir fikir verir. Bundan dişilerin seleksiyonunda yararlanılabilir.
8.Sütten Kesme
Her ne kadar tavşanlar 6, hatta 8 haftaya kadar süt verseler de, anaç başına yıllık batın sayısını artırmak amacıyla 4 ncü haftadan itibaren yavrular anadan ayrılabilmektedir. Sütten kesimde en sağlıklı yöntem anayı başka bir kafese almaktır. Yavrular aralarındaki yaş farkı 10 günü aşmamak üzere 2 veya 3’ er lik gruplar halinde, m2 ye 8 – 12 tavşan düşecek şekilde veya 1 m2 lik besi kafeslerinde büyütülebilirler. Besi döneminde tavşanların önünde daima yeterli miktarda yem ve temiz su bulundurmalıdır.
9.Tavşanların Taşınması
Tavşanlar, kesinlikle kulaklarından veya bacaklarından tutarak taşınmamalıdırlar. Küçük tavşanlar en uygun şekilde belinden kavranarak taşınırlar. Orta ağırlıkta ve ağır tavşanlar sağ elle omuz bölgesinin derisi tutulup, sol elle sağrı bölgesi desteklenerek taşınmalıdır.
TAVŞAN BESLEMEDE KULLANILAN YEMLER:
1. Enerji yemleri: Arpa, buğday, mısır, yulaf, çavdar, sorgum yaygın olarakkullanılmaktadır.
Mısırın sadece besi tavşanlarına verilmesi uygundur.
Arpa ve yulaf ezilerek,mısır kırılarak verilirse daha iyi değerlendirilir.
Arpa, yulaf, mısır, pirinç çimlendirilerek verilirse dölveriminde yükselme, yavrularda çabuk gelişme sağlanır.
Yemlik un, buğday kepeği,değirmen artıkları da enerji kaynağı olarak az miktarlarda kullanılabilir. Çünkü bunlar lakzatif etkilidir ve rasyonda yeterli selüloz bulunmalıdır.
Tavşan yemlerinde hayvansal kökenli yemler nadiren kullanılır. Genelde küspeler tercih edilir. Yerfıstığı küspesi tavşanların en iyi yediği küspedir, hem protein hem de enerji kaynağı olarak mükemmeldir. Bundan başka soya küspesi, kurutulmuş bira posası, ayçiçeği küspesi,kolza küspesi, susam küspesi, keten tohumu küspesi, pamuk tohumu küspesi değişik miktarlarda kullanılabilir.3. Kuru kaba yemler: Tavşan rasyonlarına fazla miktarlarda kuru kaba yemlerkatılmaktadır. İyi kaliteli kuru ot rasyonun maliyetini düşürmektedir. Kullanılan otun temiz, küfsüz ve tozsuz olması gerekir, aksi takdirde çeşitli sindirim bozuklukları gelişir.
Baklagil otları: Özellikle yonca tavşanlar için en iyi kaba yemdir. Baklagil otları protein bakımından zengindir ve oldukça lezzetlidir. Ayrıca düzenli sindirim için gerekli selülozu da sağlar. Aşımda olmayan erkekler, kurudaki dişiler için tek yem olarak verilebilir. Gebe ve laktasyondaki dişilerin rasyonlarına % 40 düzeyinde katılabilir. Tavşan beslemede kullanılan baklagiller, taş yoncası hariç diğer yonca çeşitleri, burçak, yerfıstığı gibidir.
Buğdaygil otları: Fiyatları uygunsa çeşitli çayır otları kullanılabilir. Baklagillere nazaran protein, Ca ve vitamin A aktivitesi bakımından yetersizdirler, daha fazla selüloz içerirler.
4. Yeşil otlar: Tavşanlar çok çeşitli otları tüketmektedir. Ancak bunlar fazla sulu olduğu için besin maddeleri yetersizliklerine karşı önlem alınmalıdır.
5. Diğer yemler: Tavşan beslemede bahçe kırpıntıları, sofra artıkları, meyve ve sebze artıkları ve yan ürünleri kullanılabilir. Bunlar arasında patates kabukları, turunçgil posa ve kabukları, elma ucuz ve ilave yem kaynaklarıdır. Yer elması yaprağı, marul, ısırgan otu, deve dikeni, enginar yaprağı ve sapı da verilebilir.
Özellikle kışın taze yeşil yemlerin olmadığı zamanlarda tavşan rasyonlarına kök veyumruların ilave edilmesi yararlıdır. Bunların su içeriği % 90 civarındadır ve protein miktarı oldukça düşüktür (% 1-4). Bu nedenle rasyona fazla konulmamalıdır. Tavşanlara bu yemler verildiğinde ilk önce bunları tüketirler, kaliteli yemleri bırakabilirler.
Pancar, havuç, şalgam,patates (pişirilerek verilirse iyi sindirilir) gibi yemlerin günlük miktarı vücut ağırlığının % 1.5'unu aşmamalıdır. Ayrıca damızlık tavşanlara ve 3 aylıktan küçük yavrulara yedirilmemelidir.
Bazen odunsu bitkilerin sürgünleri çiğnemeyi teşvik etmek için ve selüloz kaynağı olarak tavşanlara yedirilir.TAVŞANLARIN BESLENMESİ:
Tavşan beslemede genelde pelet yemler tercih edilir. Pelet yemler % 50-60 konsantre, % 40-50 kaba yem içerirler. Peletlerin 3-5 mm çapında ve 3-6 mm uzunluğunda olmaları tavsiye edilir. Daha büyük peletler ısırılarak ufalanmakta ve yem israfına sebep olmaktadır.
Küçük peletler ise yavruların çok hızlı kuru yem tüketmesine, dolayısıyla sindirim bozukluklarına yol açar.
Tavşanlar toz halindeki yemleri yeterince değerlendiremez, böyle yemler nazalproblemlere yol açabilir. Ayrıca açık suluklar kullanılıyorsa suyun çok çabuk kirlenmesine, su ve yem tüketiminin durmasına sebep olurlar. Buna karşılık otomatik sulama sistemi olan ünitelerde toz halinde rasyonlar kullanılabilmektedir.Tavşanlar bazen yavrularını yiyebilirler. Bunun sebepleri;
- Beslenme yetersizliği olabilir. Bu sebeple yeşil ot, pancar, havuç, yeterli su verilmesi tavsiye edilir.
- Rasyondaki protein yetersizliğine bağlı olabilir. Rasyona et unu, süt tozu veya soyaküspesi katılması yararlıdır.
- Rasyonda D ve B vitaminleri yetersiz olabilir. B vitaminleri kaynağı olarak kepek veya bira mayası, D vitamini için her gün rasyona bir kahve kaşığı balık yağı katılır. Ya da rasyona sentetik vitamin preparatları ilave edilebilir.
Sütten kesilen yavruların rasyonlarına % 10 oranında yağsız süt tozu katılması faydalıdır
Damızlık olarak büyütülen yavrulara % 99 yonca peleti (% 15-16 HP) + % 1 tuzdanoluşan bir rasyon verilebilir. Hayvanlar şişmanlamayacak şekilde beslenmelidir, çünkü şişman olanlarda sık sık dölverimi problemleri görülür.
ÖKSÜZ YAVRULARIN BESLENMESİ:
Dişi doğum esnasında veya daha sonra ölürse kalan yavruları ya az yavrulu başka bir dişiye verilir ki bu uygulama en pratik olanıdır ya da aşağıdaki şekillerde suni olarak beslenirler.
1. İlk iki hafta boyunca inek veya keçi sütü ya da ticari süt ikamesi verilir. Bunlar vücut ısısında olmalıdır ve damlalıklı şişe veya oyuncak bebek biberonu ile içirilirler.
2. Daha sonra süte ilave olarak taze çayır, ezilmiş yulaf gibi katı yemler verilir.
3. Yavrular yaklaşık 17 günlük olduklarında süt bir kabın içine konur ve az miktarlarda büyütme yemi verilir.
4. Yem miktarı derece derece artırılır.
Bu siteye tesadüfen rastladım ve merak ettiğim ilk şey; tavşan beslenmesi doğru şekilde tarif ediliyor mu, oldu.
Sağlıklı sayılabilecek bazı gıdaların yanısıra peletlerin de tavsiye edildiğini görünce, ufak çaplı bir şok geçirdim, zira peletler tavşan midesi için son derece zararlıdır.
Bu sitenin kurucularının ve üyelerinin, bu narin ve barışçıl hayvanları gerçekten çok sevdiğini farkettiğimden, bir katkıda bulunmam gerektiğine karar verdim.
Aşağıda size sunduğum bilgiler, tavşanın özgür doğadaki gibi beslenmesi gerektiğini savunan, yabancı araştırmacılar ve hayvansever sitelerden derlediğim bilgilerdir.
Tavşan ve Beslenme
Serbest olarak kırlarda yaşayan tavşanların temel besin maddesi, kırlarda yetişen otlar, yabani bitkiler, şifalı otlar, çiçekler, kökler, ağaç dalları, yaprakları, yemişler ve tek tük meyvelerdir. Ancak tavşanlar, komşunun bahçesine dadanıp, salata, marul, havuç, ıspanak, lahana ve karnabahar gibi sebzeleri de yemeye bayılırlar.
Tavşanların beslenmesindeki anahtar sözcük “seçiciliktir”.
Tavşanlar "seçerek" beslenirler. Yani, her tavşan kendi sağlığı ve o andaki ihtiyaçları için hangi bitkiden, ne kadar ve "ne oranda" yemesi gerektiğini iyi bilir. Rahatsızlandıklarında hangi şifalı otları yiyip iyileşeceklerini çok iyi bilirler. Bunu akılda tutmak çok önemli.
Bu yüzden tavşan beslediğinizde, önüne her tür gıdadan bol bol bırakmalısınız ve sabah bıraktığınız besinler akşama muhakkak artmalı. O artan gıdaların neler olduğuna bakıp, onlardan bir dahaki sefer daha az vermelisiniz ama asla onları da bitirmeleri için zorlamamalısınız, yeni ve taze yiyecekler koymalısınız önlerine.
Artan besinler, eğer mesela kırlardan topladığınız bitkilerden ise, muhtemelen zehirli veya onlar için o an yararsız olabilirler. O yüzden asla tabaklarını tamamen bitirmelerini beklememelisiniz. Tavşanların beslenmesindeki seçicilik olayı budur ve bu onları sağlıklı ve canlı kılar.
Tavşanların Temel Besin Maddeleri:
1 – Kırlardaki Yabani Otlar/Bitkiler (sınırsız)
2 – Sebzeler/Salatalar/Otlar (sınırsız)
3 – Meyve (kısıtlı miktarlarda)
4 – Kurutulmuş Otlar/Yapraklar (sınırsız)
5 – Ağaç dalları ve Yapraklar (sınırsız)
6 – Tohum ve Tahıllar (kısıtlı miktarlarda)
7 – Kurutulmuş Sebze ve Meyveler (kısıtlı miktarlarda)
8 – Su
Yukarıda saydığımız temel besin maddelerinin bir kısmı sınırsız, bir kısmı da çok çok kısıtlı miktarlarda ve belirli dönemlerde verilmelidir.
1 – Kırlardaki Yabani Otlar/Bitkiler
Kırlarda bir metre karede, ortalama elli çeşit yabani ot/çiçek/bitki yetişmektedir. Tavşanlar bunlardan kendileri için gerekli olanları seçerek, uygun miktarda yerler. Bunlar onların "en temel" besin maddeleridir. Eğer tavşan yetiştirdiğiniz yerin yakınında temiz bir kırlık alan varsa, sabah akşam çıkıp taze taze bunlardan kesip/yolup taşanlarınıza sunmanız, hem en sağlıklı şekilde beslenmelerini sağlar, hem de tavşan yetiştiriciliğini bedavaya getirir. 4. maddede bahsettiğimiz kurutulmuş otlar, işte bu kırlardan toplayıp kurutacağınız otlardır ve bunlardan da, tavşanların salmalarında devamlı bulundurmanızda fayda var ki, es kaza yemleri erken bittiğinde, yiyecekleri başka bir çeşit olsun.
Kırlardan ot/bitki toplarken dikkat edeceğiniz hususlar; oto yola yakın yerden toplamıyoruz, ağaç veya duvar diplerinden toplamıyoruz (köpek işemiş olabilir), sanayi ya da fabrika olan yerlerden de toplamıyoruz.
Eğer sabah akşam ot toplamaya çıkacak haliniz yoksa, sabahleyin fazla fazla toplayıp, bir kısmını buz dolabında muhafaza edebilirsiniz.
Avusturyada teşvik edilen programda tavşanların, içinde barınaklarıyla birlikte, altıgen bir ana-salması var ve buna bağlantılı olarak, iki günde bir yer değiştirilen bir portatif salmada kendileri otluyorlar. Portatif salma iki günde bir altıgen ana-salmanın etrafında, papatya çizer gibi yer değiştiriyor. Akşam vakti de tavşanlar, üst kısmı da tel örgülü ve daha sağlam olan ana salmaya kapatılıyorlar. Bu şekilde tavşanlar sınırsız taze kır otlarıyla beslenme imkanı buluyorlar.
Bu arada, hiç endişelenmenize gerek yok, tavşanlar zehirli otları çok iyi ayırdedebilen mükemmel burunlara sahiptir.
2 – Sebzeler/Salatalar/Otlar
Yakınımızda kırlık bir alanımız yoksa ya da yeterli değilse, tavşanlarımızı insanların yediği bazı taze sebzeler, salata malzemeleri ve otlarla da besleyebiliriz. Şu durumda bunları kendimiz yetiştiştiriyorsak çok daha sağlıklı ve ucuz olur.
Dikkat edeceğimiz nokta, satın aldığımız malzemeleri çok çok iyi yıkamamız gerektiğidir. Zira tarım ürünleri çoğunlukla ilaçlanmakta ve gübrelenmektedir. Gerekirse dış kabuklar kullanılmamalıdır.
Tavşanlarımıza sunabileceğimiz sebzeler: salata, marul, kıvırcık, salatalık, ıspanak, kereviz sapı ve kereviz, havucun yeşilliği ve havuç, pazı, lahanalar, karnıbahar, brokoli, semizotu, dereotu, tere, roka, ebegümeci, ekşimen, rezene, mısır ve mısır yaprakları, turplar, pancarlar, maydonoz, aslandişi (sarı hindiba), maydonoz kökü, nane, papatya, fesleğen vsr.
Bu yukarda saydıklarımız, hiçbir işlemden geçirilmeden, sadece temiz yıkanıp fazla suyu akıtılarak büyük ağır bir tabak içinde tavşanlara sınırsız olarak sunulmalıdır.
3 – Meyve
Meyve hususunda dikkat edilecek noktalar:
Birincisi, meyvelerin mutlaka tam manasıyla olgunlaşmış olması gerekiyor.
İkincisi; yalnızca çok az miktarda verilmesi gerekiyor ve yine çok çok iyi yıkanarak.
Üçüncüsü, meyveyi asla tek başına değil, daima sebze tabağına katarak vermelisiniz.
Verebileceğiniz meyve çeşitleri: Elma, armut, kaysı, muz, kuşburnu, kavun, karpuz, üzüm, kiraz, kivi, şeftali, mürdümeriği.
4 – Kurutulmuş Otlar/Yapraklar
Tavşanların beslenmesinde kurutulmuş ot ve kuruyup düşen ağaç yapraklarının da yeri vardır, şöyle ki: Tavşanınızı zaten kırlık alandan biçtiğiniz ya da kökleriyle yolduğunuz bitkilerle beslemektesinizdir. Bunlardan fazla fazla toplayıp ayrıca kurutmanız gerekmektedir (uzun haliyle, hiç kırpılmadan). Bunun iki amacı vardır:
Birincisi, tavşanın salmasında daima “yedek gıda” olarak kurutulmuş ot bulundurulmalıdır (yaz-kış) ve bunlar üçte ikisi bitirildiğinde yenilenmelidir (kalanlar zehirli ya da yararsız ot olabilir).
İkincisi, kışın kırlardan ot toplamak zorlaşabilir; dolayısıyla kış için hazırlık ve yedek yem olarak büyük önem taşır.
Bu kuru otlar, kuru bir yerde, sağlıklı bir şekilde saklanmalıdır. İyi kalite kurutulmuş ot, mis gibi kokar. Bayatlamış kuru ot ise ya hiç kokmaz ya da rutubet almışsa küf kokar ki bu çok zararlıdır.
Ayrıca yazın pazarlarda bol bol ve ucuz olarak, kendi salatalarımıza kattığımız otlardan da (maydonoz, nane, dereotu vsr.) alıp kurutabilir ve tavşanların menüsünü zenginleştirebiliriz kış için.
5 – Ağaç Dalları ve Yapraklar
Kalın ağaç dallarının kabukları büyük bir zevkle kemirilir, daha ince dallar ise ot gibi yenilmekte. Bu davranış, tavşanların dişlerinin bilenmesine yardımcı olduğu gibi, onlar için ayrıca eğlenceli bir meşgale olmakta.
Ağaç dallarını tüm yıl boyunca sınırsız olarak ve yapraklarıyla, sürgünleri ve hatta çiçekleriyle birlikte verebilirsiniz.
Bunun için tüm meyve ağaçlarının budanan dalları, ayrıca huş ağacı, kayın ağacı, fındık dalları, gürgen dalları, akçaağaç, ıhlamur, böğürtlen çalıları, çam ağacının dalları uygundur.
Ancak bu ağaçların ilaçlanmamış olması gerekmekte!
6 – Tohum ve Tahıllar
Tohumlar ve tahıllar, tavşanların normal şartlarda pek fazla yedikleri gıdalardan değildir. Bunlar ancak yaz biterken ve sonbaharda çok az miktarlarda verilmelidir, kışa hazırlık için semirsinler, diye. Bazen de emziren anneye ya da biraz büyümüş yavrulara birer tatlı kaşığı kadar verilebilir. Tavşanlara söz konusu dönemde tahıl verecekseniz, başak halinde, doğada/tarlada bulunduğu şekliyle verin.
7 – Kurutulmuş Sebze ve Meyveler
Kurutulmuş sebze ve meyveleri hiç vermeseniz daha iyi. Zira özellikle kurutulmuş sebzeler mide suyuyla şişip, sindirim sistemini kupkuru bırakıp, zarar verebiliyor (bu konuda suni yemler, özellikle peletler bin beterdir, satıcı ne derse desin, asla vermeyin!). Özellikle sindirim sorunu olan tavşanlarınıza hiç vermeyin.
Kurutulmuş meyvenin ise şeker oranı çok yükseldiğinden ancak ender olarak diğer gıdalarla birlikte, çocuğunuzu sevindirin hesabı, az bir miktar ödül olarak verilebilir.
8 – Su
Tavşanın suyunu ağır ve kenarları içe bükülen bir toprak kapta vermeniz daha uygun. Bu kabı birkaç santim yükseğe koyarsanız zaten kirlenmeyecektir. Ve elbette ki her gün yıkayıp taze su koymak gerek.
Emme şişeleri gibi malzemeler hiç sağlıklı olmayıp çabuk mikroplanabiliyor.
Tavşanı dışarda besleyenler, kışın çok ayazlarda, su donacağı için hiç değilse günde iki üç kere değiştirmelidir.
Tavşanlara verilebilecek bütün gıda maddelerini inceledikten sonra, bir tavşan salmasında daima bulunması elzem olan besin maddelerini sıralayacak olursak:
Kırlık otlar (sınırsız olarak) + Kurutulmuş Kırlık Otlar + Su + Ağaç dalları
+ arada bir Meyve/Sebze
Kırlık ot yok ise, elbette her gün taze olarak sunamazsınız, ancak haftada bir, ya da iki haftada bir, kırlık alanların bulunduğu yerlere gidip, bol miktarda biçip/yolup evde kurutmanızda ve kuru ot olarak salmada bulundurmanızda fayda var. Arada bir pikniğe filan gidiyorsunuzdur, öyle değil mi?
Evet, kırlık taze ot yok ise şöyle bir menü olabilir:
En az 15 çeşit taze sebze/salata/ot/meyve + Kurutulmuş kırlık otlar + Su + Ağaç dalları
Bu yukardakilere ilaveten, yaz biterken ve sonbaharda ya da gebe/emzikli annelere/büyüyen yavrulara çok az miktarda tahıl/tohum karışımları (tahılları başak halinde) verebilirsiniz.
Ayrıyeten bir salmada bulunması gereken ve tavşanın sindirimi için gerekli şifalı otlar vardır. Bunları geniş saksılarda yetiştirip salmalarına koyabilirsiniz. Bunlar en başta gerçek papatya, rezene, dereotu, maydonoz, civanperçemi, kekik, adaçayı, mercanköşk gibi sindirim sistemini rahatlatan, iyileştiren bitkilerdir.
Yani özetlemek gerekirse,
asla ama asla suni yem ve peletlerin tavşanların beslenmesinde yeri yoktur.
Kurutulmuş otlar ise ikinci plandadır ve yalnızca beslenme akışı sekteye uğramaması için salmasında yedek olarak bulundurulur. (Tavşanların yedikleri gıdalar, sindirim sistemlerinde, sonradan yenilen gıdalar tarafından "ittirilmek" suretiyle ilerlerler)
Tavşanın asıl besini kırlık otlardır ama bu temin edilemiyorsa, en az 15 çeşit sebze ve salata malzemesi ve bizim de salata ve yemeklere kattığımız otlardan oluşan kocaman bir tabak verilir.
benim tavşanlarım sayısız kere doğum yaptılar çok kan olmaz öncelikle onu diyeyim ayrıca tavşanlar doğum sonrası bütün kanı kiri ve bebekleri tek tek kendileri temizliyor
sahibinin yapacağı en önemli şeyleri sayıyorum
yuvadaki tüylere dokunma !
bebeklere iyice tüylenene gözleri açılana kadar dokunma! (kokun siner anne red edebilir hatta öldürebilir )
yuvayı anne görmeden temizle temizlemezsen kurt olur işin daha da zorlaşır (anneyi odadan çıkart yuvanın ayağa kalktığını görürse kızabilir bir daha gelip emzirmeyebilir ) ( bu bilgi her tavşan için geçerli değil ama işi garantiye almalı )
anne doğum sonrası stresli vahşi olacaktır üstüne gitme ( benim sadece bir tavşanım doğum sonrası sakin hala huzurludur diğerleri cadı olur hatta bebeklerin resimlerini çekerken bile saldırırlar bana )
sonra paytak paytak yürüyen kulağını kaşımaya çalışırken sağa sola yuvarlanan torunlarının tadını çıkart
yalnız eklemek istiyorum tabiiki ecel Allah'tan ama uyanık olun bebekleri tek tek gün gün takip edin başta bazı bebekleri kaybediyordum bu beni çok üzüyordu sonra sebebini buldum
bazı bebekler diğer kardeşleri kadar atik olmuyor süt seansını kaçırıyor ve gözle görülür bir şekilde diğerlerinden küçük kalıyor şansı yaver giderse kurtuluyor ama
>eğer 3-4 süt seansı kaçarsa ölüyor<
yuva da diğerlerinden küçük bebek varsa ki çok belli olur göbeği yassılaşır ve kemikleri gözükmeye başlar onu doğanın kaderine terk etmeyin
anneyi alın koltuğa bebeği bir tuvalet kağıdı selpak veya paçate ile tutun a( kokunuz sinmesin )nazik olun sakat kalır elinizde sıkmayın sakın anneyi tutun sıkıca ve bebeği memeye tutup sabırla yakalasın siz emzirin
bu yöntemle artık hiç torun kaybetmiyorum
bilginize tavşan severler.
çekirdeği daha önce duymamıştım, sağolasın karamelim. inş hiçbir ponpon deri hastalığına yakalanmaz ve istediği kadar çekirdek yiyebilir. ben de birkaç şey ekleyeyim: domates kabuğu, kereviz yaprağı, turp kabuğu, meyveli ağaçların yaprakları: dut, ayva, asma (bunlar kurutulup da verilebilir), mısır koçanının yaprakları (püsküller hariç) mısır bu aralar çokça bulunuyor pazarda, tezgah altından bolca alıp kış için depolamak lazım, çok iyi bir şekilde kuruyup uzun süre dayanıyor. ama illa ki kuru yem, bunlar arada çerez niyetine.
Tavşanlar ile iletişimin yolu onları gözlemlemek ve vücut dilini çözmektir. Tavşanlar sessiz olmalarına rağmen kendilerini mükemmel ifade edebilen varlıklardır. Duygularını, hislerini anlatmak için kullandıkları hareketleri öğrenince tavşanın aslında anlatacak ne kadar da çok şeyi olduğuna şaşıracaksınız.
Sağlıklı sayılabilecek bazı gıdaların yanısıra peletlerin de tavsiye edildiğini görünce, ufak çaplı bir şok geçirdim, zira peletler tavşan midesi için son derece zararlıdır.
Bu sitenin kurucularının ve üyelerinin, bu narin ve barışçıl hayvanları gerçekten çok sevdiğini farkettiğimden, bir katkıda bulunmam gerektiğine karar verdim.
Aşağıda size sunduğum bilgiler, tavşanın özgür doğadaki gibi beslenmesi gerektiğini savunan, yabancı araştırmacılar ve hayvansever sitelerden derlediğim bilgilerdir.
Tavşan ve Beslenme
Serbest olarak kırlarda yaşayan tavşanların temel besin maddesi, kırlarda yetişen otlar, yabani bitkiler, şifalı otlar, çiçekler, kökler, ağaç dalları, yaprakları, yemişler ve tek tük meyvelerdir. Ancak tavşanlar, komşunun bahçesine dadanıp, salata, marul, havuç, ıspanak, lahana ve karnabahar gibi sebzeleri de yemeye bayılırlar.
Tavşanların beslenmesindeki anahtar sözcük “seçiciliktir”.
Tavşanlar "seçerek" beslenirler. Yani, her tavşan kendi sağlığı ve o andaki ihtiyaçları için hangi bitkiden, ne kadar ve "ne oranda" yemesi gerektiğini iyi bilir. Rahatsızlandıklarında hangi şifalı otları yiyip iyileşeceklerini çok iyi bilirler. Bunu akılda tutmak çok önemli.
Bu yüzden tavşan beslediğinizde, önüne her tür gıdadan bol bol bırakmalısınız ve sabah bıraktığınız besinler akşama muhakkak artmalı. O artan gıdaların neler olduğuna bakıp, onlardan bir dahaki sefer daha az vermelisiniz ama asla onları da bitirmeleri için zorlamamalısınız, yeni ve taze yiyecekler koymalısınız önlerine.
Artan besinler, eğer mesela kırlardan topladığınız bitkilerden ise, muhtemelen zehirli veya onlar için o an yararsız olabilirler. O yüzden asla tabaklarını tamamen bitirmelerini beklememelisiniz. Tavşanların beslenmesindeki seçicilik olayı budur ve bu onları sağlıklı ve canlı kılar.
Tavşanların Temel Besin Maddeleri:
1 – Kırlardaki Yabani Otlar/Bitkiler (sınırsız)
2 – Sebzeler/Salatalar/Otlar (sınırsız)
3 – Meyve (kısıtlı miktarlarda)
4 – Kurutulmuş Otlar/Yapraklar (sınırsız)
5 – Ağaç dalları ve Yapraklar (sınırsız)
6 – Tohum ve Tahıllar (kısıtlı miktarlarda)
7 – Kurutulmuş Sebze ve Meyveler (kısıtlı miktarlarda)
8 – Su
Yukarıda saydığımız temel besin maddelerinin bir kısmı sınırsız, bir kısmı da çok çok kısıtlı miktarlarda ve belirli dönemlerde verilmelidir.
1 – Kırlardaki Yabani Otlar/Bitkiler
Kırlarda bir metre karede, ortalama elli çeşit yabani ot/çiçek/bitki yetişmektedir. Tavşanlar bunlardan kendileri için gerekli olanları seçerek, uygun miktarda yerler. Bunlar onların "en temel" besin maddeleridir. Eğer tavşan yetiştirdiğiniz yerin yakınında temiz bir kırlık alan varsa, sabah akşam çıkıp taze taze bunlardan kesip/yolup taşanlarınıza sunmanız, hem en sağlıklı şekilde beslenmelerini sağlar, hem de tavşan yetiştiriciliğini bedavaya getirir. 4. maddede bahsettiğimiz kurutulmuş otlar, işte bu kırlardan toplayıp kurutacağınız otlardır ve bunlardan da, tavşanların salmalarında devamlı bulundurmanızda fayda var ki, es kaza yemleri erken bittiğinde, yiyecekleri başka bir çeşit olsun.
Kırlardan ot/bitki toplarken dikkat edeceğiniz hususlar; oto yola yakın yerden toplamıyoruz, ağaç veya duvar diplerinden toplamıyoruz (köpek işemiş olabilir), sanayi ya da fabrika olan yerlerden de toplamıyoruz.
Eğer sabah akşam ot toplamaya çıkacak haliniz yoksa, sabahleyin fazla fazla toplayıp, bir kısmını buz dolabında muhafaza edebilirsiniz.
Avusturyada teşvik edilen programda tavşanların, içinde barınaklarıyla birlikte, altıgen bir ana-salması var ve buna bağlantılı olarak, iki günde bir yer değiştirilen bir portatif salmada kendileri otluyorlar. Portatif salma iki günde bir altıgen ana-salmanın etrafında, papatya çizer gibi yer değiştiriyor. Akşam vakti de tavşanlar, üst kısmı da tel örgülü ve daha sağlam olan ana salmaya kapatılıyorlar. Bu şekilde tavşanlar sınırsız taze kır otlarıyla beslenme imkanı buluyorlar.
Bu arada, hiç endişelenmenize gerek yok, tavşanlar zehirli otları çok iyi ayırdedebilen mükemmel burunlara sahiptir.
2 – Sebzeler/Salatalar/Otlar
Yakınımızda kırlık bir alanımız yoksa ya da yeterli değilse, tavşanlarımızı insanların yediği bazı taze sebzeler, salata malzemeleri ve otlarla da besleyebiliriz. Şu durumda bunları kendimiz yetiştiştiriyorsak çok daha sağlıklı ve ucuz olur.
Dikkat edeceğimiz nokta, satın aldığımız malzemeleri çok çok iyi yıkamamız gerektiğidir. Zira tarım ürünleri çoğunlukla ilaçlanmakta ve gübrelenmektedir. Gerekirse dış kabuklar kullanılmamalıdır.
Tavşanlarımıza sunabileceğimiz sebzeler: salata, marul, kıvırcık, salatalık, ıspanak, kereviz sapı ve kereviz, havucun yeşilliği ve havuç, pazı, lahanalar, karnıbahar, brokoli, semizotu, dereotu, tere, roka, ebegümeci, ekşimen, rezene, mısır ve mısır yaprakları, turplar, pancarlar, maydonoz, aslandişi (sarı hindiba), maydonoz kökü, nane, papatya, fesleğen vsr.
Bu yukarda saydıklarımız, hiçbir işlemden geçirilmeden, sadece temiz yıkanıp fazla suyu akıtılarak büyük ağır bir tabak içinde tavşanlara sınırsız olarak sunulmalıdır.
3 – Meyve
Meyve hususunda dikkat edilecek noktalar:
Birincisi, meyvelerin mutlaka tam manasıyla olgunlaşmış olması gerekiyor.
İkincisi; yalnızca çok az miktarda verilmesi gerekiyor ve yine çok çok iyi yıkanarak.
Üçüncüsü, meyveyi asla tek başına değil, daima sebze tabağına katarak vermelisiniz.
Verebileceğiniz meyve çeşitleri: Elma, armut, kaysı, muz, kuşburnu, kavun, karpuz, üzüm, kiraz, kivi, şeftali, mürdümeriği.
4 – Kurutulmuş Otlar/Yapraklar
Tavşanların beslenmesinde kurutulmuş ot ve kuruyup düşen ağaç yapraklarının da yeri vardır, şöyle ki: Tavşanınızı zaten kırlık alandan biçtiğiniz ya da kökleriyle yolduğunuz bitkilerle beslemektesinizdir. Bunlardan fazla fazla toplayıp ayrıca kurutmanız gerekmektedir (uzun haliyle, hiç kırpılmadan). Bunun iki amacı vardır:
Birincisi, tavşanın salmasında daima “yedek gıda” olarak kurutulmuş ot bulundurulmalıdır (yaz-kış) ve bunlar üçte ikisi bitirildiğinde yenilenmelidir (kalanlar zehirli ya da yararsız ot olabilir).
İkincisi, kışın kırlardan ot toplamak zorlaşabilir; dolayısıyla kış için hazırlık ve yedek yem olarak büyük önem taşır.
Bu kuru otlar, kuru bir yerde, sağlıklı bir şekilde saklanmalıdır. İyi kalite kurutulmuş ot, mis gibi kokar. Bayatlamış kuru ot ise ya hiç kokmaz ya da rutubet almışsa küf kokar ki bu çok zararlıdır.
Ayrıca yazın pazarlarda bol bol ve ucuz olarak, kendi salatalarımıza kattığımız otlardan da (maydonoz, nane, dereotu vsr.) alıp kurutabilir ve tavşanların menüsünü zenginleştirebiliriz kış için.
5 – Ağaç Dalları ve Yapraklar
Kalın ağaç dallarının kabukları büyük bir zevkle kemirilir, daha ince dallar ise ot gibi yenilmekte. Bu davranış, tavşanların dişlerinin bilenmesine yardımcı olduğu gibi, onlar için ayrıca eğlenceli bir meşgale olmakta.
Ağaç dallarını tüm yıl boyunca sınırsız olarak ve yapraklarıyla, sürgünleri ve hatta çiçekleriyle birlikte verebilirsiniz.
Bunun için tüm meyve ağaçlarının budanan dalları, ayrıca huş ağacı, kayın ağacı, fındık dalları, gürgen dalları, akçaağaç, ıhlamur, böğürtlen çalıları, çam ağacının dalları uygundur.
Ancak bu ağaçların ilaçlanmamış olması gerekmekte!
6 – Tohum ve Tahıllar
Tohumlar ve tahıllar, tavşanların normal şartlarda pek fazla yedikleri gıdalardan değildir. Bunlar ancak yaz biterken ve sonbaharda çok az miktarlarda verilmelidir, kışa hazırlık için semirsinler, diye. Bazen de emziren anneye ya da biraz büyümüş yavrulara birer tatlı kaşığı kadar verilebilir. Tavşanlara söz konusu dönemde tahıl verecekseniz, başak halinde, doğada/tarlada bulunduğu şekliyle verin.
7 – Kurutulmuş Sebze ve Meyveler
Kurutulmuş sebze ve meyveleri hiç vermeseniz daha iyi. Zira özellikle kurutulmuş sebzeler mide suyuyla şişip, sindirim sistemini kupkuru bırakıp, zarar verebiliyor (bu konuda suni yemler, özellikle peletler bin beterdir, satıcı ne derse desin, asla vermeyin!). Özellikle sindirim sorunu olan tavşanlarınıza hiç vermeyin.
Kurutulmuş meyvenin ise şeker oranı çok yükseldiğinden ancak ender olarak diğer gıdalarla birlikte, çocuğunuzu sevindirin hesabı, az bir miktar ödül olarak verilebilir.
8 – Su
Tavşanın suyunu ağır ve kenarları içe bükülen bir toprak kapta vermeniz daha uygun. Bu kabı birkaç santim yükseğe koyarsanız zaten kirlenmeyecektir. Ve elbette ki her gün yıkayıp taze su koymak gerek.
Emme şişeleri gibi malzemeler hiç sağlıklı olmayıp çabuk mikroplanabiliyor.
Tavşanı dışarda besleyenler, kışın çok ayazlarda, su donacağı için hiç değilse günde iki üç kere değiştirmelidir.
Tavşanlara verilebilecek bütün gıda maddelerini inceledikten sonra, bir tavşan salmasında daima bulunması elzem olan besin maddelerini sıralayacak olursak:
Kırlık otlar (sınırsız olarak) + Kurutulmuş Kırlık Otlar + Su + Ağaç dalları
+ arada bir Meyve/Sebze
Kırlık ot yok ise, elbette her gün taze olarak sunamazsınız, ancak haftada bir, ya da iki haftada bir, kırlık alanların bulunduğu yerlere gidip, bol miktarda biçip/yolup evde kurutmanızda ve kuru ot olarak salmada bulundurmanızda fayda var. Arada bir pikniğe filan gidiyorsunuzdur, öyle değil mi?
Evet, kırlık taze ot yok ise şöyle bir menü olabilir:
En az 15 çeşit taze sebze/salata/ot/meyve + Kurutulmuş kırlık otlar + Su + Ağaç dalları
Bu yukardakilere ilaveten, yaz biterken ve sonbaharda ya da gebe/emzikli annelere/büyüyen yavrulara çok az miktarda tahıl/tohum karışımları (tahılları başak halinde) verebilirsiniz.
Ayrıyeten bir salmada bulunması gereken ve tavşanın sindirimi için gerekli şifalı otlar vardır. Bunları geniş saksılarda yetiştirip salmalarına koyabilirsiniz. Bunlar en başta gerçek papatya, rezene, dereotu, maydonoz, civanperçemi, kekik, adaçayı, mercanköşk gibi sindirim sistemini rahatlatan, iyileştiren bitkilerdir.
Yani özetlemek gerekirse,
asla ama asla suni yem ve peletlerin tavşanların beslenmesinde yeri yoktur.
Kurutulmuş otlar ise ikinci plandadır ve yalnızca beslenme akışı sekteye uğramaması için salmasında yedek olarak bulundurulur. (Tavşanların yedikleri gıdalar, sindirim sistemlerinde, sonradan yenilen gıdalar tarafından "ittirilmek" suretiyle ilerlerler)
Tavşanın asıl besini kırlık otlardır ama bu temin edilemiyorsa, en az 15 çeşit sebze ve salata malzemesi ve bizim de salata ve yemeklere kattığımız otlardan oluşan kocaman bir tabak verilir.
benim tavşanlarım sayısız kere doğum yaptılar çok kan olmaz öncelikle onu diyeyim ayrıca tavşanlar doğum sonrası bütün kanı kiri ve bebekleri tek tek kendileri temizliyor
sahibinin yapacağı en önemli şeyleri sayıyorum
yuvadaki tüylere dokunma !
bebeklere iyice tüylenene gözleri açılana kadar dokunma! (kokun siner anne red edebilir hatta öldürebilir )
yuvayı anne görmeden temizle temizlemezsen kurt olur işin daha da zorlaşır (anneyi odadan çıkart yuvanın ayağa kalktığını görürse kızabilir bir daha gelip emzirmeyebilir ) ( bu bilgi her tavşan için geçerli değil ama işi garantiye almalı )
anne doğum sonrası stresli vahşi olacaktır üstüne gitme ( benim sadece bir tavşanım doğum sonrası sakin hala huzurludur diğerleri cadı olur hatta bebeklerin resimlerini çekerken bile saldırırlar bana )
sonra paytak paytak yürüyen kulağını kaşımaya çalışırken sağa sola yuvarlanan torunlarının tadını çıkart
yalnız eklemek istiyorum tabiiki ecel Allah'tan ama uyanık olun bebekleri tek tek gün gün takip edin başta bazı bebekleri kaybediyordum bu beni çok üzüyordu sonra sebebini buldum
bazı bebekler diğer kardeşleri kadar atik olmuyor süt seansını kaçırıyor ve gözle görülür bir şekilde diğerlerinden küçük kalıyor şansı yaver giderse kurtuluyor ama
>eğer 3-4 süt seansı kaçarsa ölüyor<
yuva da diğerlerinden küçük bebek varsa ki çok belli olur göbeği yassılaşır ve kemikleri gözükmeye başlar onu doğanın kaderine terk etmeyin
anneyi alın koltuğa bebeği bir tuvalet kağıdı selpak veya paçate ile tutun a( kokunuz sinmesin )nazik olun sakat kalır elinizde sıkmayın sakın anneyi tutun sıkıca ve bebeği memeye tutup sabırla yakalasın siz emzirin
bu yöntemle artık hiç torun kaybetmiyorum
bilginize tavşan severler.
çekirdeği daha önce duymamıştım, sağolasın karamelim. inş hiçbir ponpon deri hastalığına yakalanmaz ve istediği kadar çekirdek yiyebilir. ben de birkaç şey ekleyeyim: domates kabuğu, kereviz yaprağı, turp kabuğu, meyveli ağaçların yaprakları: dut, ayva, asma (bunlar kurutulup da verilebilir), mısır koçanının yaprakları (püsküller hariç) mısır bu aralar çokça bulunuyor pazarda, tezgah altından bolca alıp kış için depolamak lazım, çok iyi bir şekilde kuruyup uzun süre dayanıyor. ama illa ki kuru yem, bunlar arada çerez niyetine.
Tavşanlar ile iletişimin yolu onları gözlemlemek ve vücut dilini çözmektir. Tavşanlar sessiz olmalarına rağmen kendilerini mükemmel ifade edebilen varlıklardır. Duygularını, hislerini anlatmak için kullandıkları hareketleri öğrenince tavşanın aslında anlatacak ne kadar da çok şeyi olduğuna şaşıracaksınız.
"Ben mutluyum" hareketleri:
Yalamak: Bir sevgi göstergesidir. Tavşanlar kendi aralarında da hoşlanma ve sevgi göstermek için birbirlerini yalarlar, bu tavşan dilince öpücük manasına gelir. Not. Bazen tavşanınızı severken yeri yaladığını görebilirsiniz, ama aslında bu yere değil size yapılmış bir jesttir.
Diş gıcırdatma: Genellikle okşanıp sevilirken dişlerini gıcırdatmaları kedilerin zevkten mırıldamaları ve gırlamalarına eş değer bir göstergedir ve çok hoşlandıklarına işarettir.
Hoplama (Binky): Koşarken veya dururken havada ani hoplamalar ve sıçramalar neşeden dans ettikleri anlamına gelir. Bazen kendi etraflarında havada 180 derece dönerler. Bu çok minik kısa ve yoğun bir ben çok mutluyum şu an ifadesidir. Not: Bu yazıyı yazan kişi tavşanı bunlardan yapsın diye amuda kalkmaya hazırdır.
Kafayı hızlı hızlı sallamak: Bu dansın mini versiyonudur, heyecanlandıklarında ve mutlu olduklarında kafa ve kulaklarını hızlı hareketlerle sallarlar.
Akla ayaklarını uzatarak yere yatma (bunny flop): Neredeyse bir L harfi gibi görünürler. Biz buna Cleopatra pozisyonu diyoruz. Bu yatış şekli dünyanın en mutlu ve huzurlu tavşanı olduğunun göstergesidir, keyfi kesinlikle yerindedir.
Sırtüstü uzanmak: Cleopatra pozisyonunun ikinci evresi sırtüstü olacak şekilde yuvarlanmaktır. Bu da olabilecek en huzurlu ve mutlu ifadelerden biridir. Bazen kendilerini bu şekilde transa sokabilirler.
Severken kafalarını tamamen yere yapıştırmaları: Adeta bir teslim ve kabul belirtisidir.Beni seviyorsun, tamam sev peki, izin veriyorum manasına gelir.
"Ben sinirliyim, kızgınım, endişeliğim" hareketleri:
Arka ayakları kuvvetlice yere vurma: Bu bir şeye gösterilen kızgın bir tepki olabilir beni neden bu odaya getirdin, ben salonda koşup eğlenmek istiyordum öff gibi). Veya tavşanlar kendi aralarında haberleşmek be birbirlerini uyarmak için arka ayaklarını yere vururlar, bu korktuğunun ifadesi olabilir. İki şekilde de mutlu olmadığından emin olabilirsiniz.
Homurdanmak: Ses ile pek iletişim kurmasalar bile bazen homurdanma sesi çıkartırlar, bu da hoşnutsuzluk belirtisidir.
Bağırmak: Tavşanlar acı çektiklerinde veya ölürlerken bağırırlar. Homurdanmadan çok daha yüksek ve tiz bir sestir. (bu yazıyı yazan kişinin hiç duymadığı ve asla duymak istemediği bir sestir)
Isırmak: Ne demek olduğu çok belli olsa bile tavşanların flört ederlerken birbirlerini yavaşça ısırdıklarını da eklemek istiyorum. Bu ısırmaktan çok diş atma şeklinde olur. Kanatmaya, fazla acıtmayan minnacık ısırıklardır. Belki aslında bunu ben mutluyum hareketlerine yazmam gerekirdi, çünkü ısırma bazen senden çok hoşlanıyorum anlamında bir jesttir. Tavşanca makas almaya tekabül eden bir harekettir.
Ayrıca, tavşanlar kendi aralarındaki hiyerarşilerini göstermek için birbirlerini yavaşça ısırabilirler, bu ben senden üstünüm, burada benim sözüm geçer demektir, ve tavşanlar bazen sahiplerine de tavşan yerine koyarak olara sınıf farkını anlatmak için durup dururken ısırırlar.
Isırıldığında yüksek sesle tepki verilmesi gerekir, Ay veya Hayır diye bağırılırsa tavşan doğru olmayan bir şey yaptığını ve birilerinin canını yaptığını anlayacaktır. Bunun dışında ısırma çok açık, malum bir tepkidir. Isırma ve diş atma arasındaki farkı diş atıldıkça ve ısırıldıkça daha iyi anlayacaksınız :B
Size arkasını dönmesi: "Şu an hiç işim olmaz şimdi seninle, umurumda değilsin, gidebilirsin" demek oluyor bu maalesef. Bazen de bir şey yaparken gidip arkasını dönüp size arkasını dönüp arkadan siz ona bakıyor musunuz diye size bakıyorsa, bu da bir kızgınlık, ufak bir küsme ifadesidir, popüler ifadesi ile 'trip atma' pozisyonudur bu.
Bir iletişim aracı olarak kulaklar!
Bu kocaman kulaklar sadece duymaya yaramıyor, daha ne marifetleri var! Tavşanlar hislerinin bir kısmını bizim mimiklerimizi kullandığımız gibi kulaklarıyla anlatırlar. Kulakları izlemeyi ihmal etmeyin.
Kulaklar geriye yatırılmış: "Stres altındayım, çok da rahat değilim".
Kulaklar dimdik: Kafa havada ve kulaklar dimdik olarak durması tavşanın tehlike sezinlemiş olması ve tetikte olması anl***** gelir.
Kulaklar iki yana açılmış, kulakların içi ve yüzü size dönük: Bu çok komik bir ifade. Benim favorim. Kafa hafifçe öne inmiş, kulaklar V harfi şeklinde açılmış, dikkatli, ters bir bakış ve efe bir ifade hiç kuşkusuz şu manaya gelir: "Kızmaya başlıyorum bak ona göre". (Resimde Topi Hanım büyük bir ihtimalle fotoğrafını çekiyor oluşuma kızmış, "Yapmam gereken bu kadar çok önemli şey varken sen tutmuş fotoğrafımı çekiyorsun. Şunu kesip derhal yolumdan çekilmezsen sonuçlarına katlanırsın canım" ifadesi ile tehditkar ve sert sert bakıyor. Çok korktum aman! :P
Bunun dışında:
Eşyalara çene sürme: Tavşanların çenelerinin altında kedilerdeki gibi özel ter bezeleri bulur ve bizim asla ayırt edemeyeceğimiz bir koku salgılarlar. Çenelerini sürdükleri şeylere, bu koku ile işaretleyip Bu eşya benimdir derler.
Burunlarıyla dokunma: Merhaba, benimle ilgilenirsem sevinirim demektir, hemen ilgi gösterilmelidir.
Gezdiği yerde kaka bırakma: Hansel ve Greatel hikayesindeki gibi yabancı gittikleri yerde yollarını bulmak ve Buraya ilk ben geldim, benimdir demek için minik kakalar bırakırlar.
Tüy Yolma (Yalancı Hamilelik): Bu kısırlaştırılmamış dişi tavşanlarda görülen bir harekettir. Tavşan tüylerini yolup bir yere toplamaya, adeta bir yuva yapmaya başlar. Bu aslında hamile tavşanların doğmamış bebekleri için yaptığı yuva, ve minik yataklardır çünkü tavşanlar tüysüz doğarlar. Topladığı ve bir kenara yığdığı tüyler aslında doğacak yavruları için hazırladığı minik bir yataktır. Bu proje ile birkaç gün uğraşacaktır ve bu sırada yuvasının bozulmaması gerekir. Bir iki gün içinde doğurduğunu sanıp rahatlayacak ve normale dönecektir.
Burun hareketleri: Tavşanların burunları pek durmaz aslında. Ama hareketler bir şey ilgilerini çektiklerinde, heyecanlandıklarında veya tedirgin olduklarında daha hızlı olacaktır ve o an çok sakin olmadığının bir göstergesi olabilir.
Bilgilerini paylaştıgı ıcın
Mehmet Berademirel'e
Tesekkur ederız
Saygılarımızla..
Düzenleyen Duygusu - 05.Temmuz.2006 Saat 13:27
Tuvalet alışkanlığını kazanmış bir tavşanın tuvaletinin her gün değiştirilmesi ve odasının toplanması gerekir. Tavşanlar kendi temizliklerine çok önem verirler. Günün önemli bir kısmını yalanarak ve kendilerini temizleyerek geçirirler. Ancak bulundukları yeri çok kısa bir zaman içinde dağıtıp kirletebilirler. Bir kaç gün bakım yapılmamış oda minik bir 'savaş alanına' dönüşür. Bu yüzden bulundukları yerin sürekli bakıma ihtiyacı vardır.
Kural 1: tuvalet her gün değişecek. Bu yapılmazsa koku problemi ile karşılaşılır.
Kural 2: oda bir iki günde bir süpürülüp toplanacak. Odası toplanmamış ve tuvaleti değiştirilmemiş bir tavşan mutsuz ve huzursuz olabilir. Tavşanın odasını temizlemek için ufak bir süpürge ve faraş her zaman hazır olmadır. Aman dikkat: süpürgeyi ortalıkta bırakmamanızı tavsiye ederim, çünkü süpürgenin uçlarını kemirmeye bayılıyorlar. Bunun dışında dikkat edilecek noktalar şunlardır:
Tüyler:
Tavşanlar kusamadıkları için yuttukları tüyler büyük problem yaratabilir. Bunu önlemek için kısa ve normal uzunlukta tüyleri olan tavşanların en az haftada bir tüylerinin taranması, fırçalanması gerekir. Uzun tüylü özel tür tavşanların daha sık fırçalanması gerekir.
Ayrıca: Tavşanlar yılın belli zamanlarında kürk değiştirir. Mevsim geçişlerinde kış kürkü/yaz kürkü değişim zamanlarında dökülen tüy sayısında artma görülür.
Yıkanma:
Hayır, tavşanlar yıkanmaz. Üşütüp hastalanması riski olabilir. Ancak hafif nemli bir bez ile silinebilir -ardından kurulamak şartı ile.
Tırnaklar:
Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazındıklarından tırnakları doğal olarak aşınmaktadır. Ancak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor. Evde yaşayan tavşanlar kazma işlemini gerçekleştiremedikleri için tırnakları doğal törpüleme işleminden maruz kalır ve tırnakları uzar. Bu yüzden evde yaşayan tavşanların tırnaklarının iki ayda bir kesilmesi gerekir. Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzayacak, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır. Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar verecektir.
Bu manikür seansını siz de yapabilirsiniz. Dikkat edilmesi nokta şudur: Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır: canlı ve ölü kısımlar. Tırnak kesimi canlı dokunun 0.5-1 mm önünden makasla yapılmalıdır. Burada giyotin tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur. Canlı kısım içerisinde damarlar vardır, bu yüzden tırnakların sadece beyaz olan ölü uçlarından dikkatlice alınmazsa kanatıp çok canını acıtabilir ve enfeksiyon riski yaratılabilir.
Küçük tavşanlar kucakta sağlamca sabitlenebilirken büyük tavşanlar için çok daha zor olmaktadır. Tırnak kesme işleminin mutlaka iki kişi tarafından yapılmasında yarar vardır, çünkü tavşanlar tırnakları kesilirken pek rahat durmazlar: bir kişi tavşanı sıkıca yere bastırıp sabitler ve gözlerini kapar, diğeri de tırnaklarını keser. Veya iki ayda bir ufak bir veteriner gezisine çıkıp hem check-up'tan geçirip hem de tırnaklarını kestirebilirsiniz.
Dişler:
Tavşanların dişleri tırnakları gibi sürekli uzar. Ancak günlük olarak 50-100 öğün beslenme alışkanlıkları sırasında dişleri birbirine sürtüldüğü için doğal bir törpülenme olmaktadır. Dişlerinin birbirlerine sürtünmesini engelleyen çene kayması, çarpık diş yapısı gibi patalojik bozukluklarda törpülenme olmadığı için tavşanın dişi uzamaktadır. Dişleri sert şeyler kemirerek bilerler, ancak doğal ortamlarında olmadıkları zaman bu yetersiz gelebilir. Diş uzamasına karşı tavşan için kemirilebilecek tahta oyuncaklar bulundurmak gerekir. Yine de dişler çok fazla uzamışsa veteriner tarafından kesilmesi gerekebilir.
Tavşanların Beslenmeleri
Tavşanlar ne yerler?
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum.
Malum, tavşan deyince hemen aklımıza
havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca
o kadar da meraklı değildir.Hakikaten
biraz araştırınca tavşanların genellikle
havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını
ve çok fazla havucun da içinde bulunan
yüksek şeker yüzünden tavşanlar için
zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde
bir adet veya her gün yarım havuç
verilmesinde bir sakınca yoktur.
Tavşanlarla havucun neden bu kadar
özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim
havucunun turuncu değil sap kısmını çok
sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa
ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca,
yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan
oluşan dengeli bir beslenme planı.
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana,
maydanoz, sebze kabuğu, dereotu)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana,
enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve
yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak
zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun
kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi
durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları
mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce
verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında
bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli,
yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır.
Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için
1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır.
Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol
(tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa
kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok
faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel
çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı
doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar
yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük
paketlerde satılıyor.Bunlardan da
günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı
petshoplardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel
olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da
özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme
sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve
protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi
tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini
hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve
günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin
açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da
verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek
tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda
verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların
alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye
parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama
çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta
arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile
verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta
vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak
verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada
verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça
meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.
Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su
içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan suyu yediği
sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur
bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep
olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek
yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok
severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz,
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum.
Malum, tavşan deyince hemen aklımıza
havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca
o kadar da meraklı değildir.Hakikaten
biraz araştırınca tavşanların genellikle
havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını
ve çok fazla havucun da içinde bulunan
yüksek şeker yüzünden tavşanlar için
zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde
bir adet veya her gün yarım havuç
verilmesinde bir sakınca yoktur.
Tavşanlarla havucun neden bu kadar
özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim
havucunun turuncu değil sap kısmını çok
sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa
ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca,
yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan
oluşan dengeli bir beslenme planı.
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana,
maydanoz, sebze kabuğu, dereotu)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana,
enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve
yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak
zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun
kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi
durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları
mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce
verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında
bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli,
yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır.
Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için
1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir. (2 cups per 6lbs of body weight)
Samanın önemi:
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır.
Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol
(tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa
kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok
faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel
çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı
doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar
yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük
paketlerde satılıyor.Bunlardan da
günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı
petshoplardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel
olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da
özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme
sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve
protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi
tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini
hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve
günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin
açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da
verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek
tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda
verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların
alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye
parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama
çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta
arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile
verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta
vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak
verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada
verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça
meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.
Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su
içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan suyu yediği
sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur
bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep
olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek
yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok
severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz,
devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan
özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!
Tavşan Hastalıkları
İshal
Tavşan bakımında karşılaşacağımız büyük sıkıntılardan biri de ishal olgusudur. Özellikle yavrularda daha fazla miktarda meydana gelmektedir. Yani eve aldığımız yavruda bu durum ile karşılaşma şansımız çok yüksektir. İshalin nedenlerine bakacak olursak; ishali iki başlık altında toplayabiliriz: Bunlardan birincisi enfeksiyona bağlı gelişen ishaller, diğeri ise beslenme hatalarına karşı gelişen ishallerdir.
Enfeksiyona bağlı gelişen ishallerde ishale neden olan bakteri, virüs ve parazit gibi organizmalardır. Bu durumda tavşanda ishalle birlikte başka hastalık belirtileri de gözlemlenebilir. Tavşanın ateşi çıkar, yemek yemez, su içmez, halsizlik durumu vardır. Kafesinin bir köşesinde hareketsiz olarak durur. Tavşanınızda böyle bir durum ortaya çıktığı zaman hemen bir veteriner kliniğine götürmeniz gerekmektedir. Çünkü ishal ile birlikte sürekli bir sıvı kaybı vardır ve hastalığa bağlı gelişen iştahsızlık nedeni ile dışarıdan besin alamıyordur. Tavşanın dışarıdan hekim tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
Beslenme hatalarına karşı oluşan ishal olgularının nedeni ise tavşanların kendilerine uygun bir biçimde beslenmemeleridir. Burada anahtar besin maddesi selülozdur. Tavşanların beslenme tipi omnivordur. Yani otçul beslenmeleri gerekmektedir. Ama evimize aldığımız yavrular bazen çok ufak olduklarında süt verilmesi gibi bazı yanlışlıklar ortaya çıkmaktadır. Bizim kullandığımız inek sütü ile tavşan sütü arasında çok farklılıklar vardır. Bu yüzden inek sütü verilen tavşan yavrularının sindirim sistemi bozulmaktadır. Tavşanlarımız çok küçük olduklarından bu durumu atlatamamaktadırlar. Bu yüzden tavşanlarımıza süt vermemeliyiz.
İkinci yapılan bir yanlış da tavşanlarımızın sindirim sistemleri gelişmeden yaş sebze-meyve verilmesidir. Bu durumla oldukça çok sık karşılaşılmaktadır. Böyle bir beslenme sonucunda da yine ishal oluşma riski çok fazladır. Bu yaş sebze-meyvelere örnek verecek olursak; marul, lahana, elma, kıvırcık, havuç, domates vb gıdalardır. Bu gıdalar tavşanlarımıza 6 aylık olmadan verilmemelidir. 6 aydan sonra sürekli değil hafta 1-2 kere olmak üzere az miktarda verilebilir. Ama selüloz oranı yeterli bir pelet yem ile beslenme yapılıyorsa bu besinleri vermeye gerek yoktur. Durduk yere tavşanınızın beslenme alışkanlığını değiştirmemelisiniz. Özellikle tavşanlar 20 günlükten itibaren kuru ot, kuru yonca gibi besinlere aşırı bir ihtiyaç duyarlar ve severek tüketirler. Bu besinleri temin etmek güç olduğundan kuru yonca unlu pelet yem kullanmak en doğrusudur.
Enfeksiyona karşı oluşan ishalleri sadece hijyen kurallarına uyarak önlem alabiliriz. Ama beslenme hatalarından oluşan ishalleri engellemek elimizdedir. Bu sebeple tavşanlarımıza uygun bir beslenme uygulamalıyız.
İshal
Tavşan bakımında karşılaşacağımız büyük sıkıntılardan biri de ishal olgusudur. Özellikle yavrularda daha fazla miktarda meydana gelmektedir. Yani eve aldığımız yavruda bu durum ile karşılaşma şansımız çok yüksektir. İshalin nedenlerine bakacak olursak; ishali iki başlık altında toplayabiliriz: Bunlardan birincisi enfeksiyona bağlı gelişen ishaller, diğeri ise beslenme hatalarına karşı gelişen ishallerdir.
Enfeksiyona bağlı gelişen ishallerde ishale neden olan bakteri, virüs ve parazit gibi organizmalardır. Bu durumda tavşanda ishalle birlikte başka hastalık belirtileri de gözlemlenebilir. Tavşanın ateşi çıkar, yemek yemez, su içmez, halsizlik durumu vardır. Kafesinin bir köşesinde hareketsiz olarak durur. Tavşanınızda böyle bir durum ortaya çıktığı zaman hemen bir veteriner kliniğine götürmeniz gerekmektedir. Çünkü ishal ile birlikte sürekli bir sıvı kaybı vardır ve hastalığa bağlı gelişen iştahsızlık nedeni ile dışarıdan besin alamıyordur. Tavşanın dışarıdan hekim tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
Beslenme hatalarına karşı oluşan ishal olgularının nedeni ise tavşanların kendilerine uygun bir biçimde beslenmemeleridir. Burada anahtar besin maddesi selülozdur. Tavşanların beslenme tipi omnivordur. Yani otçul beslenmeleri gerekmektedir. Ama evimize aldığımız yavrular bazen çok ufak olduklarında süt verilmesi gibi bazı yanlışlıklar ortaya çıkmaktadır. Bizim kullandığımız inek sütü ile tavşan sütü arasında çok farklılıklar vardır. Bu yüzden inek sütü verilen tavşan yavrularının sindirim sistemi bozulmaktadır. Tavşanlarımız çok küçük olduklarından bu durumu atlatamamaktadırlar. Bu yüzden tavşanlarımıza süt vermemeliyiz.
İkinci yapılan bir yanlış da tavşanlarımızın sindirim sistemleri gelişmeden yaş sebze-meyve verilmesidir. Bu durumla oldukça çok sık karşılaşılmaktadır. Böyle bir beslenme sonucunda da yine ishal oluşma riski çok fazladır. Bu yaş sebze-meyvelere örnek verecek olursak; marul, lahana, elma, kıvırcık, havuç, domates vb gıdalardır. Bu gıdalar tavşanlarımıza 6 aylık olmadan verilmemelidir. 6 aydan sonra sürekli değil hafta 1-2 kere olmak üzere az miktarda verilebilir. Ama selüloz oranı yeterli bir pelet yem ile beslenme yapılıyorsa bu besinleri vermeye gerek yoktur. Durduk yere tavşanınızın beslenme alışkanlığını değiştirmemelisiniz. Özellikle tavşanlar 20 günlükten itibaren kuru ot, kuru yonca gibi besinlere aşırı bir ihtiyaç duyarlar ve severek tüketirler. Bu besinleri temin etmek güç olduğundan kuru yonca unlu pelet yem kullanmak en doğrusudur.
Enfeksiyona karşı oluşan ishalleri sadece hijyen kurallarına uyarak önlem alabiliriz. Ama beslenme hatalarından oluşan ishalleri engellemek elimizdedir. Bu sebeple tavşanlarımıza uygun bir beslenme uygulamalıyız.
Kulak Uyuzu
Tavşanlarda sık görülen rahatsızlıklardan biri de kulak uyuzudur. Etkeni "psoroptes cunucıli" dir. Bu etken tavşana özel bir etkendir ve sadece tavşanların kulaklarında uyuz hastalığına sebep olmaktadır. Kulaklarda kahverengi kabuklanmalar tarzında bir belirti gösterir. Bu kabuklanmalar müdahale edilmez ise zamanla çoğalır.
Kulak uyuzunun olmaması için dış parazit mücadelesinin yapılması gerekmektedir. Koruyucu amaç ile tavşanınızı kliniklerde 3 ayda bir dış parazit mücadelesini yaptırmanız gerekmektedir.
Diş Problemleri
Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ile diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır. Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik dişlerinin sürekli uzamasıdır. Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir. Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir. Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda içgüdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar. Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma, dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar. Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur. Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise, ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir. Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz. Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder. Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur. Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.
Yukarıdaki bu durumu anlatmamın sebebi, tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir. Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir. Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.
Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 11:56
Sevgili pon ponlar bir tavsanın doğumu,gelişimi,
ve yetişkin bir tavsan olana kadar gecirdiği fiziksel değişimini Resimlerle izleyelim
Ayrıca belki sizlerde resimlerden yola cıkarak tavsanınızın boyutuna gore hangı yas sınırında oldugunu yaklaşık bir tahmın edebılırsınız
YENİ DOĞMUŞ TAVŞANLAR
BİR HAFTALIK TAVŞANLAR
IKI HAFTALIK TAVSANLAR
ÜÇ HAFTALIK TAVŞANLAR
DÖRT HAFTALIK TAVŞANLAR
BEŞ HAFTALIK TAVŞANLAR
ALTI HAFTALIK TAVŞANLAR
7 HAFTALIK TAVŞANLAR
SEKİZ HAFTALIK TAVŞANLAR
**********
Uşağı patinin katlılarıyla hazırlanmıstır.
Düzenleyen Duygusu - 21.Temmuz.2006 Saat 05:01
Konu: Tavşan Felci (Encephalitazoonozis)
Evimizde beslediğimiz o sevimli tavşanların bir gün gelip de bizi felç edebileceğini biliyormuydunuz. Genelde tavşanların hastalıklarını pek bilmiyoruz.Ama bu yazıda bir iç parazitin yol açtığı Encephalitozoonozis hastalığından bahsedeceğim.Bu hastalığın etkeni Encephalitazon cuniculidir.Bu etken tavşanlar tarafından ağız yoluyla alınan protozoal bir hastalıktır.
Bu etken ağızdan alındıktan sonra dolaşım sistemi yardımı ile merkezi sinir sistemine gelir ve meningoencephalit yapar.Daha sonra tavşanların önce ön bacaklarında başlayan ve daha sonra arka bacaklara geçen bir felçten (paraliz) sonra ölüm meydana gelir.Bu hastalığın önemli olmasının bir nedeni ise hastalığın insanlara geçmesi ve insanlarda da meningoencephalit yapmasıdır.Hastalık yine insanlara ağız yoluyla bulaşıyor.Bu yüzden hayvan sahiplerinin ve veteriner hekimlerin hasta hayvanlara yaklaşırken dikkatli olmaları gerekiyor
Düzenleyen Duygusu - 05.Temmuz.2006 Saat 14:03
Eğer evde beslemek iin bir tavşan almaya karar verdiyseniz, onun çok hassas bir ev dostu olduğunu bilmelisiniz. Tavşan alırken dikkat etmeniz gereken önemli noktalar vardır. Tavşan seçerken mutlaka cinsiyetini bilerek alın, eğer satıcı size tavşanın cinsiyetini garanti edemiyorsa tavşanınız hamile olabilir, bu riski göze almayın.
Tavşanınızı seçerken hasta görünümlü olmamasına dikkat edin, satıldığı kafesin çok fazla kalabalık ve kirli olmamasına özen gösterin. Tavşanınızın gözleri parlak olmalıdır, gözlerinde bir akıntı olmamalıdır, tüyleri temiz, burnu ise hafif nemli olmalıdır. Ayrıca cinsel organı ıslak ve kirli olmamalıdır.
Tavşanların 6-8 haftalıktan önce satışa sunulmaması gerektiğini unutmamanızda fayda var. Tavşanınızın ortalama 5-10 yıl yaşayacağı düşünülürse, ona mümkün olduğunca dikkatli bakmak gerektiğini söylemeliyiz. Bu da düzenli besleme ve kafes temizliği anlamına gelmektedir.
Tavşanlar da tıpkı kedi ve köpekler gibi bazı hastalıklara karşı aşılanırlar. Eğer tavşanınızı aldığınız yer size aşısız bir hayvan satıyorsa mutlaka veterinere başvurup gerekli aşıları yaptırmalısınız.
TAVŞAN BAKIMI
* Tavşanın kafesi rüzgara ve güneş ışığına maruz kalmamalıdır.
* Kafesi oda sıcaklığında barındırın. Kaloriferin yanına koymayın.
* Kafese bol bol talaş koyun.
* Suya ve yemine rahatlıkla erişebilmesi için suluğunu ve yemliğini uygun yerlere koyun.
* Onu özel yemleri ile besleyin.
* Özel tavşan aksesuvarları alın, böylece tavşanınız hareketsiz kalmaz, bu oyuncaklarla oynar.
TAVŞAN BAKIMI
* Tavşanın kafesi rüzgara ve güneş ışığına maruz kalmamalıdır.
* Kafesi oda sıcaklığında barındırın. Kaloriferin yanına koymayın.
* Kafese bol bol talaş koyun.
* Suya ve yemine rahatlıkla erişebilmesi için suluğunu ve yemliğini uygun yerlere koyun.
* Onu özel yemleri ile besleyin.
* Özel tavşan aksesuvarları alın, böylece tavşanınız hareketsiz kalmaz, bu oyuncaklarla oynar.
Kaynak: sabah com.tr
Düzenleyen Duygusu - 22.Temmuz.2006 Saat 12:06
- Genel bir özet yapayım:
- Tavşanlar tuvalet terbiyesi olan hayvanlardır. Bir küçük kaba (saksı altlığı gibi) kedi kumu koyarsanız bir süre sonra oradan başka bir yere çişini yapmaz ve hatta bir yolculuk vs. gibi durumlarda alışkın olduğu yeri bulamazsa 48 saat çişini tutabilir.
- Gece yaşarlar. Gündüzleri hep uyurlar. Akşamüstü tam olarak uyanırlar ve genellikle o saatte beslenmek isterler.
- Kesinlikle YIKANMAZLAR. Bu konudaki her türlü bilgi yanlıştır. Yıkamak ölümlerine bile neden olabilir.
- Normal ömürleri 9-12 yıl arasındadır ama erkekler prostat, dişiler rahim kanseri nedeniyle genellikle 4 yıl içinde ölürler. Eğer kısırlaştırmaişlemi yapılırsa normal ömür sürelerine ulaşırlar.
- Katı yem yerler, bol ve taze su içerler. Piyasada satılan tavşan yemleri kullanılmalıdır. Lahana, havuç, roka, maydanoz vs. gibi yeşil bitkiler arada az miktarda verilebilir.
- Kakalarını yiyen hayvanlardır. İki defa sindirim yapan sistemleri vardır. Birinci sindirimde çıkan kakası protein ve vitamin yönünden çok zengindir, hafif sümüksümdür ve bunu doğrudan yer. İkinci sindirimde çıkan ise daha kurudur ve parmaklarınızla ezdiğinizde ufalanır. Özellikle gündüz uyurken yemini yemediği zamanlar kakasını yiyerek protein+vitamin ihtiyacını karşılar. Kakasını yemek onlar için hayati olduğundan, 24 saati geçen ishal olma durumu ölümlerine neden olur. Fazla miktarda yeşillik ve sulu besinler vermek ishal olmalarına neden olur.
- Vejeteryandırlar. Et ve süt kesinlikle yemezler, içmezler. Özellikle yetişkinlerde süt hastalanmalarına neden olur.
- EVET, CÜCE TAVŞAN VARDIR ve dünyada çok yaygındır. Uzman birisi, yavru tavşanın cüce olup olmadığını anlayabilir ama zor bir iştir.
- Kemirgen olduğunu kabul etmek lazım. Çok sosyal bir hayvan olduğu için evde aile ile birlikte olması gerekir ve bu da beraberinde sorunlar getirir. Evin "rabbit-proof" olması gerekir yani kemirilecek hiçbirşeyin onun erişiminde olmaması gerekir. Maalesef tavşan besleyenler bunu sağlamak durumundadır (ben yıllardır yapıyorum, hiç de zor değil). Kemirmesinin ana nedeni dişlerini törpülemektir, eğer törpülemezse alt dişi alnına kadar uzayabilir. O durumda kestirilmesi gerekir.
American cavy | American fuzzy lop | American sable |
Angora english | Angora french | Angora giant |
Angora satin | Aslan kafa | Belgian hare |
Beveren | Beyaz rex | Californian |
Champagne d'argent | Checkered giant | Chinchilla giant |
Chinchilla medium | Creme d'argent | Dwarf hotot |
English spot | Flemish giant | Florida white |
Harlequin | Havana | Himalayan |
Hotot | Kaşmir lop | Lilac |
Lop english | Lop french | Lop holland red |
Mavi rex | Mini lop | Mini rex |
Nederland drawft | Rex red | |
Silver fox | Silver marten | Silver |
Tortsportt |
© 2006 tavsansevgisi.com - Her Hakkı Saklıdır.
Düzenleyen Duygusu - 23.Temmuz.2006 Saat 02:12
Tuvalet Alışkanlıgı
Tavşanlara tuvalet eğitimi verirken bilmemiz gereken bazı şeyler var. Tavşanlar stres olduklarında dışkılama eğilimi göstermektedirler. Onu kafesinin dışındayken fazla strese sokmamalıyız. Bize alışması için zaman tanımalıyız. Özellikle başlangıçta bize gelmekten, kucağa alınmaktan hoşlanmayabilirler. Bu yüzden o bize gelmeden, kucağımıza çıkmayı kendi istemeden onu zorlamamalıyız. Bir süre sonra zaten kendisi bize gelmeye çalışacaktır. Aksini yaptığımız sürece tavşanımız strese girecek ve olduğu bölgeye dışkılamaya çalışacaktır.
Normalde tavşanlar kafeslerinde bir bölgeye tuvaletlerini yapma
eğilimindedirler. Ona bir tuvalet kabı aldıktan sonra içine bir miktar talaş koymalısınız. Daha sonra kafesinin içindeki dışkıları bu kaba koyun. ayrıca bir kısım talaşı da idrarı ile ıslatarak bu tuvalet kabının içine koyun. Bu uygulamayı tuvalet kabına yapıncaya kadar uygulamalısınız. Tavşanınız ilk olarak size geldiğinde tuvalet eğitimini tam almadıkça, kafesinin dışarısında fazla dolaşmasına izin vermeyin. Mesela günlük olarak kafesinin kapısını açık bırakın 1-2 saat, kafesinden dışarı çıkması içinde onu zorlamayın, bırakın o istediği zaman dışarı çıksın. Tavşanınızın kafesinde de yemliği biraz yüksek bir yere takın. Yoksa tuvaletini bu kaba yapma eğilimine girebilir. Eğer tuvaletini buraya yapmaya başladı ise, bu kabı tuvalet kabı olarak kullanmaya devam edin. yem koymak için başka bir kap kullanmaya başlayın."
Tavşanlar yaratılış itibariyle temiz hayvanlardır. Tuvalet alışkanlığı geliştirmesi çok kolaydır çünkü çişlerini hep aynı yere yapmayı tercih ederler. Bu içgüdüsel bir harekettir ve çişlerini yaptıkları yeri güvendikleri ve düşmanların onları çiş kokularından bulamayacağı bir yer olarak algılarlar. Bulundukları odada veya kafeste bir tuvalet kutusu bulunması gerekir. Sağlam bir plastik tas bu iş için yeterlidir. Bunun dışında biraz da tavşanların sindiriminden söz etmekte yarar var. Tavşanlar iki tür kaka yaparlar. Bunlardan bir tanesi küçük tanecikler halinde yapılan kakadır. Evet, bu meşhur “tavşan boku gibi, ne kokar ne bulaşır” sözüne konu olan meşhur kakadır. Tavşanın boyuna göre ufak misketler gibi görünürler ve hakikaten ne kokan ne bulaşırlar. Büyük bir kısmını tuvaletine yapar ama evinin etrafına da birkaç tane bırakabilir. Gün içinde sürekli üretim halindedirler ve gezdikleri yerlerde Hansel ve Graetel gibi minik kakalarını bırakabilirler. Kemirme alışkanlıkları gibi bu huyları da 1 yaşlarından sonra azalıyor. Diğer tür kaka ise yumuşak kakadır (Cecotropes). Bunu günde bir defa yaparlar ve bunu yaptıktan sonra tekrar yemeleri gerekmektedir. Yumuşak kaka tavşan için çok önemli besinler içerir ve bu geri yememesi halinde gıdasını almamış olur. Çoğunlukla yumuşak kakalarını direkt olarak arkalarından yalayarak aldıkları için ortalıkta yumuşak kakaya hiç rast gelmezseniz merak etmeyin.
Tavşanlar çok fazla yeşillik ve sebze yediklerinde ishal olabilirler. Bu yukarıda bahsettiğim yumuşak kakadan farklıdır ve tavşanlar bunu tekrardan yemezler. Bu durumlarda sebzeyi kesip kuru ot, saman ve kuru mamaya geçmek gerekir. İshal bir iki gün içinde durmazsa hemen veterinere götürmekte yarar var. Tuvalet kutusu hakkında tavsiyeler: -- Kutunun yerini değiştirmeyin * İçine kedi tuvaletlerinde kullanılan kokulu talaşlardan veya kumlardan koymayın, koku tavşanı şaşırtacak ve çişini başka yere yapmak isteyecektir. Ayrıca ince talaş ve kumların tavşanın sindirim sistemini bloke ettiği ve ölümüne yol açabileceği söyleniyor. *Kutu içine gazete kağıdı yerleştirmek yeterlidir. Gazete kağıdı üzerine kağıt havlu da koyabilirsiniz. Gazete kağıdı üzerindeki boyalardan dolayı sağlık riski taşımaktadır ama emicilik olarak yeterlidir. * Kutunun içindeki kağıdı her gün değiştirmek gerekir, yoksa oluşan koku sorun yaratabilir -- Kutuyu arada yıkarken asla ağır kimyasallar kullanmayın Tavşanlar temiz hayvanlardır ve tuvaletini değiştirmezseniz rahatsız olup tuvaletin etrafını kullanması muhtemeldir Tuvalet alışkanlığı olmayan bir tavşanı nasıl alıştırırız? Tavşanlara tuvalet alışkanlığı kazandırmak çok kolaydır. Bu işin anahtarı da birkaç günlük gözlem ve deneme yanılma yöntemidir. Bu sırada dikkat edilecek bir nokta tuvalet alışkanlığı kazanana kadar tavşanın bildiği ve hep bulunduğu mekanlarda tutulması ve fazla yer değiştirilmemesidirsrcTavşan nereye tuvaletini yapmak istediğine kendi karar verecek ve size bunu gösterecektir. Kutusunu buraya yerleştirince kendiliğinden kutuyu kullanmaya başlayacaktır. Bundan sonra yukarıda bulunan tavsiyelere uyarak tuvalet işini kolay bir şekilde halledebilirsiniz. Eğer arada ufak kazalar olursa: Sakın kızıp bağırmayın ve çişleri hemen temizleyin. Eğer çiş yapılmış bölümü hemen silip kokuyu yok etmezseniz o noktaya tekrar çişini yapabilir. Veterinerden tuvalet eğitimi ile ilgili tavsiyeler: Veteriner Hekim İlgar Bey'in yazıp gönderdiği bu yazıyı da buraya eklemek istiyorum, çünkü çok güzel noktalara deyinmiş: "Tavşanlarda tuvalet eğitimi olur mu acaba diye bir çok kişi düşünebilir. Evet böyle bir eğitim verebilmek mümkün. Öncelikle burada tavşanımızın yaşı da önem kazanıyor. Tavşanlar 3 aylıktan önce aldıkları eğitimleri tam alamıyorlar. Yani iyi bir eğitimin verilebilmesi için tavşanımızın 3 aylık bir yaşı geçmesi gerekiyor. Bu yaştan önce tabii alıştırmalara devam etmeliyiz. Ama eğitimin sonuçlarını 3 aylık bir yaştan sonra alabiliriz
.
Düzenleyen Duygusu - 30.Eylül.2007 Saat 00:32
*Yeterince su ihtiyaclarını karşılamazsanız tek kulağı aşağı doğru sarkıyor.
*Biryerden gürültü duyduklarında hepsi sabit bir şekilde gürültünün geldiği yöne doğru bakıyor.
*Ani bir şey olduğunda kalp krizi geçirip ölebiliyorlar.
*Akraba evliliği olduğunda, yavrular sakat doğabiliyor, eksik bacaklı, kuyruksuz gibi.
*Korkudan ya da baska birseyden etkilenen tavşanlar felç geçirebiliyor.
*Odalarında sıradışı birşey gördüklerinde,duyduklarında
ellerini, ayaklarını hızlı ve şiddetli bir şekilde kafeslerine vuruyorlar, hepbirlikte inanılmaz bir gürültü yapıyorlar.
ANGORA TAVSANI HAKKINDA GENEL BILGILER
Dünya da yillardir yaygin bir sekilde angora tavsani yetistiriciligi yapilmasina karsin ülkemizde özellikle son bir yildir sayilar hizla artmaktadir.Büyüklü küçüklü yetistirme
çiftlik leri ile yeniden Ankara tavsani yetistiriciligi canlandirilmaya çalisilmaktadir.Türkiye'nin dört bir yaninda sayilari 500'e yaklasan angora tavsani çiftligi bulunmaktadir ve angora tavsani populasyonu her geçen gün katlanarak artmaya devam etmektedir.
Dünya da %90'lik pay ile üretimin büyük kismini Çin gerçeklestirmektedir. Fransa ,Sili , Almanya diger söz sahibi ülkelerdir.Türkiye'de angora tavsani yetistiriciligi yeni yeni canlanmasina karsin , Türkiye angora yünü ihtiyacini yillardir yurt disindan ithal etmek suretiyle karsilamaktadir. Ancak ülkemize ithal edilen angora yünü uzak dogudan gelen düsük kaliteli ve dolayisiyla ucuz yündür. Angora uzun,ince, yumusak,hafif,parlak ve dokumaya elverisli bir yündür.
Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 11:50
Tavşanlarda tırnak bakımı periyodik yapılması gereken işlerden birisidir.Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazınma hareketi yaptığından tırnakları aşınmaktadırAncak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor.Bu yüzden zamanla tavşanımızın tırnakları uzamaktadır.Bu yüzden belirli sıklıklarla tavşanımızın tırnağını kesmemiz gerekmektedir.Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzama göstericek, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır.Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar vercektir. Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır.Bunlar canlı ve ölü kısımların olduğu bölümlerdir.tırnak kesimi yapacağımız zaman canlı dokunun 0.5-1 cm önünden makasla kesilmesi uygundur.Burada gabiotan tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur
Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli gurubunda yer almaktadırlar. Yapı olarak çoğu memelinin tersine gündüz uyuyup gece aktiftirler. Yaşam süreleri 7-9 yıl ile sınırlı olmasına rağmen ticari amaçlı yetiştirilen tavşanlar en fazla 4-5 yıl yaşamaktadırlar. Beslenmelerine gelince otçul(herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler.Yavrulara sulu gıda (marul vb.) verilmesinden kaçınılmalıdır.Tavşanların gebelik süresi 28-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 4-10 yavru vermeleri bir tavşan sürüsünü bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.Tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir.Üst sıcaklık limiti ise 30 derecedir.Tavşanın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması hayvanı strese sokmaktadır.
Erişkin bir tavşan ırklara göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 3-6 kg. civarındadır. Buna paralel günlük tükettikleri su 300-600 ml. , yem ise (pelet) 150-300 gr civarında olmaktadır. Koku alama duyuları çok iyi gelişmiştir. Üreme ilkbahar ve yaz öncesi çok yüksek sonbaharda çok düşüktür.
Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli gurubunda yer almaktadırlar. Yapı olarak çoğu memelinin tersine gündüz uyuyup gece aktiftirler. Yaşam süreleri 7-9 yıl ile sınırlı olmasına rağmen ticari amaçlı yetiştirilen tavşanlar en fazla 4-5 yıl yaşamaktadırlar. Beslenmelerine gelince otçul(herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler.Yavrulara sulu gıda (marul vb.) verilmesinden kaçınılmalıdır.Tavşanların gebelik süresi 28-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 4-10 yavru vermeleri bir tavşan sürüsünü bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.Tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir.Üst sıcaklık limiti ise 30 derecedir.Tavşanın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması hayvanı strese sokmaktadır.
Erişkin bir tavşan ırklara göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 3-6 kg. civarındadır. Buna paralel günlük tükettikleri su 300-600 ml. , yem ise (pelet) 150-300 gr civarında olmaktadır. Koku alama duyuları çok iyi gelişmiştir. Üreme ilkbahar ve yaz öncesi çok yüksek sonbaharda çok düşüktür.
TAVŞAN IRKLARI
1- Yeni zellanda
2- Ankara
3- Creole
4- Şinşilya
5- Fransız dev papillom
6- Hollanda kemerli tavşanı
7- Fransız kelebeği
8- Flemish dev tavşanı
9- Beveren mavisi
10- Bouscat dev beyaz tavşanı
11- Rex
12- Fransız lop tavşanı
13- Rus
14- Belçika yabani
15- Burgogn
16- Gümüşi şampanya
17- Kaliforniya
18- Benekli ingiliz
19- İri flandır tavşanı
20- Himalaya
21- Büska beyaz tavşanı
22- Satens
23- Viyana ( beyaz-mavi-siyah )
24- Polish
25- Dutch
Kürk tavşanları : 4 - 11 - 19 - 21 - 22 - 23 numaralı ırklar
Et tavşanları : 1 - 4 - 7 - 8 - 9 - 15 - 20 numaralı ırklar
Yün tavşanı : Ankara tavşanı
Laboratuar tavşanı : 1 - 24 - 25 numaralı ırklar
Süs tavşanı : Öncelikle Rex, Polish, Dutch tavşanı ve diğer bütün tavşanlar
Y. ZELLANDA VE KALİFORNİYA IRKLARI
YENİ ZELLANDA:Bütün tüyleri beyaz renkli ve kırmızı gözlü albino tavşanıdır.
KALİFORNİYA :Kulakları-ayakları ve kuyruğu siyah,geri kalan tüyleri beyazdır.
- Canlı ağırlıkları 4-6 kg'dır.
- Cinsel olgunluğa ilk ulaşma yaşı 4-6 ay
- Yem yemeye başladığı zaman 15-20. gün
- Ortalama bir doğumda doğan yavru sayısı 1-12 adet
- Sütten kesilen ortalama yavru sayısı 4-7 adet
- Sütten kesilen yavru ağırlığı 400-600 gr.
- Sütten kesme zamanı 4-6 hafta
- Yıllık gebelik sayısı 4-6 defa
- Vücut sıcaklığı 39.5° C
- Solunum sayısı 32-60 adet/dk
- Yıllık doğan yavru sayısı (ortalama) 20-35 adet
- Gece aktiftirler.
- Gebelik süresi 28-33 gündür.
YENİ ZELLANDA:Bütün tüyleri beyaz renkli ve kırmızı gözlü albino tavşanıdır.
KALİFORNİYA :Kulakları-ayakları ve kuyruğu siyah,geri kalan tüyleri beyazdır.
- Canlı ağırlıkları 4-6 kg'dır.
- Cinsel olgunluğa ilk ulaşma yaşı 4-6 ay
- Yem yemeye başladığı zaman 15-20. gün
- Ortalama bir doğumda doğan yavru sayısı 1-12 adet
- Sütten kesilen ortalama yavru sayısı 4-7 adet
- Sütten kesilen yavru ağırlığı 400-600 gr.
- Sütten kesme zamanı 4-6 hafta
- Yıllık gebelik sayısı 4-6 defa
- Vücut sıcaklığı 39.5° C
- Solunum sayısı 32-60 adet/dk
- Yıllık doğan yavru sayısı (ortalama) 20-35 adet
- Gece aktiftirler.
- Gebelik süresi 28-33 gündür.
TAVŞANLARDA BAKIM
Tavşanlarda bakım hayati bir önem taşımaktadır.Bakımı birkaç faktör etkilemektedir.Bu yüzden aşağıda belirtilen her başlığa uyulması ile istenilen bakım gerçekleştirilebilir.
ORTAM: Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir.Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır.Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması,bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir.Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.
Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir.tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır.(doğada ne yapıyorlar diye sormayın.çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı).Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır.Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor.Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor.Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.
SU: Tavşan beslenmesinde ülkemiz insanları için önemli olan diğer bir konuda tavşanların su içme problemidir.Forumdan da okuduğum kadarı ile hala bazı çevreler tavşana su verilmesine gerek yok gibi söylemlerde bulunmaktadır.Bu söylemlerin tam aksine tavşanlara ,günlük olarak temiz ve soğuk olmayan su verilmelidir.Tavşanların suyuna herhangi bir şey katılmamalıdır.Tavşanların koku alma kabiliyetleri çok gelişkin olduğu için sularına herhangi bir şeyin katılması,su tüketimlerini azaltacaktır.
Tavşanlarda bakım hayati bir önem taşımaktadır.Bakımı birkaç faktör etkilemektedir.Bu yüzden aşağıda belirtilen her başlığa uyulması ile istenilen bakım gerçekleştirilebilir.
ORTAM: Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir.Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır.Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması,bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir.Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.
Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir.tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır.(doğada ne yapıyorlar diye sormayın.çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı).Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır.Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor.Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor.Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.
SU: Tavşan beslenmesinde ülkemiz insanları için önemli olan diğer bir konuda tavşanların su içme problemidir.Forumdan da okuduğum kadarı ile hala bazı çevreler tavşana su verilmesine gerek yok gibi söylemlerde bulunmaktadır.Bu söylemlerin tam aksine tavşanlara ,günlük olarak temiz ve soğuk olmayan su verilmelidir.Tavşanların suyuna herhangi bir şey katılmamalıdır.Tavşanların koku alma kabiliyetleri çok gelişkin olduğu için sularına herhangi bir şeyin katılması,su tüketimlerini azaltacaktır.
HİJYEN : Tavşanların tutulduğu kafes veya herhangi bir bölme belirli periyotlarda temizlenmelidir.Genelde kafeste bakıldığı için kafes ile birlikte yemlik-suluk ve diğer ekipmanların temizliği de aynı periyotta gerçekleştirilmelidir.Tavşanlar bakıldıkları kafeste genelde bir yere dışkı ve idrar bırakırlar,bu özellikleri nedeni ile tuvalet alışkanlığı verilebilmektedir. Tek yere dışkılama ve idrar yaptıklarından, bu bölgeye daha fazla kuru saman koyulması gerekmektedir.Her temizlik periyodunda bu kuru saman atılıp yerine yenisi koyulur.Kafes ve ekipman temizliği yapılırken belirli oranda sulandırılmış ve tavşana zararı olmayan dezenfektanlar kullanılmalıdır.Bu uygulamadan 15 dakika sonra bol su ile kafes ve ekipmanlar durulanmalıdır.
Tavşanlara banyo yaptırılmamalıdır. Tavşanlar günlük olarak kendi temizliklerini çok iyi yaparlar. İyi bir gözlemci bunu rahatlıkla fark edecektir.
TAVŞANLARDA DİŞ PROBLEMLERİ
Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır.Bu özellikleri ile de diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır.Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik ise dişlerinin sürekli uzamasıdır.Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir.Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir.Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda iç güdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar.Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma,dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar.Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur.Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise,ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir.Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz.Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder.Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur.Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.
Yukarıda ki bu durumu anlatmamın sebebi,tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir.Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir.Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.
Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır.Bu özellikleri ile de diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır.Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik ise dişlerinin sürekli uzamasıdır.Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir.Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir.Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda iç güdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar.Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma,dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar.Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur.Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise,ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir.Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz.Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder.Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur.Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.
Yukarıda ki bu durumu anlatmamın sebebi,tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir.Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir.Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.
TAVŞANLARDA BESLENME
Tavşanların sindirim sistemi diğer evcil hayvanlarımızdan farklılık göstermektedir. Bu farklılık onların besinlerden, özellikle sekumlarında ki fermentatif karakterli mikroorganizmalar sayesinde yararlanmalarından kaynaklanmaktadır.Tavşanların besinlerden optimum yarar sağlayabilmeleri için sekumlarında istenilen düzeyde bir mikroorganizma topluluğun sağlanmış olması gerekmektedir.Bu topluluğun sağlanması da yavru tavşanların sütten kesilmesinden hemen sonra başlar.Yani sütten kesimden sonraki yavru tavşanların beslenmesi onların hayatının geri kalanını direkt etkilemektedir.Bu dönemdeki herhangi bir yanlış beslenme geri dönüşü olmayan defektlere yol açar.Diğer evcillerimizin mama çeşitlerine bakıldığı zaman,erişkin ve yavru hayvanların mamalarının farklı olduğunu görürüz.Aynı durum tavşanlarda da söz konusudur.Bu yüzden tavşanlara mama alınırken onun yaşı göz önünde bulundurulmalıdır.
Tavşanlara verilecek gıdalardan bahsedecek olursak,sütten kesilen yavrulara verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır.Bunun nedeni yine sekumlarında ki mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir.Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir.Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir.Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında yavruların kurtulma şansı çok düşük.Bu yüzden sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot ( kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.
Beslenmede kaba yemin ( kuru ot ) önemi çok fazladır.Bunun birkaç nedeni vardır.Bunlardan biri ; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir.Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir.Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir.Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler.Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır.Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir.Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır.Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı büyük bir iştahla tüketirler.Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur.Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir.Asla unutulmaması gereken olgu,bu otların yaş olarak verilmemesidir.
Tavşanların diğer yem ihtiyacı yukarıda da belirttiğim gibi pelet yemlerdir.Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır.Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir.Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir.Bu durum sadece tavşanlara özel değil,bütün evcillerde gözlenen bir durumdur.Kedi-köpek mamaları da bu yüzden homojen bir yapıya sahiptir.Son olarak, tavşanlara günlük taze su verilmesi unutulmamalıdır.
Tavşanların sindirim sistemi diğer evcil hayvanlarımızdan farklılık göstermektedir. Bu farklılık onların besinlerden, özellikle sekumlarında ki fermentatif karakterli mikroorganizmalar sayesinde yararlanmalarından kaynaklanmaktadır.Tavşanların besinlerden optimum yarar sağlayabilmeleri için sekumlarında istenilen düzeyde bir mikroorganizma topluluğun sağlanmış olması gerekmektedir.Bu topluluğun sağlanması da yavru tavşanların sütten kesilmesinden hemen sonra başlar.Yani sütten kesimden sonraki yavru tavşanların beslenmesi onların hayatının geri kalanını direkt etkilemektedir.Bu dönemdeki herhangi bir yanlış beslenme geri dönüşü olmayan defektlere yol açar.Diğer evcillerimizin mama çeşitlerine bakıldığı zaman,erişkin ve yavru hayvanların mamalarının farklı olduğunu görürüz.Aynı durum tavşanlarda da söz konusudur.Bu yüzden tavşanlara mama alınırken onun yaşı göz önünde bulundurulmalıdır.
Tavşanlara verilecek gıdalardan bahsedecek olursak,sütten kesilen yavrulara verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır.Bunun nedeni yine sekumlarında ki mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir.Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir.Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir.Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında yavruların kurtulma şansı çok düşük.Bu yüzden sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot ( kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.
Beslenmede kaba yemin ( kuru ot ) önemi çok fazladır.Bunun birkaç nedeni vardır.Bunlardan biri ; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir.Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir.Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir.Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler.Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır.Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir.Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır.Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı büyük bir iştahla tüketirler.Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur.Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir.Asla unutulmaması gereken olgu,bu otların yaş olarak verilmemesidir.
Tavşanların diğer yem ihtiyacı yukarıda da belirttiğim gibi pelet yemlerdir.Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır.Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir.Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir.Bu durum sadece tavşanlara özel değil,bütün evcillerde gözlenen bir durumdur.Kedi-köpek mamaları da bu yüzden homojen bir yapıya sahiptir.Son olarak, tavşanlara günlük taze su verilmesi unutulmamalıdır.
Saygılarımla; muk muk 61
Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 11:37
TAVŞANLARDA BESLENME
Tavşanların sindirim sistemi diğer evcil hayvanlarımızdan farklılık göstermektedir. Bu farklılık onların besinlerden, özellikle sekumlarında ki fermentatif karakterli mikroorganizmalar sayesinde yararlanmalarından kaynaklanmaktadır.Tavşanların besinlerden optimum yarar sağlayabilmeleri için sekumlarında istenilen düzeyde bir mikroorganizma topluluğun sağlanmış olması gerekmektedir.Bu topluluğun sağlanması da yavru tavşanların sütten kesilmesinden hemen sonra başlar.Yani sütten kesimden sonraki yavru tavşanların beslenmesi onların hayatının geri kalanını direkt etkilemektedir.Bu dönemdeki herhangi bir yanlış beslenme geri dönüşü olmayan defektlere yol açar.Diğer evcillerimizin mama çeşitlerine bakıldığı zaman,erişkin ve yavru hayvanların mamalarının farklı olduğunu görürüz.Aynı durum tavşanlarda da söz konusudur.Bu yüzden tavşanlara mama alınırken onun yaşı göz önünde bulundurulmalıdır.
Tavşanlara verilecek gıdalardan bahsedecek olursak,sütten kesilen yavrulara verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır.Bunun nedeni yine sekumlarında ki mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir.Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir.Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir.Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında yavruların kurtulma şansı çok düşük.Bu yüzden sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot ( kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.
Beslenmede kaba yemin ( kuru ot ) önemi çok fazladır.Bunun birkaç nedeni vardır.Bunlardan biri ; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir.Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir.Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir.Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler.Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır.Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir.Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır.
Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı
büyük bir iştahla tüketirler.Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur.Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir.Asla unutulmaması gereken olgu,bu otların yaş olarak verilmemesidir.
Tavşanların diğer yem ihtiyacı yukarıda da belirttiğim gibi pelet yemlerdir.Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır.Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir.Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir.Bu durum sadece tavşanlara özel değil,bütün evcillerde gözlenen bir durumdur.Kedi-köpek mamaları da bu yüzden homojen bir yapıya sahiptir.Son olarak, tavşanlara günlük taze su verilmesi unutulmamalıdır.
Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 06:13
Tavşanlar ne yerler?
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Bunu ilk olarak Topi’nin havuca alenen burun kıvırması ile fark ettik. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.
Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı:
Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı:
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu, yeşil fasülye)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)
- Yeşil yapraklar (marul, lahana, maydanoz, sebze kabuğu, dereotu, yeşil fasülye)
- Yarım havuç veya salatalık
- Su
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir.
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir.
Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir.
Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır.
Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük paketlerde satılıyor Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshop’lardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır.
Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Arada tatlı kaçamaklar için:
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.
Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!
Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.
Su:
Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan “suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur” bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!
Düzenleyen Duygusu - 20.Temmuz.2006 Saat 07:01
Tavşan hızlı üreme kabiliyetine sahip, çabuk büyüyen, bakımı kolay bir hayvandır. Yılda 4-5 hatta 8 kere yavrulayabilir ve her defasında 7-9 yavru verir. Gebelik süresi 31-32 gündür. Yavrular doğduklarında 42-<st1:metricconverter w:st="on" productid="55 g">55 g</st1:metricconverter> ağırlıktadır, 4-5 haftalıkken sütten kesilirler ve 2-2.5 aylıkken kesime sevkedilirler. Yoğun yetiştiricilik yapılan yerlerde tavşanlar doğumdan 7-14 gün sonra tekrar çiftleştirilirler.
Tavşan ırkları çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Bunlar:
- Vücut büyüklüklerine göre;
1. Ağır ırklar: Ergin canlı ağırlıkları <st1:metricconverter w:st="on" productid="5 kg">5 kg</st1:metricconverter>'ın üzerindedir. Ör: Büska Beyaz Dev Tavşanı, Alman Dev Tavşanı, Fransız Dev Tavşanı.
2. Orta ırklar: Ergin canlı ağırlıkları 3.5-<st1:metricconverter w:st="on" productid="4.5 kg">4.5 kg</st1:metricconverter> arasındadır. Ör: İngiliz Gümüşi Tavşanı, Alman Gümüşi Tavşanı, Yeni Zelanda Kırmızısı, Yeni Zelanda Beyazı, Kaliforniya, Büyük Şinşilla, Viyana, Alaska, Havana
3. Hafif ırklar: Ergin canlı ağırlıkları 2.5-<st1:metricconverter w:st="on" productid="3 kg">3 kg</st1:metricconverter> arasındadır. Ör: Himaliya Tavşanı, Küçük Şinşilla, Rusya Tavşanı
4. Küçük ırklar: Ergin canlı ağırlıkları <st1:metricconverter w:st="on" productid="1 kg">1 kg</st1:metricconverter> civarındadır. Bunlar eti için kullanılmaz, genellikle gösteri, laboratuvar hayvanı ya da ev hayvanı olarak yetiştirilir.
- Verimlerine göre;
1. Et tavşanları: Yeni Zelanda, Kaliforniya, Şinşilla
2. Kürk tavşanları: Reks Tavşanları
3. Yün tavşanları: Ankara (Angora) Tavşanı
- Tüylerin uzunluğuna göre;
1. Normal tüylü: Havana Tavşanı, Alaska Tavşanı
2. Uzun tüylü: Ankara Tavşanı, Tilki Tavşanı
3. Kısa tüylü: Reks Tavşanı
Doç. Dr. Fatma İNAL
****
Tavşanlar, büyük gözleri ve çok büyük kulakları ile hayvanlar aleminde beslenme piramidinin altında yer alan tipik bir 'av' hayvanı özelliği taşır.
Diş yapıları kemirgenlere benzer, ancak üst çenede arkada iki küçük kesici diş daha bulunur. Çiğneme kaslarının ve kan plazmalarının yapı farkı nedeniyle, kemirgenlerden ayrı bir grup olarak incelenirler.
Toprak üzerinde bizzat kazdıkları oyuklarda, bitki yiyerek yaşarlar. Çok fazla çoğalma yetenekleri vardır. Bir defada 15’e kadar yavru doğurabilirler.
- 1. Aile: Tavşangiller (Leporidae): Kuyrukları uzun kıllarla örtülüdür. Kulaklar ve arka bacaklar uzamıştır. Bir kısmı toprak altında oyuklarda yaşar. Türkiye'de sadece bu aile görülür.
- 2. Aile: Islıklı tavşangiller (Ochotonidae): Kuyrukları kısa ve yuvarlaktır. Ön ve arka üyeleri eşit uzunluktadır. Geceleri aktiftirler ve ıslık şeklinde sesler çıkarırlar.
Tavşanların gözleri, başın iki tarafına konumlanarak onlara 360°C’ye yakın bir görüş alanı kazandırır. Kulaklarını iki yana çevirerek çeşitli sesleri algılayabilirler.
Bir yaban tavşanı, yaklaşan bir tehlike gördüğü zaman yere yapışık ve kulakları tamamen inik durumda farkedilmemeye çalışarak bekler. Kamufle özelliği de bu sırada çok işine yarar. Tehlike devam eder ve düşman 3 metreye kadar yaklaşırsa tavşan birden ani bir biçimde zıplayarak bütün hızıyla koşmaya başlar. Koşarken hızı kısa mesafelerde saatte 65-85 km.’ye ulaşır ve düşmanını şaşırtmak için sürekli zikzaklar çizer. Bir sıçrayışta 3 metre atlayabilir.
Bir ada tavşanı kolonisi içinde hiyerarşiyi belirlemek üzere yapılan kavgalar çok ciddi hasarlar oluşturmaz. Ancak bir koloninin yaşam alanını savunmak için diğer bir koloni ile yaptığı kavgalar ciddi yaralanmalarla sonuçlanabilir. Erkek tavşanlar, ayaklarını yere vurarak, gözdağı verirler. Koloninin sınırları, dallara, taşlara v.b. sürtünerek, yanaklarındaki bezlerden salgılanan koku ile işaretlenir. Ayrıca yumuşak tüyleri ve şirin ve sakin mizacı ile çok sevilen bir hayvandır.Hatta dışkıları çok temiz olduğundan Tavşan Boku deyimi ne yararı ne zararı olan şeylere söylenir
Düzenleyen Duygusu - 04.Temmuz.2006 Saat 12:06